Açık Radyo, bir kısmını şahsen tanıdığım değerli arkadaşların çabasıyla kah kulağımıza bilinmeyen ses ve kültürleri, en mikro ve yerel zenginlikleri fısıldadı, kah evrensel düzeyde insanın insana, güçlünün zayıfa ve insanın doğaya tahripkar saldırganlığına gürledi. Açık Radyo'yu hep "dur bakalım, olan bitenin arka bahçesinde neler var, gerçekte olan biten ne?" merakıyla açtım, içimin sesi olarak dinledim, öğrendim. En kritik toplumsal alt üst oluşlarda, krizlerde "biz sivil toplum olarak ne yapıyoruz, yapacağız, yapmalıyız" sorusuna yeni açılımlar bulacağımı bilerek dinledim. Bazen de keyifli sohbetlerin içine daldım.. Açık radyo artık hep var olmak zorunda, eli mahküm, o artık kendisi değil sivil toplumun malı..
Program ayrımı yapma gereksinimi duymadan destek kampanyanıza bugün gönülden ve keyifle katıldım, kendimi yine "bir şeyler yapmış" gibi hissettim. Sevgiler
Erdoğan Kahyaoğlu