22 Ekim 2006Tanıl Bora
Kahramanımızın adı: Carl von Ossietzky. Alman bir yayıncı-yazar ve pasifist, yani savaş karşıtı. 1908'de, 19 yaşındayken, Alman Barış Derneği'ne üye olur. Çeşitli dergilere savaş ve militarizm karşıtı yazılar yazar. 1914'te askeri mahkemelerin yetki sahasını sorgulayan bir yazısından ötürü, "orduya hakaret" suçlamasıyla para cezasına çarptırılır. Askere alınır, 1916-1918 arasında Garp Cephesindedir. Döndükten sonra savaşın sürdürülmesine ve yüceltilmesine karşı yazılar yazar. 1919 Kasımındaki kısa süren devrimde Hamburg İşçi ve Asker Şûrâsı'nda çalışır. Aynı yıl Berlin'e taşınıp Alman Barış Derneği'nin Genel Sekreteri olur. Weimar Cumhuriyeti döneminde Ossietzky'nin temel davası, bu yeni devletin demokratik-anayasal bir yurttaşlık bilinciyle temellendirilmesidir. Hümanist ve sol-liberal tutumuyla, komünistlere mesafeli, gelişen ırkçı-milliyetçi harekete ise taban tabana zıttır. Özellikle Almanya'nın yeniden silahlanma girişimlerine ve halkın kaybedilen Dünya Savaşı'nın öcünü almak üzere ajite edilmesine, kararlılıkla karşı çıkar. "Savaş - Bir Daha Asla!" kampanyasının öncülerindendir. Anti-militarist yazılarından ötürü defalarca yargılanır, cezalar alır. Bir dizi sol-liberal eğilimli derginin yöneticiliğini yapar. 1927'de yayın yönetmenliğini üstlendiği, büyük yazar Kurt Tucholsky'nin de katkıda bulunduğu 'Weltbühne' (Dünya Sahnesi), o dönemin Almanya'sının en saygın dergilerinden biridir. Bu arada 1931'de, Alman ordusunun uluslararası anlaşmalara aykırı olarak gizlice yürüttüğü silahlanma politikasını açığa çıkartan yazısından ötürü, "casusluk" ve "askeri sırları açıklama" suçlamalarıyla 18 ay hapse mahkûm olur. 1932 sonunda genel aftan yararlanarak tahliye edilir. 1933 başında Nazilerin iktidara gelmesiyle yurtdışına kaçmayı düşünürken, gizli polis (Gestapo) tarafından tutuklanır. İşkence görür. Nisan ayında toplama kampına gönderilir. Toplama kampının ağır koşullarında 1936'da verem olur. Berlin'deki bir hastaneye sevkedilir, polis gözetimi altında tedavisine başlanır.
Aldı sazı Goebbels Tam o sırada, 23 Kasım 1936'da Oslo'da, Carl von Ossietzky'nin, 1935 Nobel Barış Ödülüne layık görüldüğü açıklanır. Bu ödül zaten önceki yıl için öngörülmüş fakat Almanya hükümetinin baskısı nedeniyle verilememiştir. Nazilerin Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in günlüklerinden takip edelim gerisini. (Ralf Georg Reuth'un yayına hazırladığı 5 ciltlik 'Tagebücher'in 1935-1939 dönemini kapsayan 3. cildinden aktarıyorum. Piper Verlag, Münih 2003). 25 Kasım 1936 tarihli günlüğüne şöyle yazmış Goebbels: "Dün: Allak bullak bir gün. Ossietzky Nobel Barış Ödülünü aldı. Küstah bir provokasyon! Harika bir plan kuruyorum aslında: Onun bizden yana olduğunu reklam etmek. Ama olmaz, zira çok önceden vatana ihanetten ceza almıştı. Mutlaka bir şeyler yapmalıyız. Führer kafa yoruyor bunun üzerine fakat bir türlü bir neticeye varamıyor."
Reddet, reddet Nazi "büyüklerinden" Hermann Göring, Nobelli mahpusla bizzat görüşerek ödülü reddetmesi için telkinde bulunur. Ossietzky'nin cevabı şöyledir: "Uzun süre düşündükten sonra, bana layık görülen Nobel Barış Ödülünü kabul etmeye karar verdim. Gizli Devlet Polisi temsilcileri tarafından bana bildirilen, bunu yapmakla kendimi Alman milli cemaatinden dışlamış olacağım yönündeki görüşe iştirak edemiyorum. Nobel Barış Ödülü iç siyasi mücadelelerle ilgili değil, halkların, milletlerin birbirini anlamasıyla ilgilidir." Ossietzky'nin ödül beratını ve para armağanını almasına izin verilir ama törene katılmaktan alıkonur. Oslo'daki tören, gıyabında yapılır.
Führer: Ödülü verelim Goebbels'in, 27 Kasım 1936 tarihinde Hitler'le yaptıkları değerlendirmeye dair notu: "Ossietzky vak'ası hâlâ gündemde. Führer bir Milli Ödül koymayı ve Nobel'i tamamen reddetmeyi planlıyor. Çünkü bu yapılan bilinçli, küstahça bir provokasyon. (...) Ossietzky vak'asında da karar: Ossietzky alabilir, gelecekte bütün Almanlara Nobel ödülü almak yasak olacak. Führer, sanat ve bilim alanında her yıl bunu hak eden Almanlara verilmesi için 100 biner bin Mark'tan toplam 300 bin mark'lık bir ödül tesis edecek." Nitekim, 30 Ocak 1937'de Hitler "Sanat ve Bilim Milli Ödülü" başlıklı bir Tamim yayımlar. Goebbels'in 31 Ocak 1937 tarihli notundan izleyelim: "Sanat ve bilim dalında her yıl 300 bin mark tutarında Milli Ödül. Tatbikata dair direktifleri alıyorum. Nobel Ödülü Almanlara yasaklanıyor. Peşinden millete güçlü bir beyanat. Hepimiz derinden heyecanlanıyoruz. Kimse gözyaşlarından utanmıyor." Böylece, Almanlara Nobel yasağı getirilmiştir. "Alternatif" Millî Ödüllerin ilki, Nasyonal Sosyalist Parti'nin 1937 Kongresinde, dünyaca ünlü cerrah Sauerbach, mimar Troost ve Nazilerin ırkçı ideologlarından Alfred Rosenberg'e verilir. Ossietzky, verem tedavisi esnasında da sona ermeyen polis gözetimi ve kötü muamele altında, 4 Mayıs 1938'de ölür.
Peki sonra? Carl von Ossietzky'nin adına konmuş insan hakları madalyası, 1963'ten beri saygın bir uluslararası ödüldür. 1983'te Hamburg Devlet Kütüphanesi'nin adı Carl von Ossietzky Kütüphanesi olarak değiştirildi. 1991'de Oldenburg Üniversitesi'ne, Carl von Ossietzky Üniversitesi adı verildi. Berlin'de mütevazı ama etkileyici bir anıt mezarı bulunuyor. Bugün Almanya'da hemen her şehirde, Carl von Ossietzky'nin adını taşıyan bir ilkokul veya lise görürsünüz. Hitler'in, Goebbels'in, Göring'in akıbetini biliyorsunuz. Bilmem size tanıdık gelen bir şeyler var mı bu hikâyede?