20 Haziran 2011Hürriyet Gazetesi
İşte size imkansız ama resmi istekler: 110 cm wc kapı genişliği130 cm sahanlık33 cm merdiven genişliği13 cm basamak yüksekliğiGrişte yüzde 8 rampaDeprem yönetmeliği, vb. bir çok şey.Yukarıdaki ölçülere bundan sonra halkın mecburen gitmek zorunda olduğu bakkal, fırın, banka, okul, nüfus dairesi, eczane, hastane, vb. uymak zorunda desem nedersiniz? Peki önümüzdeki 4 Ağustos 2011 tarihinde bürosunun ölçüleri bu kriterlere uymayan mimar, avukat, mühendis, muhasebeci, vb'inin de ofisi ya da berber ve kuaförler de kapatılacak desem ne dersiniz? Bu istek, zaman olsa bile imkansız ve hatta çok anlamsız değil mi? Maalesef pek çok meslek, kurum ve kuruluş için gereksiz ve uyulması mümkün olmayan bu mimari koşulları Sağlık Bakanlığı sadece özel doktor muayenehanelerinden istiyor. Bakanlığın çıkardığı “Ayakdan Teşhis ve Tedavi Yönetmeliği” durdurulmazsa 3.8.2011 tarihinde bütün muayenehanelere kilit vurulaçak. Yani Sağlık Bakanlığının “Sağlıkta Dönüşüm” adlı Çılgın Projesi muayenehaneleri bir tür imkansızlığa kurban ediyor.İlk bakışta bu uygulama, “özel muayenehane olmasın, herkese eşit sağlık hizmeti verilsin” gibi kulağa hoş bir şeymiş gibi gelebilir. Ama özgür dünyada ve serbest piyasa ekonomisinde yasaklar ya da imkansızı istemek yerine rekabet vardır. Devlet olarak önce hastanelerini adam eder (koyduğu satandartlara da uyar), cazibe, vb merkezi haline getirir. Sonra da isteyen özel muayenehaneye, isteyen de hastaneye gider. Şimdi bu uygulama ile sadece muayenehane hekimliği yapan hekimleri değil, mesleki bağımsızlığı kısıtlanan tüm hekimler ile birlikte vatandaşın da zarar görecek. Ben her özgür ülkenin vatandaşı gibi istediğimde hastaneye istediğimde de muayenehaneye gitmek isterim!..Bu özellikler resmi ya da özel hastanelerde, aile hekimleri ofislerinde yok ve aranmıyor. Yani, Bakanlık muayenehanelerden imkansızı isteyerek onları kapatıp hekimlerin özel çalışma hakkını bitirmek istiyor. Böylece, hastalar istediği hekimi seçemeyecek. Daha iyi, daha branşlaşmış, daha çok deneyim dikkate alınmadan her hekim ve her hasta özel hastane veya kamuya mecbur edilecek…Özetle, hepimizin hayatta bazı istekleri vardır. Kimisi olabilir, kimisi ise imkansızdır. Takıntı yapınca imkansız oldukları halde ısrarla bu isteklerimizin olmasını isteriz. Yani hayatı hem kendimize hem de çevremize zehir ederiz. İnsan nefsi maddi manevi gözünün gördüğü gönlünün sevdiği bütün güzellikleri ister. Kimi ev araba, yatlar katlar, kimi sadece başını sokacak bir klübe ister… Özellikle de manevi isteklerin imkansızları insanı kahreder. Aşk ister, sevgi ister, huzur ister, sağlık ister, özgürlük ister. Bunlar parayla pulla satın alınabilecek, yasak ve imkasızı istemek ile elde edilebilcek şeyler değildir.
DUMANSIZ HAVA SAHASI
“Dumansız Hava Sahası” politikası ile ülkemizde büyük bir başarıya imza adan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ'dan, bu anlamsız ve imkansız uygulamadan vaz gecip doktorların özel çalışma ve vatandaşın da hekimini seçme hakkına dokunmamasını istiyorum. Merak etmeyin benim ve binlerce sağlık çalışanın bu isteği çok makul ve yerine getirilmesi çok kolay bir istek; yeterki sağduyu hakim olsun!