24 Haziran Seçimleri ile İlgili Merak Ettiklerimiz ve Bilmemiz Gerekenler

Altın Saatler
-
Aa
+
a
a
a

Oy ve Ötesi Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat Sevcan Çamlıdağ Altın Saatler'de konuğumuz oldu ve önümüzdeki 24 Haziran seçimleri ile ilgili merak ettiğimiz soruları cevapladı, hem bütün seçmenlerin hem de sandık başında görev yapacak olanların bilmesi gereken bazı noktalara açıklık getirdi.

Sevcan Çamlıdağ (Oy ve Ötesi): 6 Haziran 2018
 

Sevcan Çamlıdağ (Oy ve Ötesi): 6 Haziran 2018

podcast servisi: iTunes / RSS

Oy ve Ötesi, gönüllü sandık müşahitliği başvurusu için: https://sandik.oyveotesi.org/kayitol

Oy ve Ötesi hakkında daha fazla bilgi almak için: https://oyveotesi.org


Gürhan Ertür: Şimdi telefon hattımızda Sevcan Çamlıdağ arkadaşımız var, Sevcan hanım merhabalar!

 

Sevcan Çamlıdağ: Merhabalar Gürhan Bey! İyi yayınlar!


GE: Sağ olunuz, çok teşekkürler! Seçime 3 hafta kaldı ve birçok teknik soru var seçim ve sandığa ilişkin sorular var. Bunlardan bir kısmını size danışmak istiyoruz. Çok teşekkür ederiz yayınımıza katıldığınız için.

 

SÇ: Ben teşekkür ederim.

 

GE: Geçen seçimlere göre seçmenleri ve sandık başında görev yapanları ilgilendirecek bilmemiz gereken mevzuattaki en önemli değişikliklerin neler olduğunu size danışmak istiyoruz.

 

SÇ: Tabii. Aslında çok kısaca özetlememiz gerekirse, seçim mevzuatındaki son yapılan değişikliklerle öne çıktığını düşündüğümüz birkaç değişikliği, birkaç hususu kısacak özetlemeye çalışayım. İlk olarak aklıma gelen kolluk kuvvetinin seçmen ihbarı üzerine sandık çevresine çağırılmasına ilişkin değişiklik geliyor. Önceki düzenlemede kolluk kuvvetinin sandık çevresine gelmesi yalnızca o sandıktaki resmi sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından mümkündü artık seçmen ihbarıyla da sandığın çevresine yine çok istisnai bir durumda tabii ki, sandık çevresindeki bir şiddet veya tehdit kullanarak sandık başı düzenini bozmaya kalkışanlar için söz konusu olabilen bir durum. Ancak bu yetkinin seçmene de tanındığını görüyoruz. Bunun haricinde hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağlı seçmenlerin oy kullanmalarını sağlamak üzere seyyar sandık uygulaması yürürlüğe girmiş oldu. Bu Türkiye için bir ilk, seyyar sandık uygulaması önceden yoktu.


GE: Halbuki daha öncesinde adresten alınıyorlardı ve sandığın bulunduğu okula kadar getiriliyorlardı değil mi?

 

SÇ: Evet yani belirli yöntemler geliştirilmişti bunun için, örneğin YSK tarafından bu tür engeli ya da rahatsızlığı bulunan kişilerin okulların örneğin zemin katında sandık belirleniyordu ki kolaylıkla ulaşabilsinler, yukarı katlara çıkmakla uğraşmasınlar diye. Tabii burada aslında kapsam hastalık ya da en azından sandığa gitmeye imkan verebilecek düzeyde bir engel değil tamamen yatağa bağımlılık kriteri var. Dolayısıyla aslında hiç sandığa gidemeyen kişiler için getirilmiş bir uygulama. Bu anlamda aslında oy kullanma hakkı bakımından olumlu bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz bunun.

 

GE: Ama denetimi çok zor herhalde değil  mi?

 

SÇ: Evet. Denetim bakımından gerçekten katı bir uygulama olması gerekiyor ki bildiğimiz sandık uygulamasına yanaşabilen bir koruma sağlansın oy gizliliği ve seçmen iradesi bakımından. Önemli olan husus seyyar sandık bakımından bu diyebiliriz. Bunun haricinde biliyorsunuz yine 24 Haziran’da ilk kez uygulanacak olan ittifak meselesi var. İttifaklarla ilişkisi geçerli oylar bakımından aslında çokça yenilik var mevzuatta ve seçmenler bakımından yani yalnızca sandık başında görev yapacak kişiler bakımından değil herhangi bir ittifaka dahil olan siyasi partilere oy vermeyi düşünen seçmen için de oldukça karışık bir yapı. Dolayısıyla sandık başına gitmeden ittifaklara oy verecek olanların nasıl oy kullanmaları gerektiğine dair bilgi edinmeleri çok önemli. Buna ilişkin eğitimler düzenliyoruz, internete de eğitimlerimizi yüklüyoruz, bunların takip edilmesini tavsiye edebiliriz.

 

GE: Şu anda Oy ve Ötesi’nin internet adresinde bu bilgilere ulaşmak mümkün değil mi?

 

SÇ: Mümkün tabii oyveotesi.org web sitemizin adresi, buradan eğitim dokümanımıza ulaşabilir herkes, herkese açıktır, orada detaylı olarak bütün bu hususları anlatmaya çalıştık. Başkaca dilerseniz aklıma geldikçe yeniliklerden söz edebilirim.

 

GE: Lütfen tabii!

 

SÇ: Çokça tartışılan bu mühürlü zarf, mühürsüz zarf meselesi.

 

GE: Evet geçen seçimlerin en önemli tartışma konusu değil mi?
 


SÇ: Evet çokça kamuoyunda yer bulan bir konu, bu konuda da aslında bilgi kirliliği var diyebiliriz. Buna da açıklık getirmek çok önemli. Aslında şu anda kanun değişiklikleri sonrasında zarf ve pusulaların mühürlenmesi halen zorunlu, ana kural bu, bunu ortaya koymamız gerekiyor. Fakat zarf ve pusulaların mühürlenmemesi durumunda geçerlilikleriyle ilgili bir değerlendirme yapmak gerekiyor yeni değişiklikler uyarınca. Bu arada bahsettiğimiz hep sandık kurulunun mührü, bu sandık kurulu mührünü taşımayan zarflar için öncelikle diğer unsurlara bakılıyor zarfın geçerliliği açısından.

 

GE: Burada bir açıklık getirelim mi? Yani her zarfın üzerinde mutlaka ama mutlaka ilçe seçim kurulunun mührünün bulunması gerekiyor.

 

SÇ: Evet ilçe seçim kurulunun mührü zaten bulunmalı, onun haricinde YSK filigranı bulunuyor.

 

GE: O da bir filigran olarak bulunuyor ama burada tartışma konusu olan sandık kurulunun mührü, yani sabahleyin sandık kurulu toplandığı zaman bütün zarfları tek tek mühürlemek zorundalar.

 

SÇ:  Doğru. Bunun yanısıra bir ek unsur daha var, YSK amblemi de taşıması gerekiyor zarfların. Bunların YSK’nin 135/1. Sayılı genelgesinin 40. Maddesinde sayılan hususlar. O maddede de aslında sandık kurulunun mührünü taşıması gerektiği açıkça yazıyor zarfların. Ancak şöyle bir istisna tanınmış, üzerinde sandık kurulu mührünün bulunmamasına rağmen YSK filigranı, amblemi ve ilçe seçim kurulu mührü taşıyan zarflar ve bir takım bazı unsurlar daha var, üzerinde leke ve çizik bulunsa dahi bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığı kesin olarak anlaşılmayan zarflar geçerli sayılacak. Yani bu istisna diğer unsurların, filigranın, amblemin ve ilçe seçim kurulunun mührünün bulunduğu durumda ancak uygulanabiliyor.

