Sayın Avi Haligua, Hızlı ve kapsamlı yanıtınız için çok teşekkür ederim. Düşündüğümde, bende oluşan algının ve tepkimin, söylenen sözlerden çok, nasıl söylendiği ile ilişkili olduğunu anladım (vurgu ve tonlama). Sahip olduğumuz hak ve özgürlükleri yitirme korkusuyla, aşırı hassas davranmış olduğumu da görüyorum. Mesleğiniz gereği çok iyi bildiğinizden eminim; sizin niyetiniz ne olursa olsun, karşınızdakinin algısı o kişinin gerçeği oluyor. Algının oluşumunda da, o kişinin deneyimleri, altyapısı gibi bir çok yan faktör etkili olabiliyor. Size dün ilettiğim yazı da, benim geleceğe ilişkin kaygılarımın üst düzeyde olduğu bir döneme denk geliyor. Yine de herkesin biribirinin hak ve özgürlüklerine saygı duyarak yaşayacağı bir dünya hayalimi yitirmiş değilim.... Bağımsız yayın yapma ilkenize her zaman sahip çıktığınızı duymak çok sevindirici. Yanıt vererek soru işaretlerimi giderme konusundaki duyarlılığınız için tekrar teşekkür ederim. Saygılarımla, Seval Aksoy
Sayın Aksoy,Sizin de belirttiğiniz üzere, Açık Radyo yayın perspektifini,uluslarası sözleşmelerle belirlenmiş insan hak ve özgürlüklerini temelalarak oluşturuyor. Açık Gazete, "Son dönem" de dahil olmak üzere her dönemde olaylara aynı ilkeleri çerçeve alarak bakmaya çalışan birprogram.Açık Radyo manifestosunda da belirttiği temel ilkelere uyan (bkz: Açık Radyo Nedir?) tüm seslere, hoşuna gitsin ya da gitmesin, açık radyodur. Zaten, kâinatın sesini çıkartma gibi bir işlevi olduğunu iddia edemeyeceğini düşünerek kâinatın seslerini dinlemeye karar vermiştir. Bu sebeple "kapalı" ya da açık gibi göreceli kategorizasyonları rehber edinmek yerine sizin de isabetle belirttiğiniz üzere insan hakları ve ifade özgürlüğünü temel alır.Mektubunuzda yazdığınız gibi, "yurtseverlerin yurdumuza yöneliktehditleri ifade edişini ve değerlerimize sahip çıkışını" küçümsemekgibi bir yanlış anlamaya yol açtıysak bundan üzüntü duyarız. Fakat,mantık gereği, "yurtseverler" diye bir kategorinin varlığının, başkaisimlerle, farklı politikalar savunan insanların Türkiye Cumhuriyetivatandaşları için şaibeli fikir ve planlara sahip olduğu anlamınıçıkarma potansiyelini içinde taşıyor olmasının dahi beni kendimi böyletanımlamaktan alıkoyduğunu söylemeliyim. Türkiye'nin ciddiye alınması gereken çeşitli tehditlerle karşı karşıya olduğuna dair bir itirazım yok. Yukarıda kısaca bahsettiğim yayın politikası gereği, tehlikelerin neler olduğu konusunda ve teşhis ve tedavi yöntemleri üzerinde sizinle ya da benimle hemfikir olmayanların "hain" olarak tanımlanmaması gerektiğine inanıyorum. Hainlik tehlikesinin insanı çeşitli şekillerde süpheci hale getirebildiğine dair bir örneğe sizin mektubunuzda dahi rastlamak mümkün. Açık Radyo'nun maddî kaynaklarının internet aracılığıyla rahatlıkla ulaşılabilir bir bilgi olmasına rağmen "Diğerleri gibi, İslâmi sermayeden destek alıyorlar herhalde" cümlesini kurabilmenizi fena halde yadırgadığımı söylememe izin verin.Mitingle ilgili verdiğimiz sayıların Genelkurmay Başkanlığı'nınAnıtkabir defterleri üzerine açıklamasından aldığımızı programsırasında da belirtmiştik. Her mitingde olduğu üzere, katılımcısayısının çeşitli kaynaklarda farklı aktarıldığı malumunuz. Bumitingde de telaffuz edilen farklı sayıları paylaşmamızın nasıl birmahzuru olduğunu açıkçası anlayamadım. Bu arada bir yanlış anlamayı da gidermeme izin verin. Belirttiğiniz gibi, Hrant Dink'in cenazesine Ömer Madra, ben ve başka Açık Radyo çalışanları ve programcıları katıldılar. Ancak bu "ekibin" toplanması şeklinde değil, bireysel kararların geçerli olduğu, nihayetinde de bireylerin, sadece kendileri adına katıldığı bir tepki