Açık Dergi’de Coen kardeşlerin son filmi "A Serious Man"i, sisteme bir alternatif olarak "inceliklerle yaşama" dolayımında Henry David Thoreau'nun bizlere bıraktığı mirası ve bu mirasın kolektif karşılığını "350 Hareketi"nden yola çıkarak araştırmaya çalıştık:
Dinlemek için:
İndirmek için: mp3, 7 Mb.
Evli ve çocuklu Yahudi bir matematik profesörünün, bir gün gelip de her türlü inancı dahil olmak üzere sahip olduğu her şeyi kaybetmesinin öyküsü A Serious Man. Coen kardeşlerin bu son öyküsü, esasında bu açıdan bir “Eyüb’ün hikayesi”.
Başına gelenlerin sorumluluğunu kendi hareketlerinde temellendirmeye çalışan karakter, her şeyin teker teker elinden kaymasıyla, altına girmeye çalıştığı yükün farkına vararak, kendini savunmaya geçtiğinde, güya yetkililere “ben hiçbir şey yapmadım” diye şikayette bulunmaya başlıyor. Şikayetinin karşılığı ise yok: ne ailesi, ne hahamlar, ne de herhangi bir ‘yetkili’ merci esas cevabı vermeye muktedir değil.
Verilen karşılıklardan biri: “başına gelen her şeyi olanlar basitmişcesine karşıla”. Lâkin onda da bunun bir karşılığı yok, Eyüb’ün hikâyesi çoktan başlamış ve dünya parçalanıyor. Cevaplara alışmış karakter ise inat ettiği şeyde kararlı.
Henry David Thoreau, 1854’te yayınladığı yapıtı Walden’da, modern çevreciliğin ve çevre korumaya birey olarak başlamanın koşulunun sadelikten geçtiğini vurgular. 1845-1847 yılları arasında yaşadığı Massachussetts’teki Walden Gölü kıyısında Walden'ı yazan Thoreau, 2 yıl boyunca doğada yaşama nedenini şöyle açıklamış: "Ormana gittim, çünkü amaçlı yaşamak ve yaşamın sadece önemli öğeleriyle yüzleşmek istiyordum. Eğer böyle olmasaydı, öğrenmem gerekeni öğrenemeden, yaşamadığımı bilerek ölecektim."
Henry David Thoreau, insanın yaşamında sadeliğin amaç olması gerektiğini düşünür ve Walden’da şöyle der: "Hayatımız ayrıntılarla çarçur ediliyor. Yürekli bir insanın mallarını sayması için 10 parmağından fazlasına ihtiyacı yoktur, aşırı durumlarda 10 ayak parmağını da ekleyebilir buna, ama daha fazlası değil."
Thoreau’nun modern çevreciliğe kaynak olan fikirlerinin yanısıra, Civil Disobediance isimli makalesindeki sivil itaatsizlikle ilgili düşünceleri de Gandhi ve Martin Luther King gibi sivil hak önderlerine ilham vermiş. Henry Thoreau, köleliği geliştirmek için yapıldığını düşündüğü Meksika Savaşı yüzünden vergi ödemeyi reddetmiş ve bu nedenle hapiste geçirdiği bir gece, onu Sivil İtaatsizlik kitabını yazmaya yöneltmiş. Sivil İtaatsizlik kitabında, Thoreau, bireylerin vicdanının, politik çoğunluğun vicdanından daha aşağıda görülemeyeceğini savunur. Kanunun insanları daha adil hale getirmeyeceğini düşünen Thoreau, "Üstüme alındığım tek zorunluluk, doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapma zorunluluğudur. Kanun, insanları hiçbir zaman daha adil yapmaz" demiş.
İklim kriziyle ilgili politik çoğunluğun kararlarını kabul etmeyen çevreciler, doğru olduğunu düşündükleri şey için harekete geçecekler: Küresel Eylem Grubu aktivistleri, Uluslararası "350" kampanyası çerçevesinde, iklim krizi konusundaki çözümleri konuşmak için 20-21 Ağustos günlerinde "350 İklim Hareketi Seminerleri"ni düzenleyecekler. Seminerin ayrıntısına geçmeden önce 350 hareketinin ne olduğunu kısaca hatırlatmakta fayda var:
Bilim insanları ve iklim uzmanları, atmosferdeki karbondioksit miktarının güvenli üst sınırının milyonda 350 parçacık olması gerektiğini belirtiyor. Fosil yakıtların kullanılması yüzünden, bu sayı şu anda 390 civarında. Uluslarası bir hareket olan 350 hareketi, karbondioksit miktarını, en azından bu 350 üst sınırına çekmeyi hedefliyor.
Bu küresel hareketin Türkiye’deki ayağı olan Küresel Eylem Grubu'nun düzenlediği "350 İklim Seminerleri"nde, 350 kampanyasının uluslararası ve yerel deneyimleri paylaşılacak. Seminerin konu başlıklarına göz atacak olursak;
"Halkların Hikâyesi, İklim Bilimi, İklim Politikaları" başlıklı bölümde, uluslarası politikaların dayattığı fosil yakıta dayanan ekonomiler karşısında halkların neler yapabileceği tartışılacak.
Seminerde bahsedilecek konulardan biri de, iklim hareketi için önemli bir başka kampanya, 10 Ekim 2010 (10.10.10)da gerçekleşecek uluslararası eylem günü olacak.
Uluslararası eylem gününden bahsetmişken, bu gün için planlanan küresel katılıma açık bir projeden de bahsetmek isteriz:
"One Day On Earth" adını taşıyan proje esasında bir belgesel film projesi. 10 Ekim'de, dünya çapında binlerce insanın çektiği görüntüler sonrasında birleştirilecek ve bir dünya belgeseli haline getirilecek. ‘dünyada 24 saat içinde meydana gelen çeşitlilik, çatışma, trajedi ve zafer’ ismiyle tanıtılan bu belgesel projesine katılım herkese açık.
Bu belgesel projesiyle ilgili ayrıntılı bilgiyi http://www.onedayonearth.org/ sitesinden elde edebilirsiniz.
"350 İklim Seminerleri"nin ayrıntılı programına ise www.kureseleylem.org sitesinde bulabilirsiniz.
Dosyayı hazırlayanlar: İlksen Mavituna, Gözde Kazaz