Bu yıl on birincisi kutlanan Dünya Radyo Günü'nün teması "Radyo ve Güven". Açık Radyo olarak, kuruluşumuzdan bu yana, 26 yılı aşan bir süreç içerisinde bağımsız yayıncılıkta verdiğimiz sınavlar düşünülürse bu tema bizim için oldukça manidar.
UNESCO DÜNYA RADYO GÜNÜ 2022 – "RADYO VE GÜVEN"
Bağlam
UNESCO, dünyadaki tüm radyo istasyonlarını, 13 Şubat Dünya Radyo Günü'nün "Radyo ve Güven" teması altında düzenlenecek on birincisini kutlamaya çağırıyor.
Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip olan radyo, günümüzde hâlâ en güvenilir ve en yaygın kullanılan medya araçlarından biri olmaya devam etmektedir [1]. Radyo, kamuyu ilgilendiren konularda gerçek zamanlı olarak, profesyonel bir kapsamla bilgiye hızlı ve düşük maliyetli erişim sağlamanın yanı sıra, uzaktan eğitim ve eğlencenin de yıllardır teminatı oldu. Bugün ise, “geleneksel” ve en son teknolojiler arasında bir köprü kuran radyo, artık podcast'ler ve çoklu ortamlı web siteleri gibi farklı cihaz ve formatlar aracılığıyla da çok çeşitli içerikler sunmaktadır.
Buna rağmen dünyanın dört bir yanından vatandaşlar ihtiyaç duydukları bilgiye erişebildiklerine inanmamaktadırlar. Dünya üzerindeki son gelişmeler ve Covid-19 salgını, sosyal medyada hızla yayılan yalan içeriğin dolaşımıyla da körüklenerek genel itibariyle [2] medyaya olan güveni erozyona uğrattı. Buna paralel olarak, mali şartlardan dolayı personelin zorunlu olarak azaltılması ve internet şirketlerine verilen reklam gelirlerinin kaybedilmesiyle radyo da dahil olmak üzere haber medyalarının gelirlerindeki düşüşler hızlandı ve bu durum, özellikle yerel radyo kuruluşları için doğrulanmış bilgiye erişim maliyetlerini artırdı.
Bununla birlikte, belli başlı medya araştırmaları, internet ve sosyal ağlara [3] olan güvenin küresel olarak azaldığını, ancak, haberlere olan güvenin genel bir artış gösterdiğini ortaya koymakta[4] ve dünya yüzünde birçok vatandaş halen radyoya, diğer medya türlerinden daha fazla güven duymaktadır [5]. Bu güven düzeyi, vatandaşlara ne pahasına olursa olsun doğru ve güvenilir bilgi sağlamanın önemini daha da pekiştirmekte ve hayatların tehlikede olduğu günümüzde insanların medyadan beklentilerini oluşturan şey de bu olmaktadır.
İnsanların radyoya olan güveninin bir kısmı, düşük maliyeti ve her yerde bulunabilen doğasından kaynaklanmaktadır. Dijitalleşme, küresel bir eğilim olmasına rağmen, bilgiye dijital yolla erişim, hem internet abonmanlıkları hem de evde bir bilgisayara sahip olma açısından bölgeler ve topluluklar arasında büyük farklar yaratarak eşit olmaktan oldukça uzaktır [6]. Karşılaştırma yapıldığında, radyo ekonomiktir ve elektrik akımı veya bağlantı sağlam olmadığında bile her yerden dinlenebilir. Bu nedenle radyo halen insanların ezici bir çoğunluğu tarafından kullanılan en popüler iletişim araçlarından biri olmaya devam etmektedir.
Sayesinde, yeni hizmet ve içeriklerin, akıllı hoparlörler veya erişilebilir radyo alıcılarının kapasitelerini geliştirilebilecek olmasından dolayı dijitalleşme, imkânsızlıklar içindeki bireyler için önemli bir bilgi kaynağı olan radyonun etkisini daha da destekler niteliktedir.
Bu ve diğer çeşitlilik ve kapsayıcılık türleri, medyaya duyulan güveni korumak ve yükseltmek açısından can alıcı öneme sahiptir. Bu doğrultuda radyonun ayrıca kilit bir rolü de vardır, çünkü radyo, pahalı hizmetlere veya bunları gerçekleştirecek alet-edevat ve personele ihtiyaç duymadığından, azınlıklara yönelik programlara daha uygun olup mikrofonu belirli topluluklara, diğer medya türlerine göre daha kolay uzatabilir. Örneğin topluluk radyoları, ana akım ve sosyal medyada yeterince temsil edilmeyen, fakat sayelerinde kendilerini daha iyi anlaşılmış ve adil bir şekilde tasvir edilmiş hisseden ve sonuç olarak yerel radyo istasyonlarına güven duyan kişilere ulaşır. Bu nedenle de radyo, izleyicilerin haber merkezlerinde ve editoryal içeriklerinde çeşitlilik olması çağrısına rahatlıkla cevap verebilir.
(İngilizce metnin orijinalinden çevirilmiştir.)
Kaynaklar
[1] 2021 tarihli EBU (Avrupa Yayın Birliği) -Medyaya Güven Raporuna göre, özellikle Avrupa’da, https://www.ebu.ch/publications/research/login_only/report/trust-in-media
[2] 2022 Edelman Trust Barometer | Edelman
[3] https://reutersinstitute.politics.ox.ac.uk/sites/default/files/2021-06/Digital_News_Report_2021_FINAL.pdf
[4] https://www.ebu.ch/files/live/sites/ebu/files/embed/MIS-infographic/trust-in-media/index.html
ve https://reutersinstitute.politics.ox.ac.uk/digital-news-report/2021
[5] Trust in Media | EBU (Avrupa Yayın Birliği) -Medyaya Güven Raporu
[6] ITU, Measuring ICT for Development, https://www.itu.int/en/ITU-D/Statistics/Pages/coreindicators/default.aspx
Bu sene "Radyo ve Güven" teması altında kutlanan Dünya Radyo Günü'nün anlamı, 1995 yılındaki kuruluşundan bu yana bağımsız yayıncılık alanında her gün farklı bir sınav veren Açık Radyo için ayrı bir önem teşkil ediyor. Arşivimizden çıkardığımız kayıt ve belgeleri, bunun bir göstergesi olduğu inancıyla sizlerle paylaşıyoruz.
AC Nielsen Medya ve Güven Araştırmaları
Temel amacı, toplumda medya algısının altında yatan unsurları ortaya çıkarmak, medya tüketiminin temel sebeplerini anlamak, medya ve güven ilişkisini derinlemesine incelemek üzere AC Nielsen tarafından 2000 yılında Açık Radyo için yapılan çok kapsamlı 'Medya ve Güven Araştırmaları'na göre medyaya sansür uygulandığı, gazete sahiplerinin medyanın haber ve yorum içeriğine müdahale ettiği, medyanın bazı haberleri çarpıtarak işine geldiği biçimde yayınladığı, medyanın bazı haberleri yansıtmayarak kamuoyundan gizlediğini düşünüldüğü ve medyada yer alan haberlere inanılmadığı ortaya çıkmıştı. Katılımcıların büyük bir bölümü, medyada tekelleşme olduğunu ve medya patronlarının sahip oldukları medya organlarını kendi çıkarlarını ilerletmek amacıyla kullandığını düşündüğünü ve bu durumu sakıncalı bulduğunu belirtmişti. Ayrıca, katılımcıların ideal bir medya organının yayın politikasına yön vermesi gereken unsurların sıralanması istendiğinde ise, “bağımsız, dürüst ve tarafsız yayıncılık” seçeneği %32 ile ilk sırada yer almaktaydı.
Türkiye'de medya ve kurumlara güven ölçümleri konusunda, herhalde beklenebilir olan, ama yine de oldukça çarpıcı tespitleri içeren, biri kantitatif (nicel), biri de kalitatif (nitel) olmak üzere iki araştırma, Açık Radyo'da birbirini izleyen iki "Medya Konuşmaları" programında tartışılıp sunuldu. 2006 yılında Açık Radyo'da gerçekleştirilen 'Medya Konuşmaları'nda 38 saatlik zengin bir program dizisi gerçekleştirildi. Türkiye'nin önde gelen yazar, gazeteci, gazete ve dergi yöneticisi, radyo ve tv yayıncısı, hukukçu, iletişimci, felsefeci, araştırmacı ve basın meslek temsilcilerinden yaklaşık 40 kişi, medya ve etikten reklamlara, bilgi edinme hakkından ombudsmanlık pozisyonuna, gazetecilik eğitiminden çevre gazeteciliği sorunlarına kadar medyanın çok çeşitli meseleleri üzerinde görüşlerini aktardılar.
