Açık Gazete: 12 Temmuz 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

İçerde ve Dışarıda Ziller Kimin İçin Çalıyor?

Bugün vakanüvisiniz hakir, görülen lüzum üzerine, ekonomi meselelerine eğilmeye karar verdi: Her konu gibi ekonomik meselelerden de birinci derecede sorumlu olan Başkan’ın ve diğer yetkililerin, ayrıca ekonomi ve diğer konular üzerinde çalışan internet haber sitelerinin, ekonomist akademisyenlerin ve radyo programcılarının, ağırlıklı olarak ekonomi üzerinde kalem oynatan kıdemli gazetecilerin, ekonomi ve başka birçok konuda kalem oynatan duayen gazeteci ve yazarların haber ve yorumlarına bir göz atarak ekonomik durumlar üzerine ekonomik bir tur attık.

Başkan’ın basın açıklaması: “Türkiye iyi yolda”.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemin töreninin ardından gerçekleştirdiği Bakü ve KKTC ziyaretleri sırasında gazete yöneticilerinin sorularını yanıtlarken ekonomik gidişata dair sorulara şöyle yanıt verdi:

“Türkiye iyi yolda. Yatırımlarımız ortada. Uluslararası kuruluşların, kredi kuruluşlarının Türkiye’de yatırım yapanlara kredi vermesi de bunu gösteriyor. Nitekim 18 Mart Köprüsü’nün finansmanını dışarıdan temin ettik. Herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Hatırlarsanız, üçüncü havalimanını başta engellemeye kalkışmışlardı. Önce yerli bankalarımız finansör oldu, baktılar ki bu iş kalmayacak, ‘bizi de oraya katın’ demeye başladılar. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, kesiyoruz. Sonradan onlar da arkamıza takılıyorlar zaten. Bundan sonra çok daha iyi olacak.”

Başkan Erdoğan sonra şöyle devam etti: “Birçok enstrümanımız var, faiz düşecek: 

Birileri bu işi tırmandırmaya çalışsa da bunun düştüğünü göreceksiniz. Bu kadar emin konuşuyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız elbette ne gerekiyorsa yapacaktır. Burada birçok enstrümanlarımız var. Önümüzdeki süreçte inanıyorum ki faizin de düştüğünü göreceğiz. Ben eminim, sadece devlet bankalarımız değil, özel bankalarımız da gerektiğinde taşın altına eline koyacaktır. Yüksek faiz, istihdamda düşüşü de beraberinde getirebiliyor. Yatırımcılar, gerçek girişimcilerin, yatırımlarını geliştirmeleri, istihdamlarını artırmaları, elbette kendilerine imkân sunulmasıyla mümkündür. Bu işi sadece devlet bankalarının sırtına yükleyemeyiz.”

(http://t24.com.tr/haber/erdogan-genelkurmay-baskanligi-milli-savunma-bakanligina-baglanabilir,669981)

Timeturk internet gazetesi: “Gece yarısı nedeni bilinmeyen bir yükseliş...

Başkan’ın uçağındaki bu açıklamasının gecesinde ise “Millet Eğilmez, Türkiye Yenilmez” şiarını logosunda barındıran Timeturk haber sitesinde “Dolar ve Euro tarihi rekorunu kırdı” başlığı altında şu bilgiye yer veriliyordu: “Gece saatlerinde Dolar ve Euro tarihi rekorunu yeniledi. Gece saat 00:35 itibariyle ABD doları 4,98'e, Euro da 5,82 bandına yükseldi. Hızlı bir şekilde yükselen Dolar ve Euro ilerleyen dakikalarda düşüşe geçti. Gece yarısı nedeni bilinmeyen bir yükselişle rekor kıran Dolar ve Euro daha sonra düşüşe geçti... Pazartesi günü Erdoğan tarafından yeni kabinenin ilan edilmesinin hemen ardından doların TL karşısında yükseldiği görülmüştü.”