 

GE: Burada hemen geçmişe bir atıf yapmakta fayda var; geçmişte sorun özellikle de ilçe seçim kurulu mührünü taşımayan zarflarla ilgiliydi diye hatırlıyorum.

 

SÇ: Şöyle, sandık kurulu mührüyle ilgili tartışmalar olmuştu yani aslında sabah seçim başlamadan önce, seçim öncesi zarfların ve pusulaların mühürlenmesi sırasında -geçmişten beri olan bir uygulama aslında- sandık kurulu başkan ve üyeleri herhangi bir sebeple mühürlemeyi unutabiliyor ya da mühürlemeyebiliyordu pusula ve zarfları. Hatta bazen şu tür ihmallere de rastlanıyordu, bir kısmını mühürleyelim -burada aslında niyetten bağımsız olarak söylüyorum- kendi işlerini kolaylaştırmak adına bir kısmını mühürleyip seçmenler oy kullandıkça kalan kısmını da mühürleriz eğer gerekirse diye uygulamalar oluyordu. Bunlar aslında olmaması gereken şeyler; sabah aslında oy verme işlemi başlamadan önce tüm mühürleme işlemlerinin yapılması gerekiyor. Şu anda bahsettiğim gibi zarflar bakımından böyle bir durum var ancak pusulalara gelecek olursak, pusulalarda durum biraz daha farklı. Pusulalar da yine sandık kurulunca mühürlenmesi gereken seçim gereçleri fakat pusulalar bakımından şöyle bir ayrıma gidiyor kanun, eğer pusulalar sandık kurulu başkan ve üyelerinin ihmali sonucu mühürlenmediyse bu durumda pusulaları geçerli kabul ediyor kanun. Yani orada bir ihmal var mı yok mu değerlendirmesi yapılması gerekiyor ki bu aslında pratikte çok kolay olamayacak bir şey. Bu yüzden burada sandık başında aslında seçmenlerin ve sandık kurulu görevlilerine şöyle bir tavsiyede bulunabiliriz, sabah oy verme işlemi başlamadan önce tüm pusula ve zarfların mühürlendiği sandık kurulu tutanak defterine işlensin, kayıt altına alınsın ‘hepsi mühürlenmiştir’ diye. Böylelikle bu arada zaten pusula ve zarfın olduğu da kayıt altına alınıyor adet olarak.

 

GE: Tabii.

 

SÇ: Böylelikle günün sonunda eğer pusulalardan herhangi biri mühürsüz çıkarsa bunun tespiti çok kolay olur yani aslında şu noktaya da değinmek lazım, sandık başında görev yapacak olan gözlemcilerin, siyasi parti müşahitlerinin bu noktada dahli de çok önemli çünkü eğer sandık kurulu başkan ve üyeleri ‘biz bu pusulaları mühürlemeyeceğiz, zaten artık kanunda böyle bir şart da yok!’ gibi bir söylemde bulunursa orada müşahitler devreye girerek ‘hayır, bakın aslında madde bunu söylüyor, mühürlenmesi gerekir. Eğer siz bunu mühürlemezseniz ben bunu kayıt altına alacağım!’ derse bunun üzerine artık günün sonunda sandık kurulu başkan ve üyelerinin ihmalinin olduğundan söz edebiliriz hukuken. Bu artık kasten mühürlememe statüsüne girmiş olacak ve dolayısıyla ilgili pusulaların geçersiz kabul edilmesi gerekecek. Böyle bir ayrıma gidilmiş oldu yeni kanun değişikliği sonrasında. Bu da çok kolay değerlendirilecek bir durum değil, o yüzden bu konudaki bilgi kirliliğini aslında düzeltmemiz gerekiyor diye düşünüyoruz. Dolayısıyla eğitimlerimizde en çok vurguladığımız konulardan birisi bu. Yine sitemizdeki eğitimlerden ulaşılabilir örneklere.

 

GE: Bir de pusulalarla ilgili dikkat çekmek istediğiniz herhangi bir nokta var mı? Çünkü özellikle bu ittifak pusulalarının işi çok karıştırdığı gibi bir bilgi var. Bu konuda ne diyeceksiniz?

