Merhaba Kâinat!
Muştularla ilkler içiçe: İstanbul ve Ankara’ya yılın ilk karının düştüğü “haber”i her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük gazetelerde yer aldı (Sabah). Diyarbakır’a 45 yıl aradan sonra ilk kez kar yağdığı haberi ise “resimaltı” olarak vardı (Cumhuriyet). Erzurum’a yılın ilk karının ne zaman yağdığını ise hiç öğrenemedik. Bu “ilk” karla birlikte ülkede yolların kapandığı, kentlerin ve köylerin “felç olduğu” haberi her yıl olduğu gibi bu yıl da neredeyse bütün gazetelerde görüldü.
Çagçaran ve Taywara bölgelerine de yılın ilk karı düştü. Bunlar, Afganistan’ın ortasında yer alan bölgeler. Bu haber Türk basınında (Açık Gazete hariç) yer almadı, meselâ İngiliz basınında yer aldı (Owen Bowcott, Guardian). Bowcott, insani yardımların yağmalanmaya ve çetelerin eline düşmeye başlamasıyla beraber, Afganistan kışında trajedinin katlanacağından bahsediyor haberinde. Bütün yardım kuruluşları, BM denetiminde bir barış gücünün kendilerini koruması çağrısında bulunuyorlar, ama BM’den de ses çıkmıyor maalesef.
Açlık ve sefalet bir taraftan; Kabil’deki Atatürk hastanesinde haftada 4 – 5 çocuk hayatını kaybediyor. Teknik yetersizlik, ilaç yokluğu, geç müdahale… Manisa’da da, öte yandan, bir barakada yaşayan 7 çocuklu bir ailenin en küçük ferdi açlık yüzünden öldü. Çocukların yüzünü güldürebilecek tek haber sübyancılık karşıtı mücadeleyle ilgili. O da az sonra…
Kunduz’da kuşatma altında bulunan Taliban savaşçıları ile Kuzey İttifakı arasındaki görüşmelerde olumlu gelişmeler olduğu haberleri geliyor (BBC). Taliban’ın teslim olduğu haberleri de gelmişti (CNN). Bu belirsizlik içinde katliamın sürdüğü belirgin. Neden derseniz halen Kunduz’da bulunan Taliban komutanları deri yüzmek ya da gırtlak kesmek gibi hususlarla temayüz etmişler ve teslim yanlısı olanları pek sempatiyle karşılamıyorlarmış (Independent).
Savaşın çok uzun süreceği, belki de hiç bitmeyeceği söyleniyordu. Pentagon, yeni ve farklı bir aşamaya girildiğini söyledi. Dağa çekilen Taliban kuvvetlerinin bundan böyle gerilla savaşı sürdürmeleri bekleniyor (IHT). Bu arada, Molla Muhammed Ömer’in sağ kolu Tayyib Ağa, sonuna kadar savaşmaya ve kazanmaya kararlı olduklarını açıkladı.
Savaştan bahsedince, zanlıyı aramanın klasik ve hukuka uygun yöntemini gene İspanyol savcı Balthasar Garzon hatırlattı. Garzon, El-Kaide’nin İspanya’daki uzantıları hakkında topladığı delilleri adli makamlara teslim etti (NYT).
Kunduz uzak, Bağdat yakın: Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, savaşın komşu bir ülkeye yayılmasının tercih edilemeyeceğini söyledikten sonra, “Ancak, Irak’ın ABD’de düzenlenen terörist saldırıların arkasında olduğuna dair inanılır kanıtlar ortaya çıkarsa, Türkiye konumunu gözden geçirir,” dedi.
Türkiye’de millet kıymete bindi: “Ankara! Bu milletin kıymetini bil” diyordu Milliyet gazetesi manşetten. Bu millet, krize ve fakirliğe karşı dayanışmaya başlamış, mahallelerde ortak kasalar oluşturuyormuş.
İyi haberler de geldi; Kemal Derviş, krizin bitmek üzere olduğu müjdesini verirken Türkiye’de kriz bitiyor, ama alacağımız borçların sosyal bedeli olduğunu da tespit etti (Milliyet, Sabah). Bir de, soygun bitiyor. Yolsuzlukla Mücadele Programı hükumete takdim ediliyor ve üstelik tamamen şeffaf bir mücadele öngörülüyormuş (Akşam). Bu müjdeli haberler de Batı basınında yok. Oh olsun.MAKAS ARTIĞI
Kainatta bugün şöyle şeyler de oldu: Adam başına 10 bin dolar ödeyerek Amerika’ya gitmek isteyen Kübalı Kübalı mülteciler, Florida açıklarında derin sulara gömüldüler (BBC). Türkiye’de, hatırlayacaksınız, Çökertme’de de aynısı olmuştu.
18 bin ton nitrik asit taşıyan bir gemi Ren nehrinde battı. Bölgedeki yollar trafiğe kapatıldı, okullar boşaltıldı. Yetkililer halk sağlığının emniyette olduğunu söylediler.
Orta Asya ve Avrupa’dan 42 ülke, çocuklara yönelik cinsel istismarın önünü almak üzere bir nevi and içtiler. Dünya üzerinde 1 milyon civarında çocuğun cinsel istismara uğradığı ifade ediliyor.
Bilimadamları, oturduğunuz yerde egzersiz yaptığınızı düşünmek suretiyle adalelerinizi geliştirebileceğinizi söylediler. Hayal ettiğiniz müddetçe zayıflayabileceğiniz günler yakındır.
Devamı yarın…
Ömer Madra – Şerif Erol