22 Nisan 2006Mehmet Altan
Aslında bu kadar kaba saba, ilkel bir baskı ile ortaya çıkan tablo karşısında, yazı fazla zarif kalıyor. Şemdinli'de güpegündüz bomba atanların yakalandığı andaki görüntülerden birini "yorumsuz" olarak büyütüp koymak gerek.Bu tür o kadar sahne gördük ki, hepsi örtüldü. Veren "rüşvetverdiğini" açıkladı ama Lockheed askeri uçak alımındaki rüşvet tek Türkiye'de ortaya çıkmadı. Darbeciler yargılanmadı. Hepimizi andıçlayanlar cezalandırılmadı.Eşref Bitlis'in ölümü aydınlatılmadı. Sonradan bankacılığı seçen jandarma komutanı NTV'de "JİTEMyoktur" dedi, sonra varlığı ortaya çıktı, kimse utanmadı. Askeri Ceza Kanunu'nun "askerlerinsiyasidemeçvermesini" yasaklayan maddesi paspasa döndü, hiçbir sivil ya da askeri hukukçu ağzını açmadı.Susurluk Çetesi'nin belkemiğini oluşturduğu söylenen generalin maceraları Susurluk Komisyon Raporu'nda dudak uçuklatan şekilde tefrika edildiği halde kimsenin kılı kıpırdamadı.Son olarak askerlerin işadamlarıyla birlik olup "başbakandevirmeyekalkıştıkları" birinci tanıkça açıklandı, gık çıkmadı.Bu kadar rezalet ve skandala, "hukukdevleti" olmadığımızı ispat eden çürümüşlüğe rağmen ses çıkarmayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) Yargıtay ve Danıştay kökenli üyeleri şimdi aslan kesilmiş bulunuyor.Neşter-1 ve Neşter-2 iddialarının üzeri örtüldüğünde, eski Yargıtay Başkanı ve Genel Sekreteri için belgeler yayınlandığında gösterilen munislikle şimdiki şiddet biraz çelişir gibi...Köylüye dışkı yediren subaya ceza vermediği için AİHM'de mahkûm olanlar dahil kimseye böylesine bir ceza verilmezken, iddianamesinde komutan adı geçirdi diye bir savcıyı meslekten atmak ne derece "objektif,hukuksal,vicdani" gözüküyor?
Belli ki, gözlerimizin önünde cereyan eden Şemdinli olayı da Susurluk gibi kapatılacak. Meslekten atılmaya çalışılan savcının iddianamesinde öne sürülenlerin üstü örtülecek. Bomba atanları oraya kim gönderdi? Astüst ilişkisinde bu kimin sorumluluğuna girer? Bu sorular cevaplanmayacak. Tüm bunlar "nasılolsaunutulur", "unutmazlarsazorlaunuttururuz" refleksine tabii kılınacak. Ama "yasavcıhaklıysa" sorusu hep zihinlerde canlı kalacak.Hepimiz için yazılan onca tutarsız iddianame hiçbir ceza almaz iken, söz konusu asker olunca gösterilen tepki de rejimin niteliğini ortaya koyan son belge olarak tarihe geçecek.Savcıyı ihraç ettiniz. Peki, iddianameyi kabul eden mahkeme ne olacak? Bence HSYK mahkeme üyelerini de meslekten men ederek tutarlılığını korumalı. Ve bundan böyle de iddianamelerde asker adı geçirecek herkesin bu akıbete uğrayacağı yasalara yazılmalı.Hukuk "askerlerinsuçişlediğiniiddia,hattaimabileedemez.Edenmeslektenmenedilir" anlayışı yazılı hale gelmeli.Buranın "askeribircumhuriyet" olduğunu, askeriye gözetiminde asla demokratikleşemeyeceğini söyleyen "İkinciCumhuriyet" tezlerine koyu bir düşmanlık yapanlara durumu ithaf etmek gerek. AB müzakere sürecine girmiş bir ülkede, iddianamenin mahkemede çürütülmesi gerekmez miydi? Sivil olanlar için böyle olmuyor mu? Asker olunca neden farklı olsun? Galiba temel soru da bu. Asker olunca neden farklı? Hani Anayasa'ya göre herkes eşitti? HSYK'ya Adalet Bakanı katılmamış. AB üyeliği için çabalayan bir hükümetin üstelik de Adalet'ten sorumlu üyesi toplantıya katılsaydı, bir AB ülkesinde rastlanmayacak böyle bir skandal karşısında ne yapardı? Hukuku mu savunurdu, güç dengesini mi gözetirdi? Evrensel hukuku içselleştirmek yerine kentlere karşı taşranın Haçlı Seferleri'ni yürütür gibi eşi başörtülü olmayanı yok sayan bir anlayış peşinde koşturdukları için iktidarlarında mahkemece benimsenen iddianame nedeniyle savcı ihraç ediliyor, bakan ağırlığını koymuyor.Geçen hafta söylediğim gibi, yaşama "temelhakveözgürlükler" üzerinden bakmak yerine "türban" üzerinden bakmanın AK Parti'yi getirdiği nokta bu işte. Benim anlamadığım şey "askericumhuriyet" olmamıza rağmen neden yalan söylendiği? Devlet doğrudan ve dürüstçe "Bizaskeribircumhuriyetiz" desin, bizler de yorulmayalım. Bunu inkâr edip, fiilen buna uygun yaşanınca, garip bir durum ortaya çıkıyor. Biz de "demokratikhukukdevletinin" bu olmadığını anlatmakla ömür tüketiyoruz.Bence "bombacıları" da savcı yapalım. İki yüzlülükten iyice kurtulalım.