 

SÇ: Orada şunu söylemek mümkün, ittifak yapan siyasi partilerin alanları arasında aslında doğru bilgi şu anlamda faydalı olabilir, gözünüzde canlandırmanız gerekirse örneğin 4 parti ittifaka girdiyse bu 4 partinin alanları, kendi alanları var ve ayrıca büyük bir çerçeve ile bunlar bir ittifak bölümü içerisine dahiller, yukarıda da ittifakın ünvanı bölümü var. Bunu gözünüzde canlandırdığında eğer bir siyasi partiye mühür vurulduysa, sadece bir siyasi partinin alanı içerisine mühür vurulduysa aynı zamanda ittifak ünvanı bölümüne de mühür vurulduysa bu durumda oyun ittifakın ortak oyu mu yoksa siyasi partinin oyu mu olacağı tartışması gündeme geliyor. Burada ittifak ünvanı bölümüne ayrıca bir mühür vurulması siyasi partiye oy verilmesine engel değil ya da bu pusulanın geçersizliği anlamına gelmiyor. Dolayısıyla bu durumda siyasi partiye oyun yazılacağını bilmek önemli. Daha da önemli olan bir husus aslında ittifaklar bakımından, her seçmenin yalnızca bir oyunun olduğunun unutulmaması gerekiyor, yani bir oy bir kere yazılır diye tekrar ediyoruz. Çünkü pusula üzerinde 1’den fazla mühür bulunması durumunda işin içine ittifak da girince hem ittifaka hem de siyasi partiye oy yazma gibi yanlış bir uygulamanın olabileceğinden endişe ediyoruz bu anlamda. Dolayısıyla burada aslında her ne olursa olsun 1’den fazla kere mühür basılmış olursa da ittifak içerisine, her oyun öncelikle 1 oy sayılacağını, yani ya bir siyasi parti ya da bir ittifakın ortak oyu olarak yazılacağını bilmek çok önemli. Buna ilişkin çokça senaryo geliştirildi, yani ittifak içerisindeki 2 partiye de taşan alana mühür vurulursa örneğin bu bir ittifak ortak oyudur, çünkü 2 partiden hangisine oy vermek istediği seçmenin iradesi anlaşılamamaktadır, yani böyle bir değerlendirme yapamayız, bir niyet okuma yapamayız dolayısıyla ittifak ortak oyudur. Yalnızca ittifak ünvanına mühür vurulduysa bu ittifak ortak oyudur, ayrıca siyasi partilere yazılmaz gibi çokça çeşitlendirilebilir örnekler. Bunların hepsi web sitemizdeki eğitim sunumumuzda var, daha da ayrıntılı bir çalışma da yapıyoruz bununla ilgili, daha açıklayıcı, onu da en kısa zamanda web sitemize yükleyeceğiz, oradan bütün seçmenlerin takip etmesini dileriz. Çünkü gerçekten karmaşık bir yapı var orada.

 

GE: Burada da tabii en önemli tedbir sanıyorum ki sandık kurulunun burada oy vermeye başlamamış olan seçmenlere durumu net bir şekilde izah etmeleridir değil mi?

SÇ: Kesinlikle, hiçbir yönlendirme yapmadan başkan durumu açıklamalı. Aynı zamanda burada yine az önce söz ettiğim gibi siyasi parti müşahitlerinin de çok büyük rolü var; sayım aşamasında hangi oyun nereye yazıldığını, yani siyasi partiye mi ittifak ortak oyuna mı yazıldığının tespiti aşamasında onların da aktif olarak pusulaları gözlemleyip -zaten gözlemciler orada- usulüne uygun bir sayım aşaması geçirilmesine katkıda bulunmaları gerekiyor.

 

GE: Burada da tabii önemli olan noktalardan birisi eğer çok kısaca ifade etmek gerekirse, özellikle milletvekili seçimlerinde mutlaka ama mutlaka seçeceği partinin üzerine mührü basması gerekir değil mi?

