Festus Okey cinayetinin izini süren "Tarihin Küçük Odası" sergisi üzerine sanatçı Burak Delier'le söyleştik.
"Aciliyetini hiç yitirmemiş bir adalet talebini, zamanlar ve mekânlar arasında yeni tür ilişkiler öneren" spekülatif bir deneme-video ile kurşun geçirmez kumaştan üretilmiş işlerden oluşan "Tarihin Küçük Odası" sergisi Ocak 2022'de Karşı Sanat'ta yer aldı.
Burak Delier, 10 ay önce Karşı Sanat’ın bir odasını dönüştürmüş, üretimini burada yapmış ve gösterimi de bu odada gerçekleştirdi. Söyleşimize sergilemenin bu yapısal özelliğiyle başlıyoruz zira Karşı Sanat'a ilk adım attığınızda bu odanın varlığı kