26 Ocak 2014Milliyet Gazetesi
Yağışlar tekrar başlamadan önce neredeyse herkes kafayı havayla bozmuştu. Kolay değil; kimi yerde son 50 yılın en kurak günleri yaşanıyordu... Şimdi soru, bu yağışlar geçmiş aylardaki yağış eksikliğini giderir mi? Gerçekten bu milyar dolarlık bir soru. Sonuçta hidroelektrik enerji üretimi, tarım, hayvan ve gıda sektörü üstü açık bir fabrika. Ayrıca turizm de hava şartlarından doğrudan doğruya etkilenen önemli sektörlerimizden. Bir de kurak kışların ardından gelen çok sayıda ve büyük alanlardaki orman yangınları, sinek, fare, kene gibi haşerelerdeki patlamalar vb. var.
Amerika ve Avrupa’da su, gıda, enerji ve tarımla ilgili profesyonel kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere hava şartlarından etkilenen şirketler her ay özel meteoroloji danışmanlık firmalarından, adına “meteorolojik değerlendirme ve bakış” denilen raporları alırlar. Ülkemizde TV’deki hava durumu programlarındaki yağdı yağmadı gibi gündelik bilgilerle yetinmeyip uzun vadeli değerlendirmelere göre önüne bakabilmeyi akıl etmiş çok az sayıda firma var. Ülkemiz daha çok bilgi toplumu oldukça şüphesiz daha bilimsel davranan kurum ve kuruluşların sayısı artacak.Aklıma takılan sorular
Epeydir havaları uzun vadeli olarak “kokluyorum”. Ama aklımdan şu gerçekler çıkmıyor: 1 Ekim olan su yılının başından itibaren yaklaşık dört ay geçti ama kıştan beklenen yağışları alamadık... Marmara, Ege ve Akdeniz gibi yoğun nüfus, sanayi ve turizm bölgelerimiz Akdeniz iklimine sahip. Yani yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olan bu bölgelerimiz yağışının büyük bir kısmını sadece kışın alır... Bunların ışığında aklıma takılan sorular şöyle:
1) Kışın bitmesine yaklaşık 1.5 ay kaldı. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerimizde kışın geri kalanındaki yağışlar, kurak geçirdiğimiz aylardaki yağış eksikliğini ortadan kaldırabilecek mi?2) Beklenen yağışlar yağmur mu, yoksa kar şeklinde mi olacak? Yani yağış rejimi düzelecek mi? İyi haberler: 2013 yazından beri yaşadığımız meteorolojik kuraklıkta 2014’ün şubat ayından itibaren iyileşme olacak. Yani kışın geri kalanı ve ilkbaharın yağışlı olması bekleniyor. Bu durumda İç Anadolu ve Doğu Anadolu gibi yarı karasal iklim şartlarına sahip olan yerler ilkbahar aylarında önemli miktarlarda yağış alacak. Bu nedenle İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da tarımsal kuraklığın küçük boyutlarda olacağı tahmin ediliyor.
30 Eylül 2014’te sona erecek olan 2013-14 su yılının başı 1 Ekim 2013’ten bugüne kadar Ege ve Akdeniz’in batısı kış mevsiminde beklenen yağışları almış durumda. Yani kışları yağışlı Akdeniz iklimine sahip olan bu bölgelerimizde kış yeterince yağışlı geçti. Şubatta beklenen yağışlar gerçekleştiğinde buralarda da ciddi bir kuraklık olmayacak. Kuraklığın farklı yüzleri
Kötü haberler: 2013-14 kışı çok az da olsa mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklıkla ve yetersiz yağışlarla sona erecek. Şubat ayı sıcaklıklarının tüm ülkemizde mevsim normallerinin üzerinde geçmesi bekleniyor. Şubat ayı ocak ayına göre daha yağışlı (mevsim normalleri civarında) olacak ama yağışların büyük bir kısmı kar değil, yağmur şeklinde olacak. Yağış miktarları mevsim normallerine yakın olsa bile bunun kar yerine daha çok yağmur şeklinde olması yeraltı suyu ve akarsulardaki akışları olumsuz yönde etkileyecek. Yani hidrolojik kuraklık kendini yazın hissettirecek.
Bilindiği gibi, İstanbul 1 Ekim 2013’ten beri 10 yıllık ortalamasına yakın bir yağış almasına rağmen Trakya ve Batı Karadeniz’in kurak geçmesi yüzünden barajlarını dolduramadı. Şubatta da bu bölgelerimizin sıcak geçmesi bekleniyor.
Özetle, önümüzdeki aylarda Türkiye’nin geneli (güneyi daha çok olmak üzere) daha çok yağmur şeklinde yağış alacak. Meteorolojik kuraklık hafiflerken, tarımsal kuraklık riski azalacak ama hidrolojik kuraklık kendisini hissettirecek.