Banu Yumrukçağlar

Dinleyicilerimizden
-
Aa
+
a
a
a
Haftaiçi bütün gün çalıştığım için Açık Radyo'yu ancak akşam 20:00'den sonra dinleyebiliyorum. Her akşam olmuyor tabi. Bu nedenle haftasonları benim için çok değerli Açık Radyo'yu dinleyebileceğim yalnızca iki günüm var. Bugün. Bütün gün tembellik ettikten sonra saat 17:00'ye doğru "Caz Tarihinde Seyr-ü Sefa" programını dinlemek için heyecanla radyoyu açtım. O da ne, 94.9 frekansından hiç ses yok. Arada yakın frekansların cızırtılı sesleri. havaya baktım. Fırtınalı değil. Acaba yayınımı durdurdular diye düşündüm: Bu korkunç bir düşünceydi. Açık radyo'yu dinlemeyi isteyip de dinleyememek çok kötü bir histi. Evin içinde huzursuz birkaç saat geçirdikten sonra radyoyu tekrar açtım ve işte sevgili Ömer Madra'nın sesi, bu durumun teknik bir arıza olduğunu söylüyordu. Radyoma yeniden kavuşmak çok güzeldi. Yeniden keyiflendim. Sıradaki programı dinlemeye koyuldum. Doğrusu kaçırdığım programlara (özellikle Caz Tarihinde Seyr-ü Sefa) da üzülmedim değil. Neyse bu olay benim Açık Radyo'yu dinlemeye ne kadar alıştığımı, yaşamımın ne ayrılmaz bir parçası olduğunu bana hatırlattı.

Açık Radyo'yu çok seviyorum; Açık Radyo'culara çok saygı duyuyorum. Yeni yayın döneminizde başarılar dilerim.

Bu arada son da iki dileğimi dile getireyim:

* "Caz Tarihinde Seyr-ü Sefa"programının süresinin mümkünse iki saate çıkarılmasını;

* "Uçan Halı" programının gelecek yayın döneminde yeniden başlaması (tabi bizi yeni diyarlara uçurmak üzere)

Sevgiler. Hep "şimdi ve orada" olun.

Banu Yumrukçağlar