Sigara dumansız hava ve hızla değişmeyen iklim herkesin hakkı!

-
Aa
+
a
a
a

21 Aralık 2009Hürriyet Gazetesi

Türkiye'nin Kopenhag'da açıkladığı “küresel iklim değişimiyle mücadele stratejisi belgesi” çevrecilerin tepkisini çekti. “Skandal” , “boş belge” sözcükleriyle tanımlandı. Oysa, “Dumansız Hava Sahası” politikasıyla ilgili sonuçlar yazılabilirdi belgeye. Türkiye, kapalı alanların tümünü “dumansızlaştırma” başarısını gösteren ender ülkelerden. Hiç değilse, sigara içenlerin azalmasıyla küresel iklim değişimi probleminin çözümüne yaptığımız katkıyla övünebilirdik.Açık Radyo'da verilen bir ”Kopenhag Günlüğü”nde Ömer Madra, Türkiye'nin Kopenag'da yeni açıklanan küresel iklim değişimi ile mücadele strateji belgesi için “skandal” saptamasını yapıyor. Ümit Şahin ise, “Bu belgede hiçbir şey yok!” diyor. Hâlbuki bu belgede Türkiye'de genişletilen “Dumansız Hava Sahası”ndan da bahsedilebilirdi!

SU KAYNAKLARINI İZMARİT DE KİRLETİYOR

Sigara dumanında 4 bin kimyasal madde var. Bunların 60'dan fazlası kanserojen. Sigaranın dumanında karbon dioksit ve metan gibi sera gazları da var. Dünya genelinde 1,2 milyar kişi sigara içiyor. Bundan dolayı da 2,6 milyar kilogram karbondioksit her yıl havaya karışıyor. Yine her yıl sigaradan dolayı havaya üflenen metan miktarı ise 5,2 milyar kilogram. Tütün üretimi,  işlenmesi de küresel iklim değişimine katkıda bulunuyor. Sigara izmaritlerinin çevreye ve su kaynaklarına verdiği zararların da haddi hesabı yok!Geçen 10 yılda ülkemizde tütün kontrolü bakımından çok olumlu gelişmeler olmakla birlikte bu alanda daha fazla çaba gösterilmesi gerekmekte. Bu çabaları daha çok sigara içen 20 milyon insanımızla birlikte sigara içmeyen fakat ikinci el sigara dumanından etkilenen 52 milyon insanımızın sağlığını korumak için yapmalıyız. Ayrıca Türkiye'de sigara satın almak için harcanan paranın yıllık tutarı Sağlık Bakanlığı bütçesinden de fazla! Özetle dünyada yılda 1 milyar kişiyi öldüren sigara aslında büyük bir kitle imha silahı. Aslında sigaranın 69 TL cezası yok; sigara içmenin cezası hayatımız!

SİGARADAN ÖLÜMLER DEPREMİN 100 KATI

8- 10 Aralık tarihlerinde Türkiye'den 81 il ve 25 ülke İstanbul'da düzenlenen İstanbul Uluslararası Sismik Riskin Azaltılması Konferansı'nda bir araya geldi. Bu konferansta İSMEP Projesi çerçevesinde İstanbul'da gerçekleştirilen deprem zararlarını azaltma çalışmalarını tanıtma konuşmalarının birini ben yaptım. Konuşmamda “Türkiye'de sigara içen 20 milyon dolayındaki kişi nedeniyle 100 binden fazla ölüm yaşanıyor fakat sigara salgını için böyle bir konferans düzenlemiyoruz” diye de sitem ettim. Çünkü Türkiye'de depremden yılda ortalama 950 kişi hayatını kaybediyor ve bu kayıplarımızı azaltmak için İSMEP gibi tek projeye 650 milyon Euro harcıyoruz. Şüphesiz İSMEP gibi başarılı projelere ihtiyacımız var ama sigaradan ölenlerin sayısı depremden 100 kat daha fazlayken şu ana kadar yaptıklarımızı yeterli bulamayız. Ölümlerde “Deprem toptancı, sigara ise parakendeci” diye en büyük afet olan sigarayı daha fazla görmemezlikden gelemeyiz.Geçenlerde Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), sigara ile mücadelede önemli bir gelişme kaydetmiş ve örnek olmuş kent olan İstanbul'da düzenlediği “Küresel Tütün Salgını Raporunun Tanıtımı” toplantısına Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı'nın daveti üzerine katıldım. Burada WHO Tütünsüzlük Girişimi Direktörü Dr. Douglas Bettcher'e daha başka neler yapmalıyız diye sordum. 19 Temmuz'dan itibaren ülkemizde tüm kapalı alanlara yayılan sigara içme yasağına ilave olarak şunları yapmalıyız: 1) Sigaralar tezgah altına konularak sigara satılan yerlerde reklam yapılması önlenmeli, 2) Ülkemizde ucuz olan sigara fiyatı artırılıp vergiler yüzde 75'e çıkartılmalı, 3) Paketlere büyük uyarıcı resimler konulmalı ve bunların etkisi değerlendirilmeli, 4) Sigarayı bırakmak isteyenler için 24 saat açık bilgi hattı olmalı, ücretsiz danışmanlık ve tedavi hizmetleri verilmeli.Deprem fiziksel bir tehlikedir; riskleri azaltılabilir ama tehlike tümüyle önlemez. Sigara ise yüzde 100 insan yapımı olduğu için hem tehlikesi hem de oluşturduğu riskler tümüyle önlenebilir. Bunu görmemesi için insanın “akıl tutulması”na uğramış olması gerek...