18 Kasım 2013
Varşova - Avrupa İklim Vakfı, ECF’in bu sabah Varşova’da, iklim zirvesine paralel olarak düzenlenen kömür zirvesinin yapıldığı Polonya Ekonomi Bakanlığı binasının karşısındaki Sheraton otelinde düzenlediği basın toplantısında konuşan eski IPCC 2. Çalışma Grubu başkanı Dr. Bert Metz, önde gelen 27 bilim insanının imzaladığı bir bildiriyi açıklayarak, kömür endüstrisinin yüksek verimli kömür iddialarının gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
Profesör P. R. Shukla ve Dr. Metz’in açıkladığı bildiri, ECF’in girişimiyle hazırlanmış ve aralarında Postdam İklim Enstitüsü’nden Prof. John Schllnhuber, Uygulamalı Ekoloji Enstitüsü’nden Dr. Felix Christian Matthes, Ecofys’ten Dr. Niklas Höhne, MIT’den Prof. Jeffrey Stenfield ve Union of Concerned Scientist’den Prof. Peter C. Frumhoff‘unda bulunduğu, iklim ve enerji konularında önde gelen 27 bilim insanının imzasını taşıyor.
Grubun sözcüsü olan Hollandalı iklim bilimci Dr. Bert Metz, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 3. (2001) ve 4. (2007) Değerlendirme Raporları’nda iklim değişikliğinin nasıl durdurulması ve sera gazı azaltımının (mitigasyon) nasıl sağlanması gerektiği üzerine çalışan 2. Çalışma Grubu’nun başkanlığını yapmıştı. Halen Avrupa İklim Vakfı’nın Danışma Kurulu üyesi olan Dr. Metz ayrıca Kyoto Protokolü görüşmelerinde Hollanda delegasyonunun da başındaydı.
Böylesine önemli bilim insanlarının ortak imzasıyla açıklanan bildiri kömür endüstrisinin iddialarını ayrıntılı bir biçimde hazırlanmış rakam ve grafiklerle çürütüyor. İşte bildiriden satır başları:
Yeni kömür santralleri 2 derece hedefiyle çelişir
- Bildiride “unabated“, yani karbonu tutulmamış kömürlü termik santrallerin hiçbir şekilde düşük karbonlu sayılamayacağı söyleniyor. Toplantıda, burada belirtilen “karbon tutma” teknolojisinin henüz ticari olarak kullanılabilir hale gelmediğini hatırlatan Dr. Metz, pratikte tüm kömür santrallerinden bahsettiklerini, ancak teknik olarak, henüz teorik düzeyde de olsa, karbon tutma teknolojileri olduğu için bu ayrımı yapmaları gerektiğini söyledi.
- En verimli kömür santrallerinin bile karbon emisyonunun yenilenebilir enerji sistemlerine göre en az 15 kat, doğal gaza göre 2 kat fazla karbon saldığı kaydedilen bildiride, “yüksek verimli düşük emisyonlu kömür yakma teknolojileri” diye bir terim kullanılmasının yanıltıcı olduğunu belirtiliyor. En verimli kömür satralleri kilovat saat başına 750 gram karbondioksit salarken, verimli gaz santralleri 350 gram salıyor. Yenilenebilir enerji santralleri işletimleri esnasında hiç CO2 salmamakla birlikte, üretimleri sırasında salınanlar dahil tüm ömürleri boyunca sorumlu oldukları CO2 salımları şöyle: Kilovat saat başına, rüzgar 10-20 gram, güneş (fotovoltaik) 35-50 gram, güneş (termal) 15-30 gram.
Kömür kısıtlı karbon bütçemizi hızla tüketir
- Bildiride petrol ulaşımda kullanıldığı için yerine yenilenebilir enerjinin konmasının daha zor olduğu, oysa elektrik üretiminde kullanılan kömürün, yerini kolaylıkla yenilenebilir enerjiye bırakabileceği söyleniyor. 2010'da Cancun’da yapılan 16. iklim zirvesinde bütün ülkelerin küresel sıcaklık artışını 2 derecede tutmakta anlaştıkları, hatta 1,5 derecede tutmayı hedefledikleri hatırlatılan bildiride, IPCC raporuna göre ısınmayı %66 olasılıkla 2 derecede sınırlamak için bundan böyle dünya ülkelerinin en fazla 1050 gigaton CO2 salabileceği söyleniyor. Bu da bilinen küresel fosil yakıt rezervlerinin 3863 gigaton olan karbon içeriğinin yaklaşık dörtte birine denk geliyor. Bu toplam rezervin yarısından fazlasını (2191 gigaton) kömür oluşturuyor.