Emniyet de Delil Kaybederse!

-
Aa
+
a
a
a

20 Eylül 2007Bağımsız İletişim Ağıİsmail Saymaz

Nijeryalı futbolcu Festus Okey'in karakolda şüpheli ölümüyle ilgili skandal bir gelişme ortaya çıktı: Silahın hangi mesafeden ateşlendiğini ve ölümün nasıl meydana geldiğini ortaya çıkaracak tek kanıt olan Okey'in kanlı gömleği Taksim Polis Merkezi'yle Taksim İlkyardım Hastanesi arasında kaybedildi!

Beyoğlu Savcılığı ölümün yanı sıra gömleğin kaybolmasıyla da ilgili soruşturma başlatırken, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Fatih Yavuz 'kanlı gömlek' bulunduğu takdirde olayın yüksek oranda çözüleceği görüşünde.

Polis sağlam girdiği karakoldan yaralı çıkan ve hastanede ölen Okey'in bir polis memurunun silahını almaya çalışırken vurulduğunu söylüyordu.

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nın hazırladığı iddianamedeyse polis Cengiz Y. için 'bilinçli taksirle öldürme'den dört buçuktan dokuz yıla hapis istendi.

17.47'den 18.06'ya ne oldu?

İddianameye göre, 20 Ağustos'ta saat 17.00 civarında şüphe üzerine durdurulan Okey, saat 17.47'de Taksim Polis Merkezi'ne getirildi. Kapıdaki kamera kaydına göre, saat 18.06'da yaralı halde çıkarılıp Taksim İlkyardım Hastanesi'ne götürüldü.

Okey'in hastaneye geliş saati 18.08'di.

İddianameye göre, Okey'in 'ameliyathaneye girerken üzerinde olan ve atış izlerinin bulunduğu tahmin edilen gömleği' ortalıktan kayboldu.

Festus Okey'i gözaltına alan ve daha sonra hastaneye götüren polislerden K.K.A., 21 Ağustos'ta ifadesinde, 'hastane görevlilerinin kendisine teslim ettiği eşyalar arasında maktulün gömleğinin bulunmadığını' söyledi.

Daha sonra polisin yaptığı açıklamaya göre, Okey'in üzerinin arandığı avukat görüşme odasında kamera kaydı yoktu. Bu durumda ölümün nasıl meydana geldiğinin tek kanıtı 'kanlı gömlek'ti. Ve o da kaybedildi. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı, kayıp gömlekle ilgili ayrı bir soruşturma başlattı.

Kanlı gömlek bulunsaydı, ölümün, Emniyet'in iddia ettiği gibi, Cengiz Y. ile Okey'in, iki ayrı ucundan tuttuğu silahın ateşlenmesi sonucunda mı, yoksa daha uzak bir mesafeden mi olduğunu ortaya koyacaktı.

Bu yüzden Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nin 10 Eylül'deki raporunda, silahın atış mesafesi belirlenemedi.

Raporda şöyle denilmişti:

"Cilt altı bulgulara göre atışın bitişik atış mesafesi dışından yapıldığı, kesin atış mesafesinin tayin edilemediği, mesafenin tayini için kişinin üzerinde bulunan ve delik ihtiva eden giysilerinin temininin gerektiği..."

İkisinde de barut izi yok

Bu arada, olayı aydınlatacak ikinci gelişme de el swapları (el süprüntüsü) idi. Ancak Kriminal Polis Laboratuar Dairesi Başkanlığı'nın 29 Ağustos'taki raporuna göre Cengiz Y. ve Okey'in ellerinde 'atış artığına' rastlanılmadı. Oysa örnekler ölümün yaşandığı gün alınmıştı. İddianameye ve polise göre ikili olay anında silahın iki ucundan tuttuğuna göre ikilinin ellerinde atış artığı barut 'yüksek oran'da olmalıydı.

İÜ Adli Tıp Enstitüsü'nden Prof. Dr. Fatih Yavuz böyle durumda ellerde barut izi bulunmasının yüzde 100 olmasa da 'beklenilir' olduğunu vurguladı. Yavuz'a göre tabancanın uzaktan mı yakından mı atıldığını netleştirecek olan barut iziyle birlikte gömlek üzerinde yapılacak analiz:

"Barut artıkları 40-50 santimetre uzağa kadar gider. Bu, kısa atış mesafesidir. Barut giyside birikir. Gömlek olmadığı için yalnızca bitişik atış olup olmadığı bilinebilir. Uzak atış derseniz, 40-50 santimetrenin üzerinde bir atış mesafesini gösterir ki, anlatılan öyküyle uyumsuz olur. Eğer söylendiği gibi birisi olay sırasında namlunun ucundan, diğeri kabzadan tutuyorsa yakın atış bekleriz. Olayı çözecek nokta da mesafedir. Gömlek bulunduğu zaman olay yüksek oranda çözülür." (İS/NZ)