31 Mart 2010
Merhabalar,
Açıkradyo'nun benim için ne kadar önemli (evet, bağış yaptım) olduğunu bilmenizi isterim.
Bu sabahki (31 Mart 2010) Açık Gazete'de bahsettiğiniz
Young, L., Camprodon, J., Hauser, M., Pascual-Leone, A., Saxe, R. (in press). Disruption of the right temporo-parietal junction with transcranial magnetic stimulation reduces the role of beliefs in moral judgmnet. PNAS.
araştırması hakkındaki tartışmaya katılmak istiyorum. Zaman kıtlığı nedeniyle maddeleyerek yazıyorum:
1. Araştırmada "moral judgment" olarak geçen konsepti "ahlak" olarak çevirdiğinizde çok büyük bir anlam kaybı gerçekleşiyor. Transcranial Magnetic Stimulation (TMS) uygulanarak önlenen şey elimizdeki bütün bilgileri gözönünde bulundurarak karar vermek. (Şimdilik)
2. Avi'nin "Neden biliminsanları böyle bir deney yapma gereksinimi duymuşlar?" sorusuna ilişkin:
Neuroscience (Sinirbilimi) yalnızca beyin ve sinir sistemine değil, davranış ve düşünce (psikoloji, filozofi, computer science, fizik ve matematik!!!) yi ve bütün bunların iki yönlü birbirlerini etkilemesini inceler. İnterdisiplinerdir, ayrıca bu ilişkileri farklı cephelerden araştırır. Young'un araştırmasında ele aldığı morality konsepti, Decartes'tan beri tartışılıyor. 18. ve 19. yüzyıllarda suç ve kriminalite, "moral compass" yani "ahlaki pusula"nın bozuk olmasına işaret olarak görülüyor. Tamamen fizyolojik bir açıklama, bedenimizin bir parçasının ahlaktan sorumlu olduğu düşüncesi yaygın. Sonra eugenics dalgası, moral pusulası bozuk olan insanların hepsinde ortak görülen özellikler bulup (!), mesela alnı dar insanların çoğalmaması gerektiğini savunuyor. 20. yüzyılda bu düşünceyenin tam tersi olan "her tür suç ve ahlaksız davranış bilinçli yapılmıştır" fikri yaygınlaşıyor.
Fast forward 20.-21. yy: Young, beynin bir bölgesini geçici olarak bloke edince, ahlaki karar verme yeteneğimiz de geçici olarak bloke ediliyor. "Ahlak, temporo-parietal cortex'te oturuyo" sonucunu çıkaramayız daha. Correlation does not equal causality mevzuu. Fakat bunun bize öğretebileceği en önemli ders bence şu:
It's complicated. Yani, "ahlak tamamen kültürel olarak davranış ve düşüncelerimize süper-empoze edilmiş bir kurallar yumağıdır" ve "ahlak, beynin belli bir bölgesindedir" açıklamaları arasında birşey. Aynen nature-nurture tartışması gibi; yanıt ise ikisi de.
Açık radyo için çok teşekkürler, sizi çokçok seviyorum,