Haftanın Sergisi - 2
Şerif Erol: Plastik sanatlar dünyasında neler var bu hafta?
Haldun Dostoğlu: Malum hepimiz izliyoruz herhalde, Bilişim üzerine üç ayrı faaliyet sürmekte şehrimizde; TÜYAP, Lütfü Kırdar ve Askeri Müze’de. Dün de bunların bir tanesinde “Sanat ve Bilişim” konulu bir panel vardı. Doğrusunu istersen ben, bu alanda ne kadar büyük bir gelişmenin olduğunu ilk kez farkettim.
ŞE: Öyle mi?
HD: Bu alanda oldukça ciddi eser üreten sanatçılar, sanatçı grupları, tasarımcıların olduğunu öğrenmiş bulundum ki bu benim için yeni bir şeydi. Hatta bir şey daha: Bir müze var. Müzenin adı ‘Museum of Computer Art’ ve bu müzenin koleksiyonu da sadece bu ortamda üretilmiş sanat eserleri ile oluşuyor. Bu müze web’de duruyor. Bu alanda dünyanın birçok ülkesinden sanatçıların eserleri yer alıyor. Siz eğer bu alanda bir eser üretmişseniz buraya yolluyorsunuz, onların bir editing’inden geçiyor. Eğer müzeye kabul edilebilecek nitelikte görüyorlarsa eserinizi, müzeye koyuyorlar bila ücret. Böylece bir müzenin koleksiyonuna girmiş oluyorsunuz.
ŞE: Herhalde bu eserin sanal ortamda, internet ortamında üretilmiş olması lazım, öyle değil mi?
HD: Tamamen öyle. Ayrıca da en çok fotoğrafçılığın, fotoğraf üzerine çalışan sanatçıların bu ortamdan yararlandıkları ortaya çıktı. Plastik sanatlar ortamında, heykel veya yağlıboya ile çalışan sanatçılar için biraz uzak bir alan ama çalışmakta olduğu alan, tasarımcılar, mimarlar veya fotoğrafçıların kullandıkları dil bu alanın diliyle çok yakın olduğu için bu alanı kullanarak, yani dijital ortamın imkânlarını kullanarak sanat eseri üretmeye devam ediyorlar.
Bu arada biliyorsun birkaç haftadır hep aynı şeyi gündeme getirmeye çalışıyoruz: 8. İstanbul Bienal’e iki hafta kaldı. Bienal’le ilgili dünya üzerinde müthiş bir ilginin olduğunu da seziyoruz. ‘Poetical Justice’, senin tercümenle ‘İlahi Adalet’ ama kamuoyu, basının, medyanın ve organizatörlerin tercümesiyle ‘Şiirsel Adalet’ temalı sergi yaklaşıyor. Bu Bienal çerçevesinde geçtiğimiz günlerde bir yayında Bienal’in küratörü olan Amerikalı Dan Cameron’la bir röportaj vardı. Dan Cameron'un orada ısrarla üzerinde durduğu bir şey var ki, bu bence çok önemliydi. Bu Bienal temasının çağrıştırdığı romantizmin aslında hiç olmadığını, böyle bir beklentisinin de olmadığını, kendisinin de romantik biri olmadığını söylüyordu.
ŞE: Bu ‘Şiirsel Adalet’ temasının bir romantizm çağrıştırmasından bahsediyoruz değil mi?
HD: Bu temayı duyduğumuzda, İngilizce’sini de duysak, ‘Poetical Justice’ ya da Türkçe’de kullanıldığı şekliyle ‘Şiirsel Adalet’i duyduğumuzda ister istemez aklımıza böyle romantik bir çağrışım geliyor.
ŞE: Bir lirizm geliyor.
HD: Evet. Dan Cameron da bu lirizmden uzak durmaya çalıştığını belirtiyordu. Tam günümüzde, insanlığın bugün geldiği noktada, bir arayış içinde olduğu üzerine, adaletsizliğin üzerine giden, daha politik çağrışımlı işleri seçtiğini ve onları sergide izleyeceğimizi söylüyor, ki bu da ilginç. Birlikte göreceğiz.
(4 Eylül 2003 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.)