Çevremdeki insanlara sorarsanız Açık Radyo Hüsne'nin radyosu derler çünkü
ilk onlara bu radyoyu ben tanıttım ve ısrarla her programını dinlerim. Açık
Radyo ile ilgili duydukları her haberi bana mutlaka iletirler. İstanbul
dışından gelen tanıdıklarıma da Açık Radyoyu öyle bir belletmişim ki onlarla
telefonla konuşurken halimi hatırımı sorduktan sonra bir de Açık Radyoyu
sorarlar. Yani benim çevremde Açık Radyo eşittir Hüsne ve tersidir. Fakat
gün boyu dinleyicilerden öyle açıklamalar geldi ki kendimi kıyıda köşede
kalmış bir dinleyici olarak gördüm. Hele en son Nil Karaibrahimgil'i
dinleyince iyi ama dedim o bir müzisyen onu elbette çok daha fazla
etkileyecek ve Açık Radyo ile daha fazla bağı olacak dedim. Ama ben de
sıradan bir dinleyici olarak beni sıra dışı etkilediğini söylemek
zorundayım.
En sevdiğim program Açık Deniz ve Açık ama Sakin Deniz'di. Bütün programları
dinlerken bu programı ben hazırlasam nasıl olurdu diye düşünürken Issız Ada
programını dinlerken ise kendimi konuk olarak hayal eder ve başlardım parça
seçmeye. Sabahları işe geç kalıyorsam Açık Gazete programını
dinlediğimdendir, bir türlü evden çıkamıyorum ki ha şu konu da bitsin şu da
diye.Her şeyi anlatmaya kalksam uzun bir öykü olurdu, burada kesiyorum. İyi
ki varsınız ve dilerim ki hep var olursunuz.
Hüsne Altıok