BENİM SEVGİLİ RADYOM
Nasıl geçti bu koca yıl bilmiyorum, yeniden AÇIK RADYO Destek Projesi tüm sıcaklığı ile başladı. 8 Mart’da başlayan dayanışma dönemi 9 gün sürecek. Sevinçle gözlemliyorum ki Radyonun dinleyicileri ve sempatizanları gün geçtikçe artmakta. Bizleri aptal yerine koyan iki şarkı on reklam tarzı radyoların öğrenecekleri çok şey var aslında radyoculuk adına… Gerçi radyoyu ateşli savunmalarımın ardından gelen çeşitli suçlamalar var ancak hiçbir gerçekle bağdaşmayan bu eleştiri ve suçlamalar ne yazık ki havada kalmakta. Artık açık Radyo bir fenomen olmuştur. Tüm programcıların kendi mesleklerinde uzman olmaları ve sundukları programları hazırlarken titizlikle hazırlanmaları birçok dinleyicide hayranlık uyandırmakta. Bunca yıldır, yayın politikasını değiştirmemesi ve yayın kalitesinden hiçbir şey kaybetmeden direnerek, karteller tarafından kayırılmadan bugünlere gelmesi hepimizde sonsuz bir saygı uyandırıyor elbette..
Ülkede, tarafsız bir yayın organı bulamamaktan şikayet eden herkes bu radyoyu dinliyor ve dinleyici kitlesi gün geçtikçe daha da artıyor ve bu kitle kuşaktan kuşağa taşınacak gibi görünüyor.
Neden böylesine tutkulu bir şekilde dinliyoruz bu radyoyu:
Gün içinde, çok çeşitli konularda, bilmediğiniz bir düzine bilginin sahibi oluyorsunuz. Büyük bir ihtimalle okullarda öğrenemeyeceğiniz türden bilgiler bunlar..
Kim olursanız olun birgün haksızlığa uğrarsanız, sizi de savunacağı için,
Çocuklarınızın geleceğini hacir altına alan çevre sorunlarını (iklim değişikliği ve nükleer tehlike gibi) korkmadan gündeme getirdiği için,
Müthiş bir kirlilik hüküm sürerken yıllardır tutarlı bir şekilde hem eğlendiren hem düşündüren programlar yaptığı için,
Kesinlikle savaşa karşı olduğu için,
Doğadaki tüm canlıları savunduğu için,
Dünyanın büyük gazetelerini ve haber ajanslarını kaynak göstererek diğer yayın organlarının itibar etmedikleri Dünya haberlerini doğru ve tarafsızca analiz ederek bizlere ulaştırdıkları için,
Dinleyicilerini reklamla avlanacak faniler olarak görmediği için,
Bizlere özenle unutturulan, besteci, yorumcu ve edebiyatçıları yeniden gündeme taşıdığı için,
Yokolan diller ve kültürler konusunda titizlikle haber topladıkları için,
Dinleyicileriyle harika bir duygusal bağ kurup bize kendimizi kocaman bir ailenin içinde hissettirdi için,
0.212.3434141 nolu telefon ve Hep Açık Radyo kulağa çok sempatik geldiği için,
Bunlar uzar gider, sen çokk yaşa AÇIK RADYO…
JSevindim:
İnsandan korktuğu için bana bile yaklaşmayan, dışarıda baktığım MASKE adlı kedimin üç tane dünya güzeli lokum gibi yavru dünyaya getirmesine ve balkonumda ona hazırladığım loğusa yatağında yatmasına,
Papatyalardan sonra mavi mineler, sapsarı olağanüstü kokulu mimozaların açmasına, Ağaçların pembe beyaz çiçeklerle bezenince gelin gibi görünmelerine,
Nejat İşler’in (manevi oğlum sayılır) nihayet hakettiği ödülleri kazanmış olmasına,
Görmezden gelinen Mahsun Kırmızıgül’ün nihayet aday gösterilmesine,
Yeni Zelanda’da intihar etmek üzere olan balinaları Moko adlı bir yunusun kurtarmasına (çok da saygı duydum kendisine)
L Üzüldüm:
Gazze’de süregiden zulme, minik bebeklerin bile bu aptalca savaşa kurban edilmesine,
Eski bir başsavcının “Eğer 12 martı bastırmasaydık onlar komünist bir darbe yapacaklardı. İdamları yapmasaydık üç milyon kişiyi duvarda tarayacaklardı.”-
demesine ve benim o ihtiyar surata bakıp bakıp bakakalmama…
Aşkalenin kurtuluş törenlerinde gördüklerime ve çok utanmama,
Ölüleri görelim diye diretenlere TSK’nin insani nedenlerle karşı çıkmasına rağmen işgüzar medyamızın yabancı yayın organlarını tarayıp resimlerini bulup, çarşaf çarşaf basmalarına,
İsrail’de bir okula yapılan saldırı sonucu hayatını kaybeden sekiz öğrencinin ardından arapların zil takıp oynamalarına,
Tüm acılara kan gölüne döndürülmüş ülkelere ve bunca mutsuzluğa rağmen Bush adlı çöp katibinin neşeli ve vurdumduymaz haline,
Almanya’da gözaltında ölen türk gencine, ve polis teşkilatının ölüme kılıf bulmak için uydurdukları yalanın bana çok tanıdık gelmesine,
Kenan Pars ve Sadun Aren Hocanın vefatlarına,
Muğla Orman Bölge Müdürünün, maden ocağı açmak için “kesilen tüm ağaçların bedelini aldık” diyecek kadar duyarsız olmasına,
(!) Şaşırdım:
Hergün yeni bir yolsuzluğun ortaya çıkartılmasına, bu yolsuzlukların şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmesine,
Emniyetçe takibe alınan operasyonların ve bu kadar ismin nasıl bulunabildiğine, bu konudaki yaratıcılıklarına.