Merhabalar,
Radyoda seslerinizi duyunca insanın yanınızda olası, hep orada olamasa bile arada uğrayıp ' Nasıl gidiyor?' diye sorası geliyor. Ancak bu yıl Koridor ekibinin bildiği üzere, 20 senelik profesyonel öğrencilik hayatımın Garb görevi için sizlerden bir hayli uzaktayım.
Cumartesi'den beri elimden geldiğince dinlemeye çalışıyorum dinleyici destek programlarını. Ha şimdi, ha biraz sonra 'sesiniz çok iyi geliyor ' mail'i yazayım derken sabah siz konuşurken Dinleyici Destek Projesi'nin beşinci gününe gelindiğini farkettim. Artık daha da geciktirmeden oturup yazmaya başladım.
Beş gündür katılan hemen hemen her dinleyici, dinleyici-programcı Açık Radyo'nun bağımsızlığını devam ettirebilmesinin öneminden bahsedip, destek istediler. Ben de Açık Radyo'nun bağımsızlığının yanısıra 'kafa bulandırıcılığı'ndan biraz söz etmek istiyorum. Yani bu sabah da konuşuldugu gibi Açık Radyo'nun; Kopenhag'daki büyük iklim zirvesini ciddi bir yayınla takip eden tek yayın organı olduğunu, 'bugün de Kadıköy'de X isimli bir grup eylem yaptı sayın dinleyiciler' yerine oraya canlı bağlanıp derdi dinlemeye çalışan nadide bir radyo olduğunu hatırlamak lazım, hatta bunu hiç unutmamak; tam da bu yüzden Radyo'ya destek olmak lazım.
Açık Radyo bağımsız bir radyo, işte bu yüzden suya çomak sokup dibindeki çamurları suyun yüzüne çıkartabiliyor, 15 senedir de iyisiyle-kötüsüyle, bunu yapmaya çalışıyor. Eğer bağımsız olmasaydı koridorda Hrant Dink resmi olamazdi, radyodan HES'lere ve nükleere karşı eylem çağrısı yapılamazdı.
Gösterilmemeye, ötekileştirilmeye çalışılanları suyu bulandırıp su yüzüne çıkardığı için Hep birlikte Açık Radyo!
Gönüllülere, teknik ekibe, programcılara ve destekçilere kolay gelsin; gün içinde ne kadar yorulduğunuzu tahmin edebiliyorum ama olsun; sesiniz 'dışarıdan' da çok iyi geliyor.