Ekonomist akademisyen Seyfettin Gürsel: “Çok zor bir sınava doğru gidiş...” Gürsel Açık Radyo’daki “Ekonomik Gidişat” adlı düzenli programında gidişatı özetledi: “...Bundan sonra ancak büyük spekülatörlerin kurun aşırı oynaklığından faydalanmak için Türkiye’ye günü birlik ya da 3 günlük, 5 günlük girişler yapıp sonra çıkmaları sözkonusu olabilir. Kimse bu ortamda portföy yatırımları vb yapmaz. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında da büyük bir düşüş izleyeceğiz. Mevcut ekonomik sistem bunu kaldıramaz... Sermaye denetimleri getirdiğiniz zaman ise cari açık sorununu ne yapacaksınız? ... Giderek, dışa açık bir piyasa ekonomisi olmaktan çıkacak Türkiye ekonomisi. Bu kaçınılmaz görünüyor. Ama, bunu yaptığınız zaman dövizi nereden bulacaksınız? ... Ayrıca, özel kesimin banka sistemine büyük ölçüde döviz cinsinden borcu var. Yabancı paraya ihtiyaç var. Bunun için uluslararası banka sistemi bizim bankalara kredi açıyordu, belli bir güven vardı. Ama şimdi bunlarığn hepsi yok oldu... Kısıtlamalar geleceği kesin gibi. Ama, dediğim gibi, bu, sorunu çözmüyor ki. Sen çıkışı kısıtlarsın da, girişi nasıl teşvik edeceksin? Bilmiyorum. Bu büyük bir muamma: Ya büyük bir ekonomik krizle (‘meltdown’) sonuçlanacak. Ya durgunlukla. Ama şimdi artık durgunluk kavramı bile tartışmaya açık. Daha beteri mi olacak acaba?!... Bilmiyorum valla. Açıkçası Türkiye ekonomisinin bir sınava, çok zor bir sınava doğru gittiği kesin... Belirsizlikler, aksaklıklar giderilecek deniyordu... Ama bütün bunların hepsi bir gecede çöpe gitti ve bambaşka bir mecraya girildi.” (http://www.acikradyo.com.tr/ ; Açık Gazete programı, 12 Temmuz 2018)

Bloomberg internet sitesi: “Yeni Kabine Türkiye'yi yatırım yapılamaz yapıyor.” Sputnik internet gazetesi dünyanın önde gelen ekonomi kanallarından Bloomberg'in internet sitesinden makale çevirip yayınlıyor. Sputnik’e göre Bloomberg, “Erdoğan'ın Yeni Hanedanlığı Türkiye'yi yatırım yapılamaz hale getiriyor” başlıklı bir makale yayınlandı. Bloomberg, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yeni kabinesinin Türkiye'yi yatırım yapılamaz hale getirdiğini yazdı. Bloomberg'in Avrupa piyasaları uzmanı, otuz yıl bankacılık sektöründe çalışmış Marcus Ashworth'un imzasını taşıyan analizde şu ifadeler kullanıldı: “Erdoğan maalesef sözünün eri. Seçim kampanyası sırasında para politikasının kontrolünü daha fazla ele alacağına söz verdi ve bunu yapmak için hiç zaman kaybetmedi. Türkiye’nin güvenlik ağındaki son bağları da koparıp attı ve milletini tümüyle yatırım yapılamaz bir hale getirdi. ...

“En zayıf halka, bankacılık sistemi. Borç verenler, kısa vadeli ucuz Dolar ve euro finansmanına dadanmıştı, bu da yükselen oranlara büyük ölçüde bağışıktı. Alacaklıların çoğu Batı Avrupa bankaları ve ciddi şekilde geri çekildiklerine dair herhangi bir işaret, Türk finans kurumlarının istikrarı hakkında sorular doğuracaktır. Bu türden bir değişim, büyük Türk şirketleri kesinlikle etkileyecek, zira birçoğu gelecek yıl gibi büyük kısmı Dolar cinsinden büyük borçlar ödeyecek. Türkiye'nin kaderi tamamen Erdoğan'ın elinde. Yatırımcıları endişelendiren de bu.”

(https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201807111034245405-bloomberg-erdogan-turkiye-yatirim/)

Financial Times eski ekonomi muhabirlerinden Metin Münir: “...Yeni eskidir.”

Ekonomi ve finans dünyasının önde gelen gazetelerinden FT’nin uzun yıllar Türkiye ve bölge muhabirliğini yürütmüş duayen gazeteci Metin Münir, T24 internet gazetesindeki köşesinde “Erdoğan'ın başkanlığında yeni eskidir” başlıklı makalesinde eski gazetesi FT başta olmak üzere uluslararası finans çevrelerinin saygın gazetelerinin Türkiye yeni yönetiminin ekonomik gidişatına dair kaygılarını dile getirdiklerini şöyle aktarıyordu: “Erdoğan’ın yeni kabinesinin verdiği en önemli mesaj, her şeyin eskisi gibi devam edeceğidir... Gerçekte bütün kötülüklerin anası ve babası, yüksek faiz değil yüksek faize neden olan ekonomi politikalarıdır ve onların da atası Erdoğan’dır. Ama Berat Albayrak’ın bunu kayınpederine söyleyeceğini sanmıyorum.