AC Nielsen Araştırma Grubu Genel Müdürü Ali Danış ve araştırma uzmanı Kadir Kalkan ile 2006 yılında Medya Konuşmaları çerçevesinde yapılan söyleşimize buradan ulaşabilirsiniz.
Bir başka 'Medya Konuşmaları'nda ise Açık Gazete'nin eski sunucularından Avi Haligua'nın Ömer Madra ile gerçekleştirdiği "Bir Bağımsız Radyo Modeli Olarak Açık Radyo" söyleşisini de buradan okuyabilirsiniz.
"Dinleyicileri ile yoldaş" bir radyo: Açık Radyo
2018'in son günlerinde, yani yukarıda sözünü ettiğimiz "Medya Konuşmaları" ve "Medya Güven Araştırması" anketlerinden 12 yıl sonra, Açık Radyo olarak, Türkiye'nin en önemli araştırma şirketlerinden KONDA ile beraber büyük bir dinleyici anketi gerçekleştirdik.
3850 katılımcılı anketi dolduranların yüzde 51'i kadın, yüzde 49'u ise erkekti. Katılımcıların yüzde 17'si 18-23 yaş arası, yüzde 43'ü 33-48 yaş arası, yüzde 40'ı ise 49 yaş ve üzeri olarak belirlendi. Yüzde 7'sinin ilkokul, ortaokul ve lise mezunu olduğu anket katılımcılarının yüzde 54'ü üniversite, yüzde 26'sı yüksek lisans, yüzde 12'si doktora mezunu idi. Ankete dinleyicilerimizin şaşılacak kadar büyük bir ilgi gösterdiğini de araştırmacılardan öğrendik. Büyük bir dayanışma örneği olarak bunu bizim için para almadan gerçekleştiren KONDA kuruluşunun araştırma direktörü Bekir Ağırdır, ankete katılan dinleyicilerimizi şöyle tarif etti:
"Gerçekten özel, yani ülke ortalamasından farklı ve hayata müdahale etme konusunda çok daha aktif, eylemliliğe dönük bir kitle" olarak tariflediği Açık Radyo dinleyicisinin büyük çoğunluğu radyosunu şöyle tanımlıyor:
"Dünya ve Türkiye gündemine, yeniliklere açık, modern, sıcak ve eğlenceli' bir radyo".
"Anket sonuçları gösteriyor ki" diye devam ediyor Ağırdır, "Açık Radyo kendi izleyicileri, özellikle sadık izleyicileri gözünde, yoldaş."
Bu çok özel tarifle anlatılan "yoldaşımız" dinleyici, bu tuhaf maceranın içinde 26 yıldır bizimle beraber. Benzeri ülkemizde az görülen, belki de hiç görülmemiş bir dayanışma örneği sergiliyor.
KONDA ekibinden Bekir Ağırdır ve Ali Karakaş'ın Açık Radyo Dinleyici Araştırması'nı anlattığı program söyleşisini buradan okuyabilirsiniz.
"Radyo hala en güvenilir kitle iletişim araçlarından biri"
2020 yılında yine Dünya Radyo Günü vesilesiyle konuk ettiğimiz İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. Fırat Tufan, UNESCO'nun bu seneki temasını doğrulayacak bir şekilde dijitalin radyoya önemli bir alan sağladığını belirtmişti.
Fırat Tufan'ın, Açık Radyo'nun dinleyici profili ve program içeriği ile dinleyici arasındaki bağlantıyı ele aldığı "Radyo Dinleme Ölçümleri ve Program Planlamasındaki Rolü" konulu tezi de oldukça aydınlatıcı bilgilere yer veriyor:
- "Açık Radyo; kamu hizmeti yayıncılığı anlayışının, Türkiye'deki türünün tek örneği olması [...] Radyo ve Sivil Toplum Örgütleri ilişkisini farklı bir açıdan değerlendirdiğimizde, özgür, bağımsız ve demokratik bir çizgide olan Açık Radyo, ender yayın organlarından biri olarak karşımıza çıkar" [...] 13 Kasım 1995 yılında yayın hayatına başlayan Açık Radyo [...] yayınlarında kâr amacı gütmez. Tüm faaliyetlerini dinleyici destek projesi adını verdikleri proje kapsamında, gönüllü destekçileriyle sürdürür."
