“Karaköy’de otopark aramayı gözüme yediremediğim için otomobilin anahtarını almadım yanıma. (...) Çevirdiğim taksi Açık Radyo dinliyordu. 'Karaköy’e lütfen,' dedim o yüzden belki kafasını jiletle kazıtmış şoföre. Günün gazete haberlerinin yorumunu dinledik hiç konuşmadan Karaköy’e kadar.” -Celil Oker, Rol Çalan Ceset
Daha yeniler olarak -dünyada ve Radyo’da- 30 yılda kimlere temas etmiş bu radyo, nelere ev sahipliği yapmış, nelerin geçip gideceği, serpilip geri döneceği alanlar yaratmış, ne çok insana ses vermiş algılayabilmek, her zaman kolay değil. Ama bazı anlarda -farklı farklı insanların gözünde pırıltıyla, heyecanla, kalbinin pıt pıt atarak bir şeyler anlattığı o anlarda- bir adım geriden tüm olan biteni bir kez daha görüyorsunuz. Dün Greta’nın radyomuzu ziyareti de böyle bir andı, üstelik bu defa herkesin gözü parlıyordu!
İlksen ve Ömer Bey’in Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ziyareti sonrası Greta’nın radyoya ertesi gün üçte geleceğini öğrenmelerinin ardından yaşadıkları telaştan da söz etmeden geçmeyelim tabii! Hızla Ankara’daki meslektaşlarının yardımıyla (sağolsunlar, eski sendika bağlantılarını da kullanarak) tren saatini öne çekebilmişler, neyse ki… Dört bir koldan, Ömer Bey’in Greta’yla gecikmeden buluşabilmesi için hızlı bir örgütlenme gerçekleşmiş ve bu sayede, bütün koltukların dolu olduğu Ankara-İstanbul treni için daha erken bir bilet bulunmuş. Sabahın köründe Ankara Garı’nda kuşburnu çaylarını yudumlayıp vagona ilerlerlerken de bir dinleyicimiz arkalarından koşmuş: “Açık Radyo kapatılamaz, benim çocukluğum, her şeyim, devam edeceğiz hep birlikte!”.
Deniz Koloğlu da K24 için yazdığı “Mesele sadece Açık Radyo değil, ama bu çok mühim bir mesele!” yazısında, bizzat radyonun havasını solumuş 32 kişiyle, buna çok benzer bir hissi tarif ediyor. Deniz 32 kişiyle konuşmuş; radyonun ruhunu paylaşmış, anlatmış.
Duyduk ki Ömer Madra, oldukça erken saatteki yolculuğuna rağmen, bu yazıyı tüm gece, defalarca okumuş. Her bir cümlede yeniden bu kolektif heyecana kapılmış, aynı hisse dönmüş. İşte böyle bir döngü!
Bunun tekrar tekrar inşa edilmesini sağlayanlar da şüphesiz gönüllü programcı ve dinleyiciler: Her zaman olduğu gibi bu günlerde de konuşmayı, üretmeyi, bir arada olmayı sürdürüyor -ve umursuyorlar.