 

SÇ: Evet, eğer ittifak içerisindeki bir partiye oy verilecekse bu husus evet çok önemli. Eğer kendi oy vermek istedikleri partinin haricinde ittifak alanı içerisinde olsa da başka bir partiye mühür basarlarsa ayrıca, yani çoklu mühür basma durumundan söz ediyorum, bu durumda ittifak ortak oyu sayılacaktır. O yüzden yalnızca kendi oy vermek istedikleri siyasi partiye mühür vurmaları en basit ve en kolay çözüm bu anlamda.

 

GE: Cumhurbaşkanlığı pusulasında ise daha basit bir durum var çünkü orada sadece ve sadece cumhurbaşkanı adaylarının isimlerinin bulunduğu bölümlerden seçeceğimiz kısma mührü basacağız. Yani orada bir kargaşa söz konusu olmayacak diyebilir miyiz?

 

SÇ: Evet diyebiliriz, cumhurbaşkanlığı pusulası çok daha basit, eskiden alışık olduğumuz türden bir pusula; adayların fotoğrafları ve altında isimleri yer alıyor, her zamanki gibi ayrılmış sütunlar şeklinde. Orada çok daha basit bir yöntem var, daha basit bir görünüm var.

 

GE: Bu 2 oy pusulasının tek bir zarfa konması konusunda herhangi bir sıkıntı, sorun görüyor musunuz?

 

SÇ: Şöyle bu da yeni bir uygulama, yeni değişikliklerle mevzuata girdi. Aslında bir sorun olarak söylemek istemem fakat şu aşamada dikkatli olunabilir diye düşünüyoruz, yine değişiklikler uyarınca öncelikle zarflardan pusulalar çıkarıldıktan sonra farklı seçim türlerine ait pusulalar ayrı yerlerde tasnif ediliyor ters çevrilerek. Yani cumhurbaşkanlığı pusulaları bir yerde toplanıyor, milletvekili pusulaları başka bir tarafta toplanıyor.

 

GE: Evet ama bunlar hepsi sandık kurulunun önündeki masada cereyan ediyor değil mi?

 

SÇ: Tabii ki, seçmenlerin katılımıyla, müşahitlerin katılımıyla açık sayım döküm işlemleri esasında yapılıyor. Burada aslında dikkat edilmesi gereken -çok teknik ve ayrıntılı bir alana girmiş oluyorum ama belirtmekte fayda var- aynı zarftan birkaç pusula çıkınca ister istemez şu akla geliyor, örneğin cumhurbaşkanı seçiminden ya da milletvekili genel seçiminden aynı seçim türüne ait olmak üzere 1’den fazla pusula varsa zarf içerisinde tasnif aşamasında gözden kaçabilir. Dolayısıyla bir zarftan çıkan 2 pusulanın yani aslında orada 2 pusula olduğunun tespiti o aşamada çok önemli, 2’den fazla pusula çıktıysa eğer çünkü bunlar hesaba katılmayan pusula olarak ayrı bir kategori olarak ayrılması gereken pusulalar olacak. Yani geçerlilikten ve geçersizlikten bağımsız ayrı bir kategori, aynı seçim türüne ait 1’den fazla pusulanın zarftan çıkması durumunda bunlar hesaba katılmaz, sayım aşamasında dikkate alınmaz ve ayrılır diyor kanun. Bu önemli olabilir bu aşamada.

 

GE: Bir de cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili pusulalar ilk olarak sayılacak ve sonradan milletvekili pusulaları sayılacak değil mi?

 

SÇ: Evet yeni düzenleme bunu getiriyor, doğru.


GE: Bu taşınacak sandıklar ile ilgili nasıl sorunlar görüyorsunuz? Çünkü biz bunun sayısını birkaç gün önce 145 bin seçmeni ilgilendirecek diye düşünüyorduk fakat her geçen gün bu sayı artıyor görüldüğü kadarıyla.

