20 Haziran 2002Ercan Kumcu
Kuruluş kanunlarda bağımsız oldukları yazıldığı için kurumlar bağımsız olamıyorlar. Uygulamada bağımsızlık, kanunlarla káğıt üzerinde verilen bağımsızlıktan çok daha önemli oluyor. Bu gerçeği geçmişte de çok gördük.KURALI UYGULAMAKBankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) hukuken bağımsız olarak kuruldu. Bu kurumun oluşturulması, ekonomiye ilişkin en önemli yapısal reformlardan biriydi. Geç bile kalınmıştı. Önce Kurum'un karar organı olan yedi kişilik Kurul'un yanlış insanlardan kurulduğu düşünülerek hukukun çiğnenmesi pahasına, başkan hariç Kurul üyelerinin görevlerine son verildi. Bir üye hariç, Kurul'a yeni üyeler atandı. Yani, hükümetin isteği doğrultusunda Kurul'un karar vermesinin sağlandığı düşünüldü. Pratik bir çözüm bulunmuştu, ama Kurum'un bağımsızlığına ciddi bir darbe vurulmuştu.BDDK dört-beş ay önce bankacılık sektörünün sermaye yeterliliğinin nasıl sağlanacağı konusunda bir plan açıkladı. Plan internet sayfalarından bütün dünyaya duyuruldu. Kitapçıklar hazırlandı. Sermaye yeterliliği tutmayan bankaların nasıl bir muameleye tabi tutulacağı anlatıldı. Yapılacakların tümü şeffaflık ilkesine bağlı kalınarak yapılacaktı.Bir hafta önce, BDDK, üç aşamalı inceleme sonucunda bankaların sermaye durumlarını açıkladı. Sermayeleri eksik olan bankaların sahiplerinin ne yapacağı da aynı açıklamada vardı. Ama, açıklamada iki banka hariç tutulmuştu. Çünkü, BDDK, iki banka için karar alamamıştı.Konu, eskiden olduğu gibi, hükümet sorunu oldu. Başbakan devreye girdi. Hükümeti oluşturan partilerin liderleriyle konu müzakere edildi. Beş ay önce açıklanan strateji ancak dün sabah uygulamaya konulabildi. IMF olmasaydı, belki konu hálá tartışılıyor olacaktı. IMF ikinci gözden geçirmenin şartı olarak gerekenin yapılmasında diretince, ekonomik programın çökme riskini alamayan hükümet BDDK'nın bazı üyelerini ikna etmek zorunda kaldı. Belli ki, siyasetçilerimiz ellerini henüz bankacılık sektörünün üzerinden çekmediler.IMF'SİZ ZORSon gelişmeler iki konuyu öne çıkarıyor. Birincisi, nedeni ne olursa olsun, gerekenin yapılmasında geç kalınarak BDDK'nın bağımsızlığına bir darbe daha vurulmuştur. Bağımsızlığını ve kararlılığını uygulamalarıyla kamuoyuna ispatlayabileceği çok büyük bir fırsat BDDK tarafından kullanılamamıştır. Fırsatın değerlendirilmesi engellenmiştir. İkincisi, Türkiye'de káğıt üzerinde gerçekleştirilen bazı yapısal reformların IMF'nin zorlaması olmadan uygulamaya konulabilmesinin hálá zor olduğudur.‘‘Seçim olsa dahi, gerçekleştirilen yapısal reformlardan geri dönüş olmaz’’ diye Kemal Derviş herhalde bunu ima etmişti!