Merhaba kâinat!
İstenmeyen adam Arafat: Ortadoğu ile ilgili durum, yani o feci durum, artık sadece klişelerle ifade edilebiliyor: Ortadoğu’da umut yok! Biz akşam yemeklerimizi yemeğe hazırlanırken akşam haberlerinde paramparça vücutlar ve otobüsler, helikopterler görüyoruz. Ortadoğu’da hakim renk kan kırmızısı. Son olarak, Batı Şeria’daki bir otobüse ve Gazze Şeridi’ndeki iki Yahudi yerleşim birimine düzenlenen saldırılarda, ikisi intihar komandosu 12 kişi ölmüş, 34 kişi yaralanmış. İsrail hemen misillemeye geçmiş; ölü sayısı bilinemiyormuş (Zaman). İsrail’den gelen resmi bir açıklamada şöyle deniyormuş: “Yaser Arafat’ın İsrail ile herhangi bir bağlantısı kalmamıştır ve bundan sonra kendisiyle temas kurulmayacaktır.” İsrail ile Filistin arasındaki, güvenlik yetkilileri düzeyindeki temaslar da sona ermiş. Öte yandan Arafat da, Şaron’un kendisine zarar vermeye kararlı olduğuna inandığını söylemiş. “Ya tarihi unuttu,” diyormuş, “ya da tarihten ders almıyor."
Yeni binyılın teknik anlamda ilk senesinin sonuna gelirken bu kadar kan ve savaştan bahsedince zamanın geriye doğru ilerlediği gibi bir izlenim ediniyor insan. Yüzülüp yüzülüp kuyruğuna gelindiği söylenen, Kalıcı Özgürlük Operasyonu’nun Tora Bora ayağında ciddi bir direniş var. El-Kaide savaşçılarına teslim olmaları için verilen mühletler birbiri ardına dolmaya devam ediyor, uçaklar yeniden saldırıya geçiyor, teslim olanlar çıkıyor, ama onların da asıl elemanlar olan Araplar arasından çıkmadığı belirtiliyor. Bir diğer teklif de şöyle dile getirilmiş: Siz bize liderlerinizi teslim edin biz de sizi serbest bırakalım. Ama bu teklifin Amerika tarafından desteklenip desteklenmediği de bilinmiyormuş (BBC). Bu arada, Usame bin Laden’in Pakistan’a kaçtığı iddiaları tam anlamıyla yalanlanmadığı gibi, Kala-i Ceng’te esir düşen ABD asıllı Taliban askeri John Walker Lindh de kıyamet kehanetinde bulunmuş. Önümüzdeki günlerde biyolojik terör hazırlıkları olduğunu söylüyormuş Lindh (Independent).
Bilemediklerimiz: Tam 17 senedir çağrı yapılmasına rağmen sonuç alınamamıştı, ama Almanya en sonunda Kara Ses’in kapatılmasına karar verdi (Sabah). Almanya bunca seneden sonra, teröre karşı ittifakın bir parçası olunca verebilmiş bu kararı. Bunca zaman neden kaybedilmiş? Onu bilemiyoruz.
Bir şey daha bilemiyoruz: Mersin’deki sel felaketi medyada neden gereken yeri bulamıyor? Çünkü, Mersin’de ortaya çıkan fatura, 17 Ağustos depreminin ardından çıkan faturadan daha kabarıkmış. Kültür Bakanı İstemihan Talay, böyle tespit etmiş durumu (Zaman).
Bu arada, Cumhurbaşkanı Sezer’in hükumete ve Meclis’e yönelik eleştirileri, siyasi kesimde tepki yaratmış. Başbakan Ecevit, Türkiye’nin girdiği umut verici sürece gölge düşürülmemesi gerektiğini söylemiş. Basında ise haklı olduğunu söyleyenler de varmış Sezer’in, muhalefet lideri gibi davranamayacağını da... (Sabah, Radikal, Milliyet). Sezer ayrıca, çete suçlarını DGM kapsamından çıkaran yasayı, Meclis ikinci kez aynen kabul edince onaylamak zorunda kalmış, ama önümüzdeki 60 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ni iptal davası açma hakkı da bulunuyormuş (Cumhuriyet).
MAKAS ARTIĞI:
ABD Başkanı George Bush, Kongre liderlerine, 1972 tarihli Anti-balistik Füza anlaşmasından çekileceklerini açıklamış. Peki, Kongre’nin üyelerinin bundan haber var mıymış, diye merak edecek olursanız cevabımız müspet: Evet, haberdar edilmişler (BBC).
Arjantin hükûmeti, 1 milyon dörtyüzbin emeklinin maaş ödemelerini ertelemiş. Bankaların önünde kuyruğa giren onbinlerce emekliye haftaya gelmeleri söylenmiş (BBC).
Devamı yarın...
Ömer Madra – Şerif Erol