28 Ocak 2008Hürriyet Gazetesi
Bu durumlarda hep eskilerin "İti, öldürene sürütürler" sözünü hatırlarım. Nasreddin Hoca'nın, bindiği dalı kestiğini görüp düşeceğini söyleyenin yakasına yapışıp ne zaman öleceğini de sorması gibi bir durumdur bu. Soru: "Neden yağış yok?" Cevap: "Şu olmuyor da ondan." Soru: "Şu niye olmuyor?.." Soru içindeki sorular bitip tükenmez...Kızmayın, yağışların buraya kadar gelmesini ben engellemiyorum. Aynı şeyi küresel iklim değişimi konusunda Türkiye'nin her köşesinden konferans vermeye çağrıldığım zaman da hissederim. Sanki iklimi ben değiştirdim! Bir derviş gibi şehir şehir dolaşıp onu nasıl düzeltiriz diye anlata anlata hem yorgunluktan bitap düştüm, hem de iflas etme noktasına geldim. Üç adet kitap yazdım ama fayda yok; okumak zor geliyor millete. Allahtan eşim bu olaya da el koyup şehir dışına çıkışımı yasakladı da ben de kendime geldim!..ÇOCUKLAR YER DEĞİŞTİRDİNeden bu ay Güney Afrika'yı, İngiltere'yi seller götürürken bize yağmurun bir damlası, karın bir kristali bile doğru dürüst düşmedi. Aslında bunu 8 Ekim 2007'de bu köşede açıklamıştım. Özetle hatırlatayım: "Şu anda El Nino yerini La Nina'ya bırakmakta. Bu geçiş döneminde dünyada genellikle normal yağış paternleri görülmekte. La Nina yıllarında ise Avustralya, Endonezya, Güney Afrika'da yağışların arttığı gözlenmekte. Fakat Avrupa ve Güney Amerika'nın bazı kısımlarında ise yağışların azalmasına neden olmakta..." Sonuç olarak, şimdi El Nino'dan La Nina'ya geçiş tamamlandı. Birkaç ay normal miktarda yağış aldıktan sonra, beklenen oldu. Ülkemizde yağışlarda azalma oluştu... Yazılarımı düzenli takip ediyorsanız ya da kitaplarımı okuduysanız yukarıda bahsettiğim iki isim hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Sabrınıza sığınıp, bilmeyenler için bir kez daha yazacağım: El Nino, Pasifik Okyanusu'nun tropikal enlemlerinde su yüzey sıcaklıklarını mevsim normallerinin üzerine çıkaran ve Ekvador'dan Peru'nun güney kıyılarına doğru akan zayıf bir sıcak su akıntısıdır. Bu akıntı, her yıl Hz. İsa'nın doğum günü Noel'de muz, portakal ve hindistancevizi ağaçlarının dallarını Peru kıyılarına taşıdığı için El Nino (o erkek çocuk/özel çocuk) diye adlandırmış. Pasifik Okyanusu'nun doğu ve tropikal enlemlerindeki su yüzey sıcaklıklarının mevsim normallerinden daha soğuk olduğu yıllara ise La Nina (kız çocuğu/kız kardeş) adı verilir. Yani bunlar bizim için basit bir sıcak su akıntısından öte, atmosferin genel sirkülásyonunu etkileyen üç boyutlu karmaşık bir olaydır.SON 10 YILIN EN GÜÇLÜ EL NİNA'SIBöylece La Nina şu anda güney enlemlerinde olması gereken jet akımlarını kuzeye sürerek, eğip bükerek atmosferin genel dolaşımını değiştirdi. Yine buradaki yazdıklarımdan hatırlarsanız: Jet akımları yukarı seviyedeki hızlı rüzgárların bir kurdele gibi dalgalanıp dünyayı dolaşmasıdır. Jet akımları yerdeki cephe sistemlerinin de dümenidir. Böylece, eskiden jet akımları kışın güneye sarkarak alçak basınç ve ona bağlı cephe sistemlerinin üzerimize getirip daha çok yağış bırakmasına neden olurdu. Fakat şimdi (İstanbul'da büyük bir kuraklığın yaşandığı La Nina'nın olduğu) 1988-89 yılından beri gözlenen en kuvvetli La Nina ile karşı karşıyayız. 2008 yılının serin bir yıl olacağını da söyleyebiliriz.Halkın hava durumundaki değişimleri doğru anlaması ve algılaması, sebep sonuç ilişkisini doğru kurabilmesi için hava durumu programlarında bilgilendirilmeleri gerekir. Örneğin, ben bir TV kanalında hava durumu sunsam ve kimse işime karışmasa mutlaka jet akımlarına ait basit haritaları göstererek önümüzdeki günlerde havanın nasıl olacağını anlatırdım. Maalesef, ülkemizdeki "halk anlamaz, ilgilenmez" diye bu tür bilgiler hava durumu programlarında henüz verilmiyor. Jetleri gün ben gün takip etmek isterseniz http://turkish. wunderground.com /global/Region/EU/JetStream.html web sitesine girmelisiniz. Yalnız bu sitedeki "çiğ" noktası gibi yanlış deyimlere dikkat. Ayrıca, El Nino ve La Nina, dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen iklimsel değişimlerin diğer bölgelerde ne denli büyük etkilere sahip olabileceğinin en önemli kanıtlarıdır...