Merhaba kâinat!..
En sıcak haberle başlayalım haftaya: İçinde bulunduğumuz (biz?) 2002 yılı, üstünde bulunduğumuz (biz??) kuzey yarıkürede, meteoroloji kayıt tarihinin en sıcak 6 ayı olarak tarihe geçti! Yeryüzünün gördüğü en cehennemî 6 ayı yani! (“Gördüğü” diyor ve “görüp göreceği” terimini kullanmaktan vebadan kaçar gibi kaçıyoruz elbette, çünkü, 2003 yılının ilk yarısının kayıtlara geçen en sıcak 6 ay olacağı konusunda herkesle bahse girmeye hazırız. Bu arada, yanılıp bahse girmeye kalkışacak “gafiller”i de şimdiden uyaralım: Geçen sene tam bu vakitler, nâçiz tefrikacılarınız bu yılın bütün rekorlarının kırılıcağı konusunda bahse girmekteydiler.Tefrikacılarınız her zamanki gibi züğaürt olmakla birlikte, bilgi ve sağduyu olanaklarını kullanarak para kazanma peşinde olmayacak kadar vicdanlı insanlar.)
En ıslak haberle devam edelim: Avrupa ülkelerinden bazıları tarihlerinin en yağışlı yazını geçiriyorlar. Pasifik okyanusunda El Niño denen başbelâsının eli kulağında olduğu bildirildi.
Ama havaların giderek kestirilmez bir hal aldığından şikâyet edenler için, “durun hele” diyor Guardian gazetesi yazarı John Vidal; “Daha yeni başlıyoruz: ‘Asya’nın Kahverengi Bulutu’ şehre insin de o zaman görün siz şenliği!"
Günün en puslu haberine geçelim o zaman: Ozon deliği (ozon tabakasındaki seyrelme) üzerine yaptığı inceleme ile 1995 Nobel Bilim Ödülü’nü kazanan Prof. Grutzen öncülüğündeki iklimbilimciler, son raporlarını açıkladılar: Asya üzerinde dolaşan kahverengi bulutu tespit etmişler.
Küçük bir ayrıntı saymayın: Yaklaşık 25 milyon kilometrekareye yayılıyor bu bulut ve 3 kilometre kalınlığında! Hepten kirleticilerden oluşuyor: Araçlardan ve bacalardan çıkan karbon monoksit, is, kurum, kül... Tamamiyle insan imalâtı bu tuhaf battaniye, yeryüzü kıtalarının en büyüğü olan Asya’nın tümünü kaplamaya doğru gidiyor! Güneş ışığının yüzde 15’ini örtüyor. Dahası: Sadece Asya’ya özgü bir sorun değil! Bir haftadan kısa (!) sürede diğer kıtalara da yayılabilirmiş ve Akdeniz’in bazı bölümlerine yayılmış bile. (Zaten, aksi düşünülebilir miydi?) Fosil yakıtlardan doğan küresel ısınma sorununu, büsbütün karmaşık ve büsbütün anlaşılmaz hale getiriyor: Sonuç, en saygın bilimadamları, gelişmelerin büsbütün anlaşılmaz olduğunu raporluyor.
Şu anda “aşırı iklim olayları”ndan mustarip ülkelerin bir mini listesini vererek konuyu kapatalım: Rusya, Çin, Hindistan, Bangladeş, Vietnam, Kamboçya, Afrika’nın güneyi, Etyopya, Amerika Birleşik Devletleri, Orta Amerika, Güney Amerika, Avustralya... (İyi haber: Uluslararası basında ve bu dehşetengiz raporlarda Türkiye’nin adına rastlamadık – belki de Türkiye bu yerkürede değildir...)
***
Irak savaşı: Haftasonu Hürriyet’te 6 Kasım’da başlayacağı kesin gibi deniyordu, ama DEBKAfile’a göre, dezenformasyona yönelik binbir aldatmaca haber arasında “çaktırmadan” başladı bile: Başlamadan başlyaması şöyle olmuştu: 5 ay önce (Mart’ta) özel ABD timleri K.Irak’a girmişler, Kürt milisleri örgütlemişlerdi, aynı tarihte Türk özel timleri de girmişler ve Musul ve Kerkük dolaylarında Türkmen bölgelerinde faaliyet göstermişlerdi; bu arada yeni üsler kurulmuş ve buralara her türlü asker ve donanım yığılmıştı; boyunduruk şöyleydi: Kuzey’de Gürcistan, Türkiye; Batı’da İsrail, Mısır, Ürdün; G.Batı’da: Eritre, Kenya ve Güney’de: S.Arabistan, Kuveyt, Umman, Katar, Bahreyn... Ayrıca Amerikan armadası: Doğu Akdeniz, Kızıldeniz, Basra Körfezi... Ayrıca Haziran’dan bu yana Amerikan ve Türkt istihkâmcılarının Kuzey Irak’ta inşa edip genişlettiği hava üsleri...
