Bağdat'taki Irak Ulusal Müzesi'nin yağmalanması bütün boyutuyla ortaya çıkarken bunun bir kaza olmadığı da netlik kazanıyor. Aksine bu, Irak müzelerinde bulunan sanatsal ve tarihi hazinelerin yağmalanmasına ilişkin bir planın sonucuydu.
Müze görevlileri dış dünyayla iletişime geçebildiğinde anlaşıldı ki yağma rastgele yapılmamıştı. Oraya gelen insanlar ne aradıklarını biliyorlardı ve donanımlı gelmişlerdi.
Bağdat Müzesi'nin şefi Dr. Dony George şunları söyledi: "Bu insanlar ne aradıklarını biliyorlardı. Siyah Obeliskin alçı kopyasına dokunmadılar. Bu onların uzman olduğu anlamına geliyor."
British Museum’dan Dr. John Curtis ise, müzeden çalınan eserler için "Bu, Mona Lisa’yı çalmak gibi" dedi.
Dr. George, müzenin asıl yağmalandığı günden neredeyse bir hafta sonra ancak dünyadaki arkeologları müzeden çalınanlar konusunda uyarabildi. Amerikalı askeri yetkililer eserlerin Bağdat’tan çıkmasını önlemek için ya da çalınan eserlerin bulunmasına yönelik uluslararası bir işlem başlatmak için hiç bir çaba göstermedi.
Profesyonel arkeologlar ve sanat tarihçileri yağma tehlikesini Pentagon’a önceden haber vermişlerdi. British Museum’dan Dr. Irving Finkel Kanal 4’te yağmanın tamamen önceden kestirilebilir ve kolaylıkla durdurulabilir olduğunu söyledi.
Müzeyi soyanların yanlarında ağır yapıtları kaldırmak için araçlar ve en değerli parçaların bulunduğu bölümler için anahtarlar vardı.
* * *
Irak’ın ulusal müzesinin geçen hafta talan edilmesi ilk başta devletin münasip bir simgesine karşı rastgele bir intikam gibi görünmüş olabilir. Başka hangi sebep için bir halk kendi tarihini yağmalayabilir ki? Özellikle eşsiz zenginliğe sahip bir tarihe böylesine bağlı bir halk.
Kayıpların ne kadar büyük olduğu ortaya çıktıkça -en az 170,000 parça kayboldu ya da tahrip edildi- insanlar sanki daha da tepkisiz kaldı. Bunu kim yaptı? Saddam’ın şehrinin varoşlarında bu yağmadan ne çıkar sağlanabilirdi? Komşuları etkilemek mi?
Şimdi artık anlaşılıyor ki müzenin yağmalanması ne kendi kendine ne de rastgele oldu. Çok büyük bir ihtimalle, bu yağma Amerikan işgalinden çok daha önce planlanmıştı ve hırsızlar nerdeyse hiç kuşkusuz ki, içeriden yardım almışlardı.
Görgü tanıkları iyi giyimli, ellerinde telsiz telefonlar olan adamlar gördüklerini ve eserlerin kalabalığın kafaları üstünden değil, düzenli kamyon konvoylarıyla götürüldüğünü gördüklerini söylediler.
Ve bütün bunlar konuşulurken, Irak’ın kayıp hazinesi - 5000 yıllık kültür ve güzellik hazinesi - yeraltı marketi kanallarından yabancı koleksiyoncuların ellerine doğru hızla ilerliyordu.
Ann Talbot'un makalesinden derleyen: Özlem Direk