Serpil Kıvanç

Dinleyicilerimizden
-
Aa
+
a
a
a

Seni vurduklarını sokakta öğrendim. Kafası koparılmış tavuk gibiydim, ne yapacağımı nereye gideceğimi bilmiyordum. Yara almıştım, korumasız, yapayalnızdım. Bana bunun doğru olmadığını söyleyecek birileri olur umuduyla, öyle yolun ortasında telefon ettim arkadaşlarıma. Çoğu kez onlar hâlâ duymamışlardı; ben vermiş olmuştum kara haberi. Hepimiz utanıyorduk kendimizden, seni, bu ülkenin en güzel insanını koruyamamış olmaktan dolayı suçluyduk.

Sen diğerleri gibi değildin, arkanda büyük medya yoktu, uluslararası kampanya yoktu. Seni yalnızca bizler, kardeşlerin koruyabilirdi. Bizler olmalıydık hep yanında, etten duvar örmeliydik etrafında. Üzerlerimize asmalıydık birer “Türk” olduğumuzu gösteren yafta, bedenlerimizi siper etmeliydik sana. Hatta onların dilinden konuşmalıydık; bayraktan gömlekler giyip, önünde arkanda durmalıydık her an. Belki o zaman sıkamazlardı kurşunları, ne de olsa onlar “Türk”e kurşun sıkmazlardı; Onlar milliyetçiydi, bayrakseverdi...

Kapkara karanlıklarında senin onlara rağmen, onlar için mücadele ettiğini anlamayacak kadar cahildiler. Evet onlara rağmen yurtseverdin, inadına inadına seviyordun bu ülkeyi.

 

Keşkelerime eklenen bir başka keşke var ki, düşünmesi içimi kanatıyor. Keşke gitseydin bu ülkeden, karınla, çocuklarınla başka bir ülkede yaşasaydın daha özgürce. Biliyorum sen oralarda da ezilenlerden yana olurdun, oraların ırkçılıklarına karşı mücadele ederdin. Gerçekten de, keşke bu kadar inanmasaydın güvercinlere dokunulmayacağına bu ülkede. Bizler layık değildik bu güvene...

 

Bunlar ilk anda kafama hemen üşüşen düşüncelerdi. Sonra, meydanları dolduran kalabalıkları, seni anlayanların ne kadar da çok olduğunu gördüğümde, daha da acı bir soru kemirdi içimi: Ölmen mi gerekiyordu yanında olduğumuzu göstermek için?  301 makhemelerine gidemez miydik bu kadar çok, Kerinçsiz’leri boğamaz mıydık kalabalıklarımızla. Ama hayır, işimiz vardı, çoluğumuz, çocuğumuz vardı, biz seni düşünsel olarak destekliyorduk. Hatta çıkan imalı yazıları protesto edemeyecek, tepki gösteremeyecek kadar uyuşuktuk. İşte bu nedenle ölümünden bizler de sorumluyduk.

Sakın affetme bizleri...