Merhaba ben Mehmet İbiş. Psikiyatristim. Özel çalışıyorum.
Açık Rradyo'yu "var" olduğu için kutluyorum. Var edenlere çok saygı duyuyorum. Varlığına "dinleyici destek projesi" ile dinleyicilerini ortak etmesi de çok hoşuma gitti. İlk olarak geçen yıl bunun farkına vardım, elimin altında web sitesi yokmuş gibi telefonla radyoyu arama ve desteğin koşullarını, biçimin sormak zor geldi, utandım, çekindim. Bu yıl da süre bitmeden öğrenip katılırım diye umuyorum.
Benim asıl yazma vesilem bu akşamki 'Sözcüklerin anayurdu' programına katkıda bulunmak isteyişim. "Düşünmek" sözcüğünün kökenleri üstüne konuşuluyordu. Düşleme ile düşme bağlamındaki köklerin aynı olup olmadığına ilişkin de fikiler ileri sürüldü. Benim eğitimimde genel kültürü gelişkin olan bir psikiyatri şefim vardı; Ali Babaoğlu. Onunla dil ve sözcükler üstüne de çok konuşurduk. Sanırım onunla yaptığımız söyleşilerden kalmıştır. "Düş" ile "düşmek" arasında antropolojik bir bağlantı var (olabilir). İnsanın "maymun" döneminden kalma bir anıştırma olabilir. Ağaç dallarında geceleyip uyurken insan/maymun derin uykusunda gevşeyip daldan/ağaçtan düşebiliyordu. Başına daha kötüsü gelmiyorsa, uyanırken, kendine gelirken daha yeni düş görmekte olduğunu anımsayabiliyordu. Düş görme ile düşme bağı böyle olabilir. Fethiye yöresinde ayrıca verimsiz, edilgen, durağan düşünme için "düşnemek" fiili kullanılır, hatta düşnemenin bir de tutuk vücut postürü görsel çağrışımı vardır. Üzücü, sonuçsuz, kuruntulu düşünceler anlamında "düşünceme" sözcüğü de kullanılmaktadır yörede.
İyi yayınlar, umarım en yakın zamanda desteğe katılarak karşınızda olurum.