Sevgili Ömer Madra ve Açık Radyo,
Açık Radyo manifestosunda radyo "zeki, duyarlı ve nazik insanları bir araya getirmeye" yarar diyor. Bu sabah da Açık Gaste'de Açık Radyo'nun bir komünite radyosu olduğunu belirttiniz. Oysa ki benim Açık Radyo'dan anladığım farklı bir şey.
Manifesto'da "…Eğlenemiyoruz!" diyor.
Açık Radyo, popüler televizyonların, gazetelerin bizlere dikte ettiği şekilde bir eğlence anlayışına maruz bırakılan kitlelere bir alternatif sunuyor. Dolayısı ile açık radyonun sadece "zeki, duyarlı, nazik" değil, popüler televizyon, gazete gibi yayınların dayattığı eğlence anlayışına maruz kalan herkese açık bir radyo olduğunu düşünüyorum; manifestoda da böyle olmasını beklerdim. (Zaten kainatın tüm seslerine ve renklerine açık) Neden dinleyici kitlesi de kainatın tüm sesleri ve renkleri değil de "zeki, duyarlı ve nazik" insanlar?
Ben Açık Radyo'yu çok seviyorum çünkü her Açık Radyo'yu açtığımda çok çeşitli konularda çok değişik şeyler öğreniyorum. Açık Radyo'ya karşı hissettiğim duygu en çok "hayranlık" olarak ifade edilebilir. Açık Radyo, benim hayal edebileceğimden bile daha mükemmel bir radyo diye düşünürüm hep. (Bana umut vermiştir, dünyada yalnız değilim diye düşündürtmüştür. Bu yüzden 5 senedir de destek oluyorum zaten) Ama Açık Radyo'yu sevip dinlediğim için zeki duyarlı ve nazik sınıfına konulmak hoşuma gitmiyor. Böyle olmayan insanların da Açık Radyo'yu benim sevdiğim sebeplerden dolayı seveceğini tahmin ediyorum.
Bana bir çelişki gibi gözüken bu durumu anlamama yardımcı olabilir misiniz?
Dinleyici destek projesinde başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle,
Sevgi ve saygılarımla,
