Merhaba Açık Radyo.
Yukarıda da belirttiğim gibi size çok kızgınım. Hem de çok.
Radyonuzda bir melek, başka bir meleğin yazdıklarını okuyordu ve bizler, sıradan insanlar, hayatın sıradan yüklerini oradan oraya taşımakla hükümlü olanlar, o insafsız ve davetsiz yükleri biraz olsun sırtlarından atmayı başarabildiklerinde yükte hafif ama pahada ağır başka yükler arıyorduk kendimize. Bu sefer sırtımızda değil kafamızda taşımak için. İşte bu melek ikilisini de o boşluklarda yakalamaya çalışıyorduk.
Oğuz Atay isimli çok bilmiş ama bir o kadar da kafası karışık melek, yazmış da yazmış. Başka bir melek Tilbe Saran da o yazılanları okumuş, sizler de bu okuyuşları biz sıradanlara iletmişsiniz. Her evin kapısına, her gün bedava bir şişe süt bıraksanız bile bu kadar "tehlikeli bir oyun" oynayamazdınız ve tabiki bu kadar büyük bir sevaba giremezdiniz.
Peki ya sonrası?
Bir daha sonsuza kadar dinleyemeyecek miyiz bu muhteşem bileşimi, bu eşsiz alaşımı?
Çok kızgınım ki hiç iz bırakmamışsınız bu uçsuz bucaksız sanal evrende, 3 dakika 40 saniyelik bir giriş'ten başka. Yazana kızamıyorum çünkü yazma yetkisi alınmış artık elinden. Aracı olana ve okuyana kızıyorum.
Ama son olarak yalvarıyorum. Lütfen, ya bir kez daha yayınlayın ya da sayfanıza koyun ya da bir şekilde ulaşabileceğim bir hale getirin.
Saygılar, sevgiler.Özgür