 

SÇ: O konuda şunu söyleyebilirim, biz de bu konuda basına yansıyan haberleri takip ediyoruz elbette sürecin başından beri. Aslında bu mevzuat değişiklikleri daha henüz yasalaşmadan, teklif aşamasındayken biz dair bütün değişikliklerle birlikte bu konuya da dair görüşlerimizi bir ayrıntılı görüş metni olarak yayınlamıştır. Orada da bahsettik bu husustan. Aslında taşıma ve birleştirme bakımından en önemli hususlardan biri bu taşıma ve birleştirme kararlarından etkilenecek olan seçmenin oy kullanma eğiliminin olumsuz yönde etkilenmesi riski. Bu aslında şu anki haberlerde gördüğümüz kararlara ilişkin olarak henüz YSK tarafından resmi olarak yayınlanmış bir karar yok. Biz de bu kararı bekliyoruz, kaç seçmenin etkilendiği, kaç ilçenin karadan etkilendiği? Bunlar henüz net değil, yalnızca basından takip ettiğimiz kadarıyla bilebiliyoruz. Yani yorum yapabilmek için aslında karara ihtiyacımız var, dolayısıyla şu an için yalnızca görüş metnimize atıf yapabiliyorum, karar çıktıktan sonra daha ayrıntılı değerlendirme fırsatımız olacaktır.

 

GE: Ama bu detayların açıklanması da sanıyorum son haftaya kalacak, öyle bir izlenimim var. Herhangi bir süreye tabi değil değil mi YSK’nın bu konuda bir açıklama yapması?

 

SÇ: Yok, zorunlu yasal bir kısıtlaması yok dolayısıyla biz de bekliyoruz kararı.

 

GE: Bütün bunlar aslında oldukça bilinçli, yani daha önceki seçimlerden daha da bilinçli ve eğitimli sandık kurullarını gerektiriyor. Sizin birçok eğitim verdiğinizi biliyorum, sizin dışınızda da eğitim veren çeşitli girişimler var, peki bu sandık kurullarında görev alacak olanlar da artık resmen belirlenmiş durumda, bu insanların eğitimi konusunda bilgileriniz nedir ve aldıkları eğitimin yeterli olduğunu düşünür müsünüz?

 

SÇ: Aslında o eğitimlerin içeriğine ben vakıf olmadığım için bu konuda bir değerlendirme yapmam doğru olmaz fakat şunu söyleyebilirim, YSK geçmiş seçimlerde sandık kurulu başkan ve üyelerine yönelik böyle eğitimler düzenlemişti, bununla ilgili bilgimiz var. Dolayısıyla hele ki bu kadar sıkışık bir seçim takviminde ve bu kadar mevzuat değişikliği yapılmışken bir seçime gidiliyor olduğumuzu düşünürsek mutlaka eğitim verilecektir diye düşünüyorum, belki de başlanmıştır. Dolayısıyla aslında şunu tavsiye edebiliriz, bizim eğitim dokümanlarımız her zaman için kamuoyuyla paylaştığımız ve açık olarak herkesin ulaşabileceği şekilde sitemize koyduğumuz dokümanlar. Dolayısıyla sandık kurulu üyesi olacak olsa da bir kişi oyveotesi.org’a girerek bizim eğitim dokümanlarımızdan dilediği gibi faydalanabilir. Çünkü orada detaylı bir çalışma yaptığımız için aslında mümkün olduğunca kapsayıcı ihtimalleri düşünerek örneklendirmeler yapmaya çalıştık. Faydalı olabileceğini düşünüyoruz, dilerlerse indirebilirler sitemizden diyebilirim.

 

GE: Ellerinize sağlık! Sevcan hanım size çok teşekkür ederiz verdiğiniz bilgiler için. Sağ olun. Hepimize kolay gelsin diyelim.

 

SÇ: Çok teşekkürler, ben de yayına katılma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim önemli bir konuda.

 

GE: Sağ olun efendim.

 

SÇ: İyi yayınlar diliyorum!

 

GE: Çok çok teşekkürler. Evet, telefon hattımızda Sevcan Çamlıdağ arkadaşımız vardı, hukukçu, Oy ve Ötesi derneği yönetim kurulu üyesi.