Sayın Berker,
Mektubunuz için teşekkürler. Tahmininizin aksine elbette ki, onu büyük bir dikkatle ve sonuna kadar okudum - bize gönderilen bütün mektuplar gibi. Yanıldığınızı düşündüğüm birkaç konuda sizi aydınlatmaya çalışayım müsaade ederseniz:
Pazartesi günkü Açık Gazete programında Cumartesi günü Ankara’da yapılan Cumhuriyet mitingine programımız ölçütlerine gore olağanüstü genişlikte diyebileceğimiz bir yer ayırdık. Türkiye’de yayımlanan belli başlı 12 gazetenin yanı sıra, yapılan TV yayınlarının göze çarpanları, elden geçirebildiğimiz bilumum internet kaynakları, uluslararası medyanın taranması , pek çok köşe yazarının birbirinden çok farklı değerlendirmeleri ve basın özetlerini kapsamaya çalıştık… Ayrıca, bu olayın medyada kapsanış ve kapsanmayış durumları hakkında bir değerlendirme de yaptık. Görebildiğimiz ve becerebildiğimiz kadarıyla bu konuda yapılmış en etraflı yayınlardan biriydi.
Bu programda sizin söylediğinizin tamamen aksine, tek bir müstehzi yaklaşım dahi yoktu. Herhangi bir demokratik toplantı ile dalga geçmek haddimiz olmadığı gibi, aklımızdan geçmez. Bu mitingde katılımcıların sayısından tutun da organizasyonun başarısına varıncaya kadar mümkün olan her türlü değerlendirmenin kapsamlı bir şekilde yapılmasına çalışıldı. Ali Bilge’nin ya da Ahmet İnsel’in bir sonraki açık Gazete programında değindikleri (gazetelerde çeşitli köşe yazarlarının da değinmiş olduğu), 1930 mitinglerine göndermeler ise, gayet tabii yine hiçbir istihza unsuru taşımamakta idiler. Ortada çok ciddi bir durum var tabii, hiç de alay edilecek birşey değil. Hatta, programcımız Ali Bilge’nin belirttiği gibi, bir “viraja girilmiş” olduğu da söylenebilir. Uluslararası basında da değinildiği gibi, Türkiye’de en azından ikiye bölünmüşlük görüntüsü veren oldukça travmatik bir döneme girildiği de inkâr edilemez bence.
Dolayısıyla, Türkiye yakın tarihinin en kalabalık demokratik mitinglerinden birine katılan insanların dile getirdiği ve getiremediği haklı kaygı ve korkuları elbette olabilir. Bunu anlayış ve saygıyla karşılıyorum. Ayrıca, “ortalığın gittikçe karışmakta” olduğu yolundaki teşhinize de, yukarıdaki paragrafta andığım nedenlerle, katılmak da pekala mümkün.
Sayın Berker,
Ne var ki, ondan sonra asıl sizin üslubunuz biraz “karışıyor”. Birdenbire, sizin ve “sizin gibi düşünen pek çok insan”dan farklı düşünce ve görüşlere de yer veren bir programa, o programın yer aldığı radyoya küfretmeye, had bildirmeye, hatta biraz da kabadayı bir eda ile düpedüz gözdağı vermeye başlıyorsunuz: Bizi “yurtdışı fonlar”la beslenmek, “yabancı piyonluğu”, “Amerikalıların ve Avrupalıların yüzyıllarca yıllık (ülkeyi parçalama) emellerini kovalamak” gibi hayli seviyesiz ithamlarla “suçlamak”, “anlaşılan, alınan mesajlar”dan vb. bahsetmek, maalesef bir fikir serdetmek değil. Sizinkinden farklı herhangi bir düşüncenin ortaya konmasına tahammülsüzlüğünüzü çok net olarak ortaya koyan bu ve benzeri cümleler (“ne gerekirse yapacağız, bundan emin olabilirsiniz”) sizi bir sosyal demokrat ya da yurtsever yapmaya yetiyor mu bilemem, ama Açık Radyo “ailesi” içinde bir zamanlar yer almış programcılardan birinin demokratlığı konusunda en azından beni şüpheye ve – Radyomuzun sözünü ve müziğini paylaşacak arkadaşlarımızın seçimi konusundaki basiretimiz hakkında – biraz da hüzne garketmiyor değil doğrusu.