“Bu düşüncede olan bir tek ben  değilim. Kredileri ile Türk ekonomisine payanda olan dış finans dünyası da inanmıyor. Kabineye ve özellikle Albayrak’ın ekonominin patronluğuna getirilmesine bu çevrelerdeki tepki, oybirliği ile menfi idi. Bu da Türk Lirası’nı yeni bir erime trendine soktu... Kabine açıklandıktan sonra dünyanın en etkili gazetelerinden olan Financial Times’ın düşüncesi Erdoğan’ın “ateşle oynamakta” olduğudur... New York Times ise Türkiye’nin failed state – sınıfta kalmış bir devlet olma yolunda olduğunu yazdı.

Bu yol, geriye çark edilmezse, Türkiye’yi geriliğe, yoksulluğa ve çöküntüye götürecek...” 

(http://t24.com.tr/yazarlar/metin-munir/erdoganin-baskanliginda-yeni-eskidir,20084)

Duayen gazeteci Yalçın Doğan: “İçerde ve dışarıda ziller ekonomide çalıyor”

Yıllarını ekonomi ağırlıklı haber ve analizlere vermiş duayen gezetecilerden Yalçın Doğan da T24 haber sitesinde ekonomik alarm zillerini çaldırmakta, Metin Münir’in ve Seyfettin Gürsel’in gözlemlerini doğrulamakta, kaygılarını paylaşmaktaydı:

“Türkiye yeni rejime geçtikten ve yeni kabine açıklandıktan sonra yurt içinde ve dışında iki önemli olay yaşanıyor. İkisi de, ekonomi alanında. İçerde, çok klasik söylemle: Piyasa yeni hükümeti satın almıyor. Bunun Türkçesi şu: Dolar acele tırmanışa geçiyor. ... Dünya basını da uyarıyor. Yeni rejime ve yeni hükümete yurt dışındaki tepki de, içerisi gibi. Onlar da, satın almıyor. New York Times’tan Financial Times’a, ekonomi yayını yapan TV kanallarına kadar hepsi “Türkiye’yi ekonomik alanda uyarıyor”. Buna dünyanın önde gelen ve hatta Nobel ödüllü iktisatçıları ve bankaları dahil.

“Türkiye’de rejim değişikliğinin ötesinde, dünyayı ilgilendiren asıl konu Türk Ekonomisindeki gidişat. Haber ve yorumların ezici çoğunluğu ekonomiyi ön plana çıkartıyor. ...Yapılması öngörülen zamlar dışında, her işi bırakıp, özellikle de siyaset bir yana, bir an önce yeni ekonomik önlemlere eğilmenin zamanı çoktan gelip geçiyor bile.

Yoksa, Türkiye yatırım yapılamaz bir ülke haline gelir ki, ekonomik kriz daha da derinleşir.”

(http://t24.com.tr/yazarlar/yalcin-dogan/icerde-ve-disarida-ziller-ekonomide-caliyor,20088)

Duayen gazeteci Hasan Cemal: “Ekonomide normalleşmeyi unutun!”

Türkiye’nin ekonomik ve siyasal panoramasını resmeden sayısız kitap yazmış olan Hasan Cemal de yine T24 internet sitesinde “Tek adam zihniyetiyle ekonomide kriz derinleşir, normalleşmeyi unutun!” başlıklı bir uyarı yazısı yazarak, benzer kaygıları dile getirmekteydi:

“Ekonomide dolu dizgin krize mi gidiyoruz? Dolar kurundaki oynamalar muhtemel bir çöküşün işaretleri mi? Bu yakınlarda bir davette karşılaştığım bir işadamına sordum bu güncel soruları. Yanıt ilginçti:

“ ‘İş dünyasında kafalar keskin bir kılıçla kesilmiş durumda. Ama daha farkında değiller. Hepsinin kafaları, şöyle bir oynattıklarında önlerine pat diye düşecek.’

"Bugünkü kriz çoktan 'yönetim zaafiyeti'nin ötesine geçmiştir. Bugünkü kriz çoktan beri bir 'güven sorunu'dur. Tek adam sorunudur. Yani bir 'politik sorun'dur.

" ‘Her şey benden sorulur’ diyen bir  tek adam, Türkiye'de kurum ve kuralları kilitlemiştir, her şeyi kendi eline, tekeline almıştır. Koca bir ülke böyle yönetilemez. Artık normalleşmeyi unutun. Kriz derinleşecek.Yaşayarak göreceğiz yine. …”

(http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/tek-adam-zihniyetiyle-ekonomide-kriz-derinlesir-normallesmeyi-unutun,20090)

 

Yaşayarak görmek mi? Yine mi? Aman yarabbi!

 

Vakanüvis –ve yeni ekonomis(t)– ÖM