İki Kapılı Bir Handa... Gidiyoruz Gündüz Gece
MEDYA: Bünyesinde “Türk medyasının Amiral Gemisi” olarak bilinen Hürriyet gazetesi ile Posta gazetesini de bulunduran Doğan Medya Grubu, bünyesinde Milliyet ve Vatan gazetelerini de barındıran Demirören Grubu'na satıldı.
Uluslararası medyada “Türkiye tarihinin en büyük medya sahipliği değişimi”, satan şirketin bir yetkilisince de “Türk medyası için tarihi bir an” diye nitelendirilen bu haber, satan şirketin Hürriyet ve Posta, alan şirketin Milliyet ve Vatan gazetelerinde yer almadı.
Satış haberinin hemen ardından satan şirketin hisselerinde “dik” bir yükseliş oldu; alan şirketin hisselerinde yükseliş mi alçalış mı olduğu tam öğrenilemedi; ama bu alımda bir devlet şirketi olan Ziraat bankasının kaynak (kredi) sağladığının düşünüldüğü öğrenildi.
TBMM, internet üzerinde yapılan yayınlara Radyo Televizyon Üst Kurulu denetimi getiren düzenlemeyi kabul etti. RTÜK, uygun görmediği, yayın hakkı ya da lisansı bulunmayan/iptal edilen internet yayınlarına da içerik yayın yasağı uygulayabilecek.
Düzenlemeyi eleştiren muhalif siyasi partiler ve AGİT yetkilileri, Türkiye'de internet yayıncılığına “sansür” getirildiği, medya özgürlüğünün kısıtlanacağı, “medyadaki çoksesliliğin daha da sınırlanacağı” yönünde uyarı ve eleştiri getirdiler.
Hükümet ve RTÜK ise “değer yargıları ve ahlaki düzene yönelik yanlışlıkların, haksız rekabetin, milli güvenliğe, ülkenin ahlaki düzenine müzahir yanlışlıkların” önüne geçip, “çocukları ve gelecek nesli korumak adına bu alana mecburen el atıldığını” söylediler.
***
SİYASET: Almanya Şansölyesi Angela Merkel Federal Meclis’teki konuşmasında “Türkiye'nin güvenlikle ilgili tüm meşru menfaatlerine karşın, Afrin'de olanlar; binlerce sivilin kovuşturmaya maruz kalması, hayatını kaybetmesi veya kaçmak zorunda kalması kabul edilemez,” dedi ve ekledi. “Bunu da en sert şekilde kınıyoruz.”
Türkiye buna tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklamasında, Merkel'in sözlerinin “gerçekten uzak”, “dezenformasyona dayalı” olduğu belirtilerek kabul edilemeyeceği ifade edildi. Türkiye “meşru müdafaa hakkını” kullanmayı ve Afrin’i “teröristlerin elinden kurtararak gerçek sahiplerine iade etmeyi” hedeflediği bildirildi.
Bakanlık “Bazı müttefiklerimizin olan bitene terör örgütlerinin merceğinden bakma eğilimini sürdürmelerini son derece yadırgıyoruz” dedi ve ekledi: “Müttefiklerimizi Türkiye aleyhine dezenformasyona prim vererek terörü destekleyen ülke konumuna düşmeyip kalıcı barış, güvenlik ve istikrarın tesisi için çaba harcamaya davet ediyoruz.”
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bir açıklamasında ABD ile “Menbiç konusunda anlaşmaya vardık” ifadesini kullanmıştı. ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert, gazetecilerin bu açıklamayı sorması üzerine “Bu komik, çünkü bir anlaşmaya varılmadı” yanıtını verdi ve konuyla ilgili başka açıklama yapmadı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan gelen “ABD ile Menbiç konusunda anlaşmaya varıldı”açıklamasını düzeltti: “Bir anlayışa vardık diyoruz, anlaşmaya vardık demedik... Basınımız öyle bir şey söylüyor ki...” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Şubat ayında CNN’in İnternet sitesinde yayınlanan makalesinde Türkiye’nin Afrin harekâtına başlarken bunu “meşru bir öz savunma” olarak sunduğu tezini desteklerken “Afrin’den kaynaklanan saldırılar”a ilişkin olarak “Afrin'den Türkiye'ye bir yılda 700'den fazla saldırı oldu” dedi.
BBC’nin araştırma masası “BBC Reality Check”, bu iddiayı ele alıp, farklı kaynaklara dayanılarak yaptığı araştırmada, söz konusu süre içinde gerçekleşen saldırı sayısının 15 olduğu sonucuna vardı. “Bir yıl 20 günlük sürede Suriye’den Türkiye’ye yönelik saldırı sayısı 26 ve bunlardan 15’i Afrin’den kaynaklandı” dedi.
***
EKOLOJİ: Newroz'un yanı sıra Dünya Ormancılık Günü’nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 milyon haneye gidecek mektubunda yeşillendirme seferberliği çağrısı yaptı. Çevre hakları savunucuları da kendi taleplerini sıralayıp, “Teknoloji dünyasında kâğıt tüketimini artırmanın nasıl bir mantığı olabilir?” diye sordu.
Erdoğan'dan bu eleştirilere yanıt geldi: “Ağzı olan herkes konuşuyor ya!.. Hem yeşilden bahsediyorsunuz, hem ormandan bahsediyorsunuz, hem ağaçları keserek israfa gidiyorsunuz diyorsunuz. Ne alakası var ya? ...Bu gazete kağıtları vs. çok çok kalite, verimli olan ağaçlardan mı üretiliyor sanıyorsun. Zarf, kağıt bunlardan elde ediliyor.”
Dünyanın ilk tapınağı olarak kayda geçen Şanlıurfa’daki Arkeoloji şaheseri Göbeklitepe’ye ün kazandıran Alman arkeolog Klaus Schmidt’in eşi arkeolog Çiğdem Köksal-Schmidt, Göbeklitepe’nin geçen ay ziyarete açılan son halinde görülen iş makinelerine ve betonlaşmaya isyan etti: “Benden başka kimsenin canı acımıyor mu?”
Ve yolladığı fotoğraflarla birlikte ekledi: “Ben tahribat diyorum, onlar Doğuş yol yapıyor, proje böyle diyorlar...Bir arkeolog neredeyse çevre gezisi yaparken bile ancak bakanlık temsilcisi ile hareket edebilirken, ihale alan inşaat şirketlerine SİT alanlarında süresiz dolaşım ve ne istersen onu yap izni mi veriliyor?” diye sordu.
Bu iddialar Bakanlık ve Müze yetkilileri tarafından yalanlandı. Ama, 2'si resmî kanaldan yapılan 4 ayrı açıklama birbiri ile çelişti. Ayrıca, alanda düzenleme çalışması için iş makineleri kullanıldığı anlaşıldı. “İş makineleri en küçük sınıfından seçildi, paletleri alana zarar vermeyecek şekilde tasarlandı” denerek, hem beton yerine başka tür bir harç kulllanıldığı, hem de iş makinelerinin tarihi eserlerin etrafında dolaştığı doğrulandı.
***
Şimdi gelin de çıkın işin içinden!
Vakanüvis ÖM