Bize bu konular üzerinde yeniden düşünme fırsatını veren mektubunuz için tekrar teşekkürler ve saygılar.
Ömer Madra
Sayın Madra,
Önce kim olduğumdan bahsedeyim, adım Alp Berker, 42 yaşındayım, ben de sizin gibi Robert College mezunuyum, University of Baltimore'dan finans üzerine diploma ve uzmanlık belgesi aldım. Uzun yıllar özel sektörde finans konusunda çalıştıktan sonra kendi işimi kurdum. Bir ara, saygı duyduğum ve sevdiğim (artık saygım ve sevgimin pek kaldığını söyleyemeyeceğim) Açık Radyo'da 'Ruh Hali' adındaki müzik programını yaptım. Yurtdışına açılmayı, serbest piyasa ekonomisini destekliyorum. Milliyetçi değilim, faşist değilim, komünist değilim, sosyal demokratım diyebilirsiniz, hiçbir partiye inanmıyorum çünkü hepsi aynı ve ülkemi çok seviyorum.
Dün sabah Ali Bilge ile yaptığınız konuşma bardağı taşıran son nokta oldu, zaten bir süredir Ali Bilge'nin yorumları kendisinin ne kadar Avrupa'dakilerin söylemi ile konuştuğunu gösteriyordu. Cumartesi günkü Ankara mitingi hakkındaki müstehzi yaklaşımınız son derece yanlıştı. Siz bu yaklaşımınızla benim gibi düşünen milyonlarca insanla alay ettiniz. Ve radyonuza hiç ama hiç yakışmayan bir tavır sergilediniz. Cumartesi mitingini Ali Bilge'nin yaptığı gibi Hitler ya da Mussolini mitinglerine benzetmek saçmalığın daniskasıdır. Beyefendiye göre bu mitingde ne söylendiği, ne söylenmek istendiği anlaşılmamış. O da çok iyi anladı, siz de, diğerleri de. Bizce (evet bizce, benim gibi düşünen ne kadar çok insan var bir bilseniz) mesaj yerine ulaştı.
Sayın Madra,
Her ne kadar yurtdışı fonlarla radyonuzu destekleseniz de, Türkiye'de yaşadığınızı lütfen unutmayın. Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın (???) muhtelif projeleri yarın öbür gün gerçekleştiğinde bu ülke bir şekilde karıştığında, siz ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yurt dışına mı kaçacaksınız? Bu ülkede kalıp yabancıların piyonu mu olacaksınız? Yoksa ben zamanında ne yaptım diye dövünecekmisiniz? Radyonuza gelen yurtdışı fonlar elbet bir gün kuruyacak, o zaman siz radyonuzu ayakta tutmak için yine bize döneceksiniz. Son haftalardaki ve özellikle dünkü konuşmanız sonucunda tanıdığım birçok destekcinizin radyonuzu artık desteklememe kararı aldığını biliyormusunuz?
Sizin görgünüz, kültürünüz ve bilginizde ki bir gazetecinin olan biteni görememesini, ortalığın gün geçtikçe daha çok karıştığını fark edememesini kabul edilebilir bir şey olarak düşünemiyorum. Amacınızın ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum, zira sık sık iddia ettiğiniz Türkiye'nin daha çok demokratikleşmesinin bu şekilde olacağına inanmıyorum.
Biliyorum ki bu yazı sizin için birşey ifade etmeyecek, belki sonuna kadar bile okumayacaksınız ve bildiğiniz yolda gitmeye devam edeceksiniz, ama size bir şeyi hatırlatmak istiyorum, biz buradayız, bu ülkeyi çok seviyoruz ve bu ülkenin Irak gibi parçalanmaması, Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın yüzlerce yıllık emellerini gerçekleştirmemeleri için ne gerekirse yapacağız. Bundan emin olabilirsiniz.
Size yolunuzda başarılar ve iyi şanslar dilerim.
Alp Berker