Erhan Üstündağ 27 Şubat 2008
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'ta PKK'ye yönelik sürdürdüğü askeri harekat bölgesine hiçbir gazeteci giremezken, gazetelerde ilk elden kaynaklara dayalı haberler yayınlanıyor.
bianet'in görüştüğü yaygın medyada çalışan bir muhabir ve editör, harekatı izlemenin mümkün olmadığını, farklı kaynaklardan gelen bilgiler olmasına rağmen haberlerin TSK tarafından geçilen bilgiler üzerine kurulduğunu belirtti."Bölgeye giremiyoruz, uzaktan bakıyoruz"
Halen Ahmediye'de bulunan Doğan Haber Ajansı (DHA) Diyarbakır büro şefi Faruk Balıkçı, bölgede bulunan gazetecilerin Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı peşmergelerce kontrol noktalarında tutulduğunu söyledi.
"Gazeteciler iç kesimlerde dolaşıyor, peşmergeler Türkiye sınırına yakın noktalarda kurdukları kontrol noktalarından ileri gitmelerine izin vermiyor. Geçmeye çalışan birkaç kişi de bir süre alıkondu."
"Buluduğumuz noktadan bir şey göremiyoruz açıkçası. Bazen çatışma sesleri duyuluyor" diyen Balıkçı, esas olarak bölgede çalışan yerel gazetecilerden bilgi aldıklarını vurguladı.
Hemen tüm ajans ve yaygın medya kurumlarının bölgede muhabirinin olduğunu söyleyen Balıkçı, PKK ve peşmerge kaynaklarının da doğrudan bilgi vermediğini ekledi. "Kürt kaynakları gazeteye giremiyor"
Adını saklı tuttuğumuz bir editör de bu bilgileri doğrulayarak, bölgedeki muhabirlerden gelen haberlerin yazı işlerince gazetelere doğru şekilde yansıtılmadığını, gazetecilerin operasyon bölgesine girememesinin haber kaynağı açısından sorun yarattığını belirtti.
"Aslında Fırat Haber Ajansı gibi Kürt kaynaklarına, PKK kaynaklarına bakmayı ihmal etmiyoruz ama bunlar sayfalara yansımıyor. Genelkurmay açıklamaları belirleyici oluyor."
"Genelkurmay açıkça bu harekatı bir propaganda savaşına dönüştürdü" diyen editör, "Bu harekatı sorgulayan, bundan önce yapılan onlarca harekata rağmen sorunun çözülmediğini gösteren hiçbir yaklaşım yaygın medyaya giremiyor" diye ekledi.Genelkurmay haberciliği eline aldı
Genelkurmay, geçen cuma günü sınır ötesi harekatın başladığını duyururken gazetecilerden bölgeye girmemelerini istemişti.
Ardından ölen asker ve militan sayıları, harekatın durumu hakkında düzenli açıklamalar yaptı; harekatla ilgili görüntüler dağıttı.
Yaygın medya bu açıklamalar üzerinden yorum yaparak, açıklamaları aynen yayınlayarak haberlerini oluşturdu.Birkaç örnek
Pazartesi günkü gazetelerin birinci sayfalarından birkaç örnek:
* Hürriyet'in manşeti "İstikamet Kandil". Spot şöyle: "Mehmetçik, Zap ve Çemço Vadisi'ndeki terör örgütü PKK kamplarını yerle bir ettikten sonra F-16'ların hava desteği altında Kandil Dağı bölgesindeki kamplara doğru ilerliyor." Kaynağı belirtilmeyen asker fotoğraflarının altında "Bir asker HK-33 silahı ile yakın mesafe çevre güvenliğini sağlıyor." İki ara başlık şöyle: "Güneye kaçıyorlar/Helikopterimiz düştü" * Aynı gün Star'ın manşeti şöyle: "PKK'da İç Savaş Çıktı." Kaynak belirtilmeyen, birinci ağızdan yazılan haberin spotu: "Harekatın 3. gününde birbirlerini ajan olmakla suçlayan teröristler arasında çatışma başladı. Çok sayıda ölü var." Yine Genelkurmay'ın verdiği bir fotoğraf kullanılmış. * Aynı fotoğrafı kaynağını "tsk.mil.tr" şeklinde belirterek veren Zaman, resim altında "112 terörist öldürüldü, helikopterimiz düştü" başlığıyla yine Genelkurmay'a dayanarak "Mehmetçik Kandil'den önceki iki kampa girdi" diye yazdı.
Kısacası, bu askeri harekat sırasında medya, bilgiye erişimin kısıtlı olmasına rağmen bu durumu yok sayarak TSK'nin propagandasını araya hiç mesafe koymadan yayınlıyor.
Bu duruma bir örnek de harekatta öldürülen askerlerden birinin annesine haber vermek için gidilirken basına haber verilmesiydi.Savaş propagandası değil barış gazeteciliği yapmak için
Barış gazeteciliği üzerine çalışan ve gazetecilere eğitim veren Annabel McGoldrick ve Jake Lynch, barış gazetecisinin propagandayı fark etmek ve karşı koymak için şu noktalara dikkat etmesini öneriyor:
* Okur ve izleyicilere daha önce savaş propagandasının yanlış yönlendirmeye yol açtığı durumları hatırlatın –belki bu konuda yazı işlerinde bir arşiv oluşturabilirsiniz.
* Gelen bilgileri kendiniz kontrol edebildiniz mi? Eğer bunu yapamadıysanız, böylece belirtin ve söylediklerinizin yanlış olabileceğini vurgulayın. * Bağımsız olarak doğrulanmamış iddiaları tekrarlamayın. * Topladığınız bilgileri ve materyali etkileyen kısıtları açıklayın. * Değişen savaş gerekçeleri konusunda uyanık olun; bunu takip edin. * Neden-sonuç iddiaları konusunda dikkat edin. Örneğin NATO Kosova'yı –propaganda edildiği üzere- mülteci göçünü engellemek için mi bombaladı, yoksa bombardıman mı mülteci göçüne yol açtı? * Ortaya atılan iddiaları günler, haftalar hatta aylar sonra tekrar geri dönüp araştırmaya hazır olun. * Dilinizi kontrol edin: Bir olayı anlatmak için ordunun, yetkililerin ya da bir grubun kullandığı sözcükleri mi kullanıyorsunuz? * Haberciliğiniz bir grubu ya da kişiyi her şeyden sorumlu tutup kötücülleştiriyor mu?