1 Aralık 2008
Bundan tam 15 yıl önce 33 silahsız er Bingöl'de yolu kesen PKK'lılarca şehit edildi. Katliam, tüm ülkeyi yasa boğdu. Evlatlarını askere gönderen ailelerin acıları daha büyüktü. Çünkü, çocukları savunmasız, silahsız bir şekilde yola çıkarılmış, adeta ölüme gönderilmişti. Güneydoğu'da PKK'ya karşı sürdürülen savaşta daha önce de şehitler verilmiş, çok sayıda asker hayatını kaybetmişti. Ancak hiçbir ölüm, böyle savunmasız ve böyle önceden haber vere vere gelmemişti. Katliama duyulan öfke, başlatılan askeri operasyonlar ve öldürülen PKK'lıların sayılarıyla yatıştırılmaya çalışılırken, merak edilen ölümcül askeri hata ve ihmaller ise Askeri Mahkeme'nin açtığı soruşturmayla giderildi. Ama birkaç yıl süren mahkeme sürecinde yargılanan askeri yetkililer tek tek beraat etti. Ancak 33 silahsız erin vahşice katledilmesi kolay unutulamayacak kadar acı ve anlaşılmazdı. Katliamla ilgili her geçen gün, yeni bir bilgi ve belge ortaya çıkıyordu. Taraf, 1993'te gerçekleşen bu kanlı olayın öncesinde ve sonrasında yaşananları yeniden gündeme taşıyor.İhmal Malatya'da başladıElazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcısı Hakim Binbaşı İnayet Taş tarafından hazırlanan iddianamede 33 erin şehit edildiği olayda ihmaller zincirinin Malatya'da başladığı vurgulanıyordu. Dağıtıma gidecek olan erler 24 Mayıs 1993'te Malatya İl Jandarma Komutanlığı'nda toplandı. Hepsi sivildi. Dağıtım izinlerini yeni tamamlamışlardı. Üzerlerinde nüfus cüzdanları yerine askeri kimlikleri bulunuyordu. O gün, Malatya İl Jandarma Komutanlığı'ndan 04.55'ten başlamak üzere aynı gün saat 13.00'a kadar on altı ayrı araçla toplam 582 jandarma eri Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'na konvoy meydana getirilmeden, eskort nezaretinde olmaksızın ve araçların içine silahlı askerler bindirilmeksizin sevk edildi. Emirlere uyulmadıSavcı Taş, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'nın Bingöl ve Elazığ İl Jandarma komutanlıklarına gönderdiği "8 Eylül 1992 gün ve PER: 71/30-15-92/1183" sayılı mesaj emirlerine şöyle dikkat çekiyordu: "Dağıtıma birliğe gelen hiçbir personelin kesinlikle münferit olarak gönderilmemesi, belli merkezlerde toplanacak personelin güvenilir otobüs firmalarından tutulacak otobüslerle zırhlı araç eskort vesaire ile gönderilmesi, oluşturulacak konvoyun üzerinde kritik bölgelerde helikopterlerle kep görevi yaptırılarak emniyetin sağlanması...."24 saat güvenlik uyarısıDiğer yandan Jandarma Genel Komutanlığı'nın 9 Eylül 1992 gün ve PER: 7200-24-92/Mrk.Ş sayılı emrine yer verilen iddianamede, "Sevkte kullanılacak vasıta, gidilecek yer, sevk edilen er sayısı ve tehdit durumu gibi faktörlerin dikkate alınarak konvoy teşkil etme, refakatte araç görevlendirme, araç içine personel koyma ve yollarda yirmi dört saat esasına göre gerekli emniyet tedbirlerinin alınması..." uyarısı dikkati çekmektedir. Ancak, Savcılık, bu talimatlara rağmen yukarıdaki emirlerde bahsedilen konvoy teşkil etme, harekette araç (eskort) gönderme, araçların içerisine silahlı asker bindirme ve özellikle Bingöl il sınırları içerisinde ve çok kritik olan karayolunda bu tedbirlerden hiçbirinin yapılmadığı, keza çok kısa zaman aralığıyla peşpeşe gelen araçların bekletilerek konvoy haline getirilip helikopterle kep görevi yaptırılmamış olduğunun tespit edildiğini vurguluyordu. Dört gün önceden biliniyorduSavcı Taş hazırladığı iddianamede 33 erin şehit edildiği PKK eylemi için "Böyle bir olayın yaşanacağını herkes biliyor" tespitini yapmıştı. PKK'nın Elazığ-Bingöl karayolunu keseceğine dair olaydan dört gün önceki tarihli ve birinci dereceden teyitli istihbarat raporu sonradan ortaya çıkmıştı. Bingöl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi, 93/123 sayılı istihbaratı Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, İl Jandarma Komutanlığı'na, Güvenlik Komutanlığı'na bildirilmişti. Aynı gün Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, MİT müsteşarlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'na yazının birer kopyası ulaştırılmıştı. Not