"Yağmurun uğultusu ve su borularının gurultusu arasında, çocukluğumda babaannemin dinlerken mutlu olduğu eski alaturka şarkılardan birini duyuyordum. Yakınlarda bir yerde açık bir radyo olmalıydı." -Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi.
13 Kasım 1995’te ilk kez “merhaba kâinat!” diyen Açık Radyo’nun neredeyse 30 yıl sonra, onlarca programcısının aynı anda “merhaba” demesiyle karasal yayıncılığı sonlandırması dikkatli kulaklardan kaçmamış, Artun Çinetçi bir sonraki Açık Kitap’ta “merhaba” maddesini yazacakmış; böylece Açık Kitap’ın yenileneceği haberini de ilk kez vermiş olalım!
Biz dün aramızda konuşurken fark ettik ki, hepimiz içimizden bir başkasının adıyla hitap edildiğinde düzeltmeden devam ettiğimiz anlar yaşamışız, yani geçtiğimiz hafta Açık Radyo ekibinden biriyle ilk kez konuştuysanız, zannettiğiniz kişiyle konuşmamış olabilirsiniz, yine de tanıştığımıza memnun olduk!
Şimdiki gençler bilmez -miş; 1999 büyük Körfez Depremi’nin hemen sonrasında başlayan ve aylarca günde 24 saat ‘alıcı-verici’ telsiz işlevi gören Açık Radyo Deprem İletişim Merkezi’ni nasıl anlatmalı?
Ameliyattan yeni çıkmış hastasından önce Açık Radyo’ya “geçmiş olsun” diyen doktora, hastası hiç kırılmamış.
Tüm bunlar olurken, destek ekibimiz alışılmadık bir iş bölümüyle çalışıyor; gözyaşlarıyla arayanlara Buket, metanetlilere Ceren yardımcı oluyormuş.
İzel Rozental her hafta olduğu gibi bu Pazar da, Pazartesi günleri anlattığı Haftanın Karikatürleri’ni gönderdi. Bu defa haftanın karikatürünü bu platformda seçelim mi?
20 Ekim 2024, Açık Radyo ekibi