- "2004 yılında başlayan ve 2020'ye kadar kesintisiz sürdürülen "Dinleyici Destek Projesi" bir bakıma Açık Radyo'nun "yaşam biçimi"; Açık Radyo'nun bağımsızlığının sürdürülebilir olmasını hedefliyor."
Kendisini konuk ettiğimiz Açık Gazete programına buradan ulaşabilirsiniz.
Bağımsız yayıncılıkta örnek bir radyo
Böyle bir günde, yukarıda bahsedilen araştırma ve çalışmalara ek olarak, Türkiye'de bağımsız yayıncılık denildiğinde başka platformlar tarafından da "parmakla gösterilen" kuruluşlardan biri olduğumuzu hatırlamak bizleri ayrıca gururlandırıyor:
Susma Platformu, 2021 yılında Açık Radyo editörlerinden İlksen Mavituna’yla “Açık Radyo: 25 yıldır açık, bağımsız ve müşterek” başlığı altında medyanın 25 yılda geçirdiği dönüşümü ve Açık Radyo’nun gelecek planlarını konuşmuştu.
TRTakademi dergisi, "Radyo: Dün, Bugün, Yarın" kapağıyla çıkardığı dokuzuncu sayısında Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra'nın söyleşisi yayınlandı. Bu yayında Madra, "Özel değil, özgür", "Radyo zihin tiyatrosunu kurmaya yarar.” gibi söylemleriyle müşterekliğe, yaratıcılığa ve özgürlüğe olan vurgularıyla Açık Radyo'nun şiarını TRT'ye anlatmıştı.
Medyascope'tan Betül Başak, yine Açık Radyo'nun 25. yılı münasebetiyle Ömer Madra ile bir söyleşi gerçekleştirmişti. Bu söyleşi, Madra'nın Açık Radyo'yu "Bir avuç mütevazı insanın toplumun ortak değerlerini korumak için uğraştığı bir mucize” olarak tanımladığı başlıkla yayınlanmıştı.
Fark yaratan bir radyo
Kurulduğu 1995 yılından bugüne Açık Radyo ve Açık Radyo Programcıları, aralarında "kültürel faaliyetleriyle içinde bulundukları topluma olumlu yönde etkide bulunan” kişi, grup ya da kuruluşlara verilen Prince Claus Ödülü de dahil olmak üzere 58 ödüle lâyık görüldü. Almış olduğumuz bütün bu ödülleri Dünya Radyo Günü'nde sizlerle düşünmek bizleri daha da mutlu ediyor.
2022 yılında onbirincisini kutladığımız Dünya Radyo Günü vesilesiyle birkaç sürprizimiz de var...
İlk olarak, Dünya Radyo Günü'nü ortaya çıkaran Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'nun Türkiye Milli Komisyonu Kültürel İfadelerin Çeşitliliği Komite eski Başkanı ve aynı zamanda bir radyocu olan Doçent Dr. Serhan Ada ile 2018'deki Dünya Radyo Günü kutlamaları için Açık Gazete'de gerçekleştirdiğimiz programın podcast kaydını sizinle paylaşıyoruz.
İkinci olarak, UNESCO'nun bu seneki bağlam metninde de belirttiği üzere yüz yılı aşkın bir geçmişi olan radyo ve radyoculuğun ülkemizdeki ilk deneyimlerinden 6 Mayıs 1927 tarihli Eşref Şefik Bey İstanbul Radyosu'nda yaptığı, "Alo alo, muhterem samiin..." diye başlayıp "Şimdi akşam neşriyatımızı yapıyoruz" diye biten ilk anons kaydına ve 2010 yılında, Açık Radyo'nun 15. yılı için hazırlanan Açık Kitap'tan birkaç maddeye bu sayfada erişebilirsiniz.
Üçüncü olarak, Şubat 2019 tarihli Kiltablet: Öykü kültürü fanzini, "Radyo Saati" özel sayısından, Selahattin Çolak'ın kurgu ve montajını yapıp, Ömer Madra'nın seslendirdiği Meltem Uzunkaya'nın "Radyo" metnini tekrar Dünya Radyo Günü vesilesiyle paylaşıyoruz.
Son olarak, dinleyicilerimiz için bu güne özel olarak Açık Kitap'tan seçtiğimiz, radyo ve Açık Radyo'yla ilgili 12 maddeden kesitlerin ses kayıtlarını da sizlerle paylaşarak Dünya Radyo Gününüzü kutluyor ve güven dolu, yeni bir radyo yılı geçirmenizi diliyoruz!