şöyleydi: "Elazığ'ın Palu ilçesindeki 300 kişilik PKK grubundan ayrılan 150 kişilik bir gurubun Bingöl bölgesine geldiği ve aynı grubun birkaç gün içinde Bingöl-Elazığ karayolunu kesip eylem yapacağı, Bingöl il merkezi ile kendilerine yardımcı olmayan bazı köylere eylemde bulunacağı bilgisi alınmıştır."A teyitli istihbaratAskeri savcılıkça hazırlanan iddianamede bu konuya oldukça geniş bir yer ayrıldı: "Böyle bir olayın yaşanacağını herkes biliyor. Olayın meydana geldiği karayolunun güvenliğinin sağlanmasından sorumlu bulunan Bingöl İl Merkez Jandarma Komutanı Jandarma Yüzbaşı Nevzat Yıldız'ın da tespit edilen beyanlarında Kuruca-Bingöl karayolunda kendilerin tarafından alınan tedbirlerin yeterli olmadığını bildiği, hatta 150 kişilik bir terörist grubunun iki minibüsteki erlerin indirildiği Diztepe mevkiinin çok yakınında bulunan Gökçekanat ve Çevrimpınar köyüne geldiklerini bildiği, bu durumu 21 mayıs 1993 tarih ve İSTH: 350-54-93/3396 sayılı yazı ve ekindeki haber bildirme formuyla şöyle bildirmiştir: '20 mayıs 1993 günü saat 21 sıralarında 60 kişilik bir PKK grubunun Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanlığı'na bağlı Kırkağıl köyüne geldiklerini, burada kısa bir propaganda yaptıktan sonra Gökçekanat köyü Manço deresi mevkii istikametine gittiklerini, duyumun kaynağının güvenilir ve haberin doğru olduğu anlaşılmıştır.'Adım adım gelmişler'23 Mayıs 1993 tarih ve İSTH: 3520-208-93-3405 sayılı yazı ekindeki haber bildirim formunda da Kuruca Jandarma Karakol Komutanlığı elemanlarınca 22 Mayıs 1993 günü elde edilen duyumda 'Son bir haftadan beri PKK'ya mensup silahlı bir grubun Çiyarettepe, Medertepe, Teçirtepe ve Ermurtağ Deresi'ni takiben Kırkağıl köyüne indikleri, son olarak 21.05.1993 günü köylülerden beş çuval ekmek topladıkları, aynı dere istikametini takip ederek Nedertepe'de mevzilendikleri, haber kaynağının güvenilir ve haberin doğru olduğu...' bilgisinine yer verilmiştir."Bile bile sevkiyatİddianamede, olaydan bir gün önceki istihbarat bilgisine de yer verilerek, 130 kişilik PKK'lı bir grubun yolun kesildiği yere 1-7 kilometre mesafedeki Gökçe kanat ve Çevrimpınar köylerine geldiklerinin anlaşıldığı, örgüt mensuplarının Bingöl ilinin çevre illerle karayolu bağlantıları üzerinde yoğun eylem planladıklarını ve bu yollar üzerinde kontrolü ele geçirmeyi amaçladıklarının bildirildiği halde, Malatya İl Jandarma Komutanlığı'ndan 24 Mayıs 1993 günü, 16 araçla 582 jandarma erinin Bingöl'e konvoy meydana getirilmeden, eskort olmaksızın ve her aracın içerisine silahlı askerler bindirilmeksizin sevkiyatın yapıldığının altı çizilmişti.Yeşil de aynı gün, aynı yolda24 Mayıs 1993'te, yani katliamın yapıldığı Bingöl Elazığ yolunun bir başka yolcusu daha vardı: JİTEM elemanı Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'dı bu kişi. Yeşil'in, aynı gün Diyarbakır'ın Lice ilçesinde kuşkulu bir şekilde öldürülen MHP ilçe başkanı Hadi Ari'nin cenazesine gittiği iddia edilmişti. Dönemin Asayiş Kolordu Komutanı Necati Özgen, PKK'nın yolu Genç'te öldürülen MHP il başkanının cenazesine gidenleri öldürmek için kestiğini savunmuştu. Gazeteci Saygı Öztürk'ün "33 Kurşun" adlı kitabında, Yeşil'in bölgedeki üst düzey komutanlara "PKK'yı basıp ateşkesi bozalım" dediğine dikkat çekiyor.,PKK'ya enformasyon iddiasıBingöl'de 33 erin şehit edildiği günlerde PKK tek taraflı ateşkes ilan etmişti. PKK lideri Abdullah Öcalan, 1993 martında yanına Celal Talabani'yi de alarak tek taraflı olarak silahları susturduğunu açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Talabani aracılığıyla Öcalan'dan silahlı mücadeleye son vermesini istediği daha sonra ortaya çıkacaktı. Genel bir affın hükümetin gündemine getirildiği günlerde Bingöl'den gelen katliam haberi af ve barış umutlarını gündemden silecekti. Öcalan, askeri bir yetkilinin İmralı'da kendisine 33 er olayının çözümü engellemek için tertiplendiğini iddia ederek "Ateşkes ilan etmiştik, o hafta çok önemli gelişmeler olacaktı.?Bingöl'deki bir gruba yanlış bir enformasyon verilmiş" dedi.