eylemiydi. Tandoğan'da gerçekleşen mitinge de katılan Açık Radyo programcıları (çalışanlarımız, çalıştıkları için Ankara'da bulunamadılar) olduğundan eminim.Açık Radyo, tüm çıkar grupları, şirketler ve devletlerden bağımsızyayın yapmaya çalıştığı iddiasına, gücü yettiğince, sahip çıkmayadevam etmeye niyetli. Bu önermenin bir sonucu olarak, kaç kişinin bizi dinlediğinden –rating sistemi- çok, ortaya koyduğumuz perspektifin genel felsefemizle uyumlu olması bizim için hayatî önem taşıyor. Bize dair algınızı bir daha gözden geçirmeniz dileğiyle…SaygılarımlaAçık Gazete programcısı Avi Haligua
Sayın Ömer Madra ve diğer Açık Radyo Çalışanları,Radyonuzun temel ilkesinin, insanın temel hak ve özgürlüklerine saygı olduğunu biliyorum ve sizi de bu yüzden dinliyordum. Ancak son dönemde takındığınız tavır beni ve etrafımdaki bir çok dinleyiciyi son derece rahatsız etmektedir.Artık kâinatın sesi değil, kapalı zihinlerin sesi olduğunuzu düşünmeyebaşladım. Bir kaç gerçek yurtsever olanı dışında hemen hemen tüm medya kanallarının satılmış olduğu günümüz Türkiyesi'nde, siz bana umut verirdiniz. Ancak son dönemde görüyorum ki, yurtseverlerin yurdumuza yönelik tehditleri ifade edişini ve değerlerimize sahip çıkışını son derece alaycı ve küçümser bir tavırla ele alıp, küçük haberlerle geçiştiriyorsunuz. Bu sabah Açık Gazete'yi dinlerken artık dayanamayıp radyoyu kapattım.Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in Cumartesi günkü konuşmasını taraflı bulduğunu söyledi bu sabah Avi Bey. Tabii ki taraflı olacak, Cumhuriyetin tarafında ve Atatürk'ün bu ülkeye kazandırdığı değerlerin tarafında olmasından daha doğal ne olabilir ki? Bu ülkede "özgür" yayın yapabiliyorken bunu neye borçlu olduğunuzu bir daha düşünün, hangi tarafta olmanız gerektiğini hemen anlayacaksınız. Artık sizin kapalı zihin ve kafaların tarafında olduğunuzu üzülerek görüyorum. "Diğerleri gibi, İslâmi sermayeden destek alıyorlar herhalde" diye düşünmeye başladım.Bu sabah ki programınıza, yurtsever insanlar olarak, 14 NisanCumartesi günkü Cumhuriyet Mitingi ile başlamanızı ve bunu alaycı birtavırla değil gururla sunmanızı beklerdim. Rakamlar konusunda ne kadar hassas olduğunuzu, hatta artık bir dinleyicinizin size gönderdiğihesap makinasıyla verileri sunduğunuzu da biliyorum! Tandoğan Meydanı ve oraya çıkan tüm caddeleri göz önünde bulundurup, metrekareye düşen insan sayısı ile toplam alanı çarpsaydınız, kaç kişiymiş kolayca bulurdunuz.....Cumartesi günü ben de Tandoğan'daydım sayın Madra. Siz yoktunuz herhalde. Yoksa, 370.000 kişi varmış, 400.000 kişi varmış, mozoleden 370.000 kişi geçmiş, yok efendim 10.000 kişi de geçememiş olsaymış, toplam şu kadar olurmuş...... yorumlarını bir kenara bırakıp, yurttaşlarınızla ne kadar gurur duyduğunuzu söylüyor olurdunuz. Bu kadar aydınlık yüzlü, sağduyulu, olgun, haklı ve büyük bir topluluğu daha önce birarada gördünüz mü acaba? 68 kuşağısınız, geçmişte epey fazla sayıda mitinge gitmişsinizdir herhalde ama hatırlayamıyorsunuz sanırım.Hatırlasaydınız, 14 Nisan'daki mitingin Cumhuriyet tarihinin enkalabalık mitingi olduğunu ifade ederdiniz bu sabah. Ya da gelseydinizAnkara'ya ekibinizle, Sevgili Hrant Dink'in cenaze törenine gittiğinizgibi, görmüş olurdunuz oradaki aydınlık ruhu........Tarafsız ve özgürlüklere saygılı olmak adına, bize bu özgürlükleriveren ve sahip çıkmamız gereken en önemli değerlerimizin yanındaolarak taraflı olmanızı beklerdim. Ne yazık ki tehlikenin farkındadeğilsiniz sanırım! Bir dinleyicinizi daha kaybettiğinizi, böylegiderseniz sadece kapalı ve karanlık zihinlere yayın yapacağınızıüzülerek ifade ediyorum.Seval AksoyBir Yurtsever