"Uyandık Olric. Kalktı, tıraş oldu, giyindi. Radyoyu açtı. Bir banka onlara iyi günler diledi. Sana da iyi günler sayın banka. Kâbusları geride bıraktık Olric. Doğan güneşle birlikte yola çıkacağız." -Oğuz Atay, Tutunamayanlar.
İçinde açık olan radyoların geçtiği bu alıntılar, Ceyhan olmasa olmazdı.
Merhaba herkes!
Yayınımız hâlâ yok, Özdeş ona gelen dinleyici mesajlarından yola çıkarak, sadık dinleyicilerimizin geçmiş Açık Gazete bölümlerini açıp dinlediğini söylüyor, gündem biraz değişti geçen sürede ama olsun, hasret bâki… Biz de sizi özlüyoruz.
Bugüne dek zamanı program akışıyla algılayan bizler için hangi gün ve saatte olduğumuzu takip etmek pek kolay değil. Mesela bugün bir anda uzaklardan bir Devrim Özkan sesi gelince 13:00’te olduğumuzu düşündük. Meğer Selo kapalı devre radyomuza başka gün ve saate ait programlardan sesler yerleştiriyormuş (sırf bu günlükte anılmak için olabilir.).
Ekibin bir kısmının ancak şu anda haberdar olacağı -çünkü seçerek üye aldığımız- “kahve nerede?” ve “öz hakiki kahve nerede?” isimli mesaj gruplarımız hiç bu kadar önemli olmamıştı ama en azından sürekli canlı yayın varken giyemediğimiz çok sesli topuklu ayakkabılarımızı giyebiliyoruz.
Bir dinleyicimiz bize rüyasını yazmış: “Dün gece rüyamda Açık Radyo’nun internetten yayın yaptığını gördüm. Programların zamanlamalarında biraz kaymalar oluyormuş, bu yeniliğe uyumlanmada ufak tefek zorluklar yaşanıyormuş. Olur öyle, diyorum kendi kendime; yayın tekrar başladı ya bişey olmaz. Sonra uyandım”. Bu kehânetin kendini gerçekleştireceği ve ilk günlerde rutin akışın dışına taşılacağı da aşikâr tabii, bunca yaşananı başka nasıl anlatacağız?
Dinleyici mektuplarının zımbalanması işi, yaşı bu radyonunkinden daha genç olan ve her işini dijital ortamlarda yürüten birine verilince -Ömer Madra’nın zımbalama standartlarına göre- doğru yapılamadı! Kübra neden basılı olduğunu anlayamadığı metinleri öyle yerlerinden zımbalamış ki, ikinci sayfanın ilk satırlarını okumak ciddi bir çaba gerektiriyordu.
Bir süredir vaktini dışarıda serserilikle geçiren avlumuzun kedisi Ufuk, basın açıklaması kalabalığı sırasında aramıza geri döndü! Tüm kedilerimizin fahri annesi Feryal’in, o anki ruh halinde bile sevinç çığlıklarını duyduk; Ufuk iyiymiş! Bir diğer kedimiz Karamel’in yavruları Canavar ve Banavar bundan pek memnun değil, keşke onlara güvenli bir yuva bulabilsek.
Bugün Harici Bellek olsa bunları dinlemeyecektik muhtemelen ama bu yeni koşullarda Murat Meriç Salı akşamını boş geçmedi: