Bildiğiniz Havaların Sonu

-
Aa
+
a
a
a

Mikdat Kadıoğlu, yalnızca bilim adamının değil, ayakta duran her bireyin sahip olması gereken ahlâki ve entelektüel sorumluluğun rüzgâr enerjisi ile gidiyor: Kendini evrenin tek hâkimi sayan insanın gerçekliği yapaya dönüştüren Frankeştaynvari rolünü, yakın geleceği ipotek altına alan muazzam felâket tehdidini büyük bir netlikle ve dürüstlükle ortaya koyuyor bu kitabında. İnsanın yapay iklim yarattığını düz ve lâfı dolandırmadan söylüyor sâkin sâkin. Hayat veren suyun (buharıyla) nasıl ölüm saçabileceğini, medeniyet timsali kentin iç güçleri sonucu nasıl insan çölü haline dönüşebileceğini, büyük barajların kalkınmalar kadar felâketlerin de habercisi olabileceğini, küçük olanın güzel, mütevazı olanın yüce olabileceğini anlatıyor. Ozon tabakasından yeraltı sularına Göztepe istasyonundan Venüs gezegenine “mekik”le yapılan sık gidiş-gelişli bir dolambaçlı seyahat...

Türkiye’de bu konuda kaleme alınmış ilk ve tek kitapta, beklenmedik bir şey de yapıyor yazar ve fiziki dünyayı “olduğu gibi” anlatmak gibi akıl almaz bir işe kalkışıyor. Bunu yaparken, hem bilgi aktarıyor, hem de –olacak iş değil ama- analitik düşünmeye çağırıyor hepimizi. Kısacası, Dr. Kadıoğlu, her zaman yaptığı işi yapıyor aslında –havadan sudan- konuşuyor. İnsan da, kendi güzelim dilinin içinde gizlenmiş ne kadar aptalca terimler bulunduğunu bir kez daha görerek şaşırıp kalıveriyor.

Ömer Madra'nın yazdığı Önsöz'den

Bildiğiniz Havaların Sonu, Mikdat Kadıoğlu, Güncel Yayıncılık 2001, Açık Bilim dizisi