Geçen hafta ABD iki askeri operasyon yaptı: Salı (6 Ağustos 2002) Irak-S.Arabistan ortasındaki çölde bombardıman! Fiber optik kabloların berhava edilmesi ile askerlikte tarih yazıldı: Lazer güdümlü bu bombalar yeniydi! Aynı gün, ABD savaş uçakları, hava sahasını delip başkent Bağdat’ın üstünde uçtular! Geçen hafta Türkiye de bir operasyon yaptı: Türkiye’deki birçok gazetenin de DEBKAfile’a dayanarak yazdığı gibi, K.Irak’ta Bamerni havaalanı, Türk komandoları + ABD özel tim mensupları, havaalanını kısa bir çatışma sonucu ele geçirdiler. Daha sonra, takviyeli Amerikan birlikleri iki askeri havaalanını daha ele geçirdi. Böylelikle, Kerkük-Musul şehirleri ile stratejik önemi haiz Suriye – Irak demiryolu şebekesi üzerindeki semalarda ABD öncülüğündeki kuvvetlerin tam bir hâkimiyeti sağlanmış oldu.
Bir de önemli “flaş haber”: BM Mülteciler Yüksek Komiserliği “Kıdemli Koruma Sorumlusu” arama ilânları verdi: “Mülteciler konusunda deneyimli, İngilizce dışında “Farsça, Kürtçe ya da Arapça bilen” ve Türkiye’ye giriş yapan/yapacak mültecilerin Türkiye yasaları ile uyumunu sağlayacak elemanlar arıyor. BM, savaşla birlikte ortaya çıkacak büyük mülteci sorununa şimdiden çözüm arıyor yani.
İmdii, günün sorusu: İnternet istihbarat sitelerinde (DEBKA, Global Security) ve dahi o sitelere dayanılarak yapılan gazete haberlerinde: Irak’ın çevresindeki dev bir kuşatmaya, Irak’ın taa içindeki bu uzun ve meşakkatli hazırlıklara, ve bir de, Irak’ın göbeğinde Irak birlikleri ile ilk yüzyüze çatışmalara, yerdibindeki kablolardan Irak’ın başkenti Bağdat semalarında savaş uçaklarının gösterisine uzanan bu yazılanların ve BM “işçi bulma” ilânlarının birazı bile doğruysa, ne olur?
Efendim, o zaman, bütün o eski ve yeni silâh denetçileri, BM yetkililerinin açıklamaları, kamuoyu yoklamaları, Kral ziyaretleri, diplomat görüşmeleri, usta uzman yorumları, muhalif toplantıları, gür Saddam naraları, keskin şahin pençeleri, inceden güvercin ötüşleri, aranan ve aranmayan gerekçeler, savaş çıkar mı çıkmaz mı, çıkarsa ne zaman çıkar, hava iyiyse mi vurulur, kötüyse mi, ama..., sonra..., hukuk..., guguk... ve ilh... konuşmaları hepten geyik muhabbetinden ibaret demektir, bütün sorular da boşuna sorulmuş ve havada uçuşmuş demektir; çünkü savaş çıkmış demektir zaten, ve demektir ki zaten: havada bulut, sen bunu unut!..
***
Makas artığı: ABD hedef listesini genişletti ve listeye İran’ı da kattı, Derviş istifa etti, sosyal-liberal eksende sol oluşumlar arasında turlarını sürdürdü, yerine atanan bakan, ekonomik programda sapma olmayacağını açıkladı, Süreyya Ayhan Avrupa Şampiyonası’nda 1500 metre yarışında altın madalya kazandı, Türk Basketbol milli takımı özel turnuvada Yugoslavya’yı yendi, Sabah gazetesinden bir grup kopup yeni gazete hazırlıklarına başladı, Yaşar Kemal yeniden evlendi, velileri zor bir sonbahar beklediği anlaşıldı, metan moleküllerini yediği için küresel ısınmayı durdurmakta kullanılması düşünülen bir mikroorganizma bulundu, Papa Ortadoğu’da uluslararası barış gücü kurulması fikrine arka çıktı, Filistin’de iki kişi öldürüldü, Afganistan’da yeniden kurulan büyük eroin fabrikalarının tam kapasite faaliyete geçtiği açıklandı, Kongo’da barış imzalanmasının üstünden on gün geçtikten sonra ağır çatışmalarda ve cinayetlerde ölenlerin sayısı 90’ geçti, çocuk ve kadın cesetlerinin bulunduğu toplu mezarlar ortaya çıktı, her yıl binlerce Haitili çocuğun Dominik Cumhuriyetine kaçırılıp köle ve seks kölesi olarak satıldığı ortaya çıktı, ABD’nin en büyük havayolu şirketlerinden US Airways iflâs masasına başvurdu...
Devamı yarın...