2 Mart 2004The GuardianBütün dünyada iş imkanları ortadan kalkıyor. Bu artık kriz boyutlarına ulaşmış durumda. 1995'te dünyada işsiz olan veya noksan istihdam** edilen insan sayısı 800 milyondu. Bugün bu kategoride olan insanların sayısı bir milyarın üstünde.Amerika ve Avrupa'da bile milyonlarca insan ya işşiz ya da noksan istihdam ediliyorlar. Tam istihdam edilme olanakları da yok denecek kadar az. 1988'den bu yana imalat sanayiindeki istihdam kaybı, toplam imalat sanayii istihdamının; ABD'de %12'sine, Britanya'da %14'üne ulaştı. Son dört yılda Britanya imalat sanayii olabilecek en yüksek hızda büyümesine karşın, imalat sanayiinde istihdam kaybı sürüyor. Fabrikalardaki bütün bu işler nereye gitti? Yüksek işsizliğin kabahatini, üretimlerini Çin'e kaydıran şirketlere yüklemek, son zamanlarda moda oldu. Çin'in çok daha fazla sanayi malları ürettiği ve bunları ihraç ettiği doğru. Ancak Alliance Capital tarafından yapılmış yeni bir çalışmanın bulguları, Çin imalat sanayiindeki istihdam kaybı artışının, bütün diğer ülkelerden daha hızlı olduğunu gösteriyor. Çin'de 1995-2002 arasında 15 milyon fabrika işi ortadan kalktı. Bu toplam imalat sanayii istihdamının %15'inin ortadan kalkması anlamına geliyor.Başka kötü haberler de var. Alliance Capital'a göre, 1995-2002 döneminde dünyanın en büyük 20 ekonomisinde ortadan kalkan iş sayısı 31 milyon. Son yedi yılda imalat sanayii istihdamı her yıl azaldı ve azalma her ülkede görüldü. İstihdam azalması, küresel sanayi üretiminin %30'dan fazla arttığı bir dönemde gerçekleşti. Eğer şu andaki azalma hızı sürecek olursa -aslında azalma hızının artması daha büyük bir olasılık- 2040'a gelindiğinde imalat sanayiinde çalışanların sayısı şu andaki sayı olan 164 milyon kişiden, birkaç milyon kişiye inecek. Yani fabrika işçiliği dönemi neredeyse son bulacak. Akıllı teknolojiler gittikçe artan sayıda işçinin iş olanağını ortadan kaldırıyor. Şimdi de beyaz yakalıların çalıştığı alanlarda ve hizmet sektöründe de benzer iş kayıpları yaşanmaya başlandı. Bankacılık, sigortacılık, toptan ve perakende satış sektörleri, işlemlerinin her aşamasında akıllı teknolojileri kullanmaya başladılar. Bu süreç içinde destek personeline olan ihtiyaç hızla ortadan kalkıyor. ABD'de faaliyet gösteren internet bankası Netbank'te 2.4 milyar dolar tutarında mevduat var. Bu büyüklükte bir bankada normal olarak 2 000 kişi çalışır. Netbank'in toplam çalışan sayısı 180. ABD'de ve Britanya'daki iş olanakları, Hindistan'daki çağrı merkezlerine gidiyor. Bu önemli olmakla birlikte, ses tanıma teknolojisi yüzünden her gün ortadan kalkan işlere göre önemi çok daha az. ABD telefon şirketi Sprint'i ele alalım. Sprint santral görevlileri yerine, gittikçe artan oranlarda bu teknolojiyi kullanıyor. 2002'de Sprint'in verimliliği %15, gelirleri %4.3 arttı. Buna karşılık, çalışan sayısında 11 500 kişilik bir azalma oldu. Sanayi analistleri, ta 1980'lerden beri otomasyonun gittikçe artan oranda iş olanağını ortadan kaldıracağı konusunda uyarı yapıyorlar. Bazı konularda erken kehanette bulundular diye, kamuoyu uyarılarının ciddiyeti konusunda yanıltıldı, otomasyon bir sorun olarak görülmedi. Ama şimdi yazılım, bilgisayar ve telekom devrimleri ve akıllı teknolojilerin mantar gibi bitmesi yüzünden, istihdam olanaklarının köküne her ülkede kibrit suyu ekiliyor. Sanayi uzmanları, gelecek kırk yıl içinde şirketler, sanayi sektörleri ve dünya ekonomisi küresel bir sinir ağıyla birbirine bağlandıkça, beyaz yakalılarda görülen istihdam kaybının, fabrika işlerindeki kayıpları geçmesini bekliyorlar. Eski mantığa göre, teknolojik gelişmeler ve verimlilikteki artış eski işleri ortadan kaldırır, ancak bir o kadar da yeni iş olanağı yaratır. Bu artık doğru değil. ABD, 1950'den beri görülen en hızlı verimlilik artışlarını yaşıyor. 2003'ün son çeyreğinde verimlilik %9.5 gibi baş döndürücü bir hızla arttı, ancak yüksek orandaki işsizlikte bir azalma olmadı. İktisatçılar uzun süreden beri, verimlik sayesinde firmaların daha çok üretimi daha ucuza gerçekleştirdiklerini öne sürüyorlar. Mal ve hizmetlerdeki ucuzlama talebi canlandırıyor. Artan talep mal ve hizmet üretimini artırıyor, bu da verimlilik artışına yol açıyor. Verimlilik artışı tekrar talebi artırıyor ve bu süreç artarak ilelebet sürüyor. Böylece teknolojik gelişme kısa dönemde insanları işinden etse bile, ucuzlayan mal ve hizmetlere olan talepteki büyük artış, artan üretimle birlikte istihdamın zaman içinde normale dönmesini sağlıyor. Mesele artık bu teorinin geçerliliğinin kalmamasında. ABD çelik endüstrisi, gerçekleşen bu değişimin tipik bir örneği. Son yirmi yıl içinde çelik üretimi 75 milyon tondan 102 milyon tona çıktı. Aynı dönemde, yani 1982'den 2002'ye kadar, ABD çelik endüstrisinde çalışan işçilerin sayısı, 289 binden 74 bin kişiye düştü. Michigan Üniversitesi'nden iktisatçı Donald Grimes, "imalat sanayiinin milli gelirden aldığı payda bir azalma olmadı ama, verimlilik artışı yüzünden iş kayıpları sürme eğiliminde" diyor. Bu konuda yapacak bir şey olmadığını, üzülerek belirtiyor. "Bu size doğru esen şiddetli bir fırtınaya karşı durmaya benziyor."İşte açmaz da burada yatıyor. Eğer verimlilikteki olağanüstü artışlar, gittikçe artan sayıda insanın işini kaybetmesine yol açıyorsa, bütün bu yeni mal ve hizmetleri satın alacak tüketici talebi nereden bulunacak? Ta başından beri piyasa ekonomisinin özünde bulunan, ancak şimdi kabul edilemez boyutlara ulaşan çelişki ile yüzleşmemiz gerekiyor. Büyük ölçüde artan verimlilik, işçilerin maliyetine gerçekleşti. Artan sayıda işçi marjinalize olarak part-time işlere kaymak zorunda kaldı veya ellerine işten çıkarılma belgesi verildi. Ama çalışan sayısındaki azalma, gelirlerde azalma, tüketici talebinde düşüş ve büyüyemeyen bir ekonomi anlamına geliyor. İşte bu yapısal gerçek; hükumet ve iş dünyasındaki liderlerin ve çok sayıdaki iktisatçının kabul etmeye yanaşmak istemedikleri gerçek.
* Jeremy Rifkin, The End of Work: The Decline of the Global Labor Force and the Dawn of the Post-Market Era (Küresel İşgücünün Düşüşü ve Piyasa-Sonrası Dönemin Başlangıcı) adlı kitabın yazarı ve Washington'daki Foundation on Economic Trends adlı kuruluşun başkanıdır.
** ç.n. İşçilerin potansiyellerinin altında kazanç sağlama durumu.
Çeviren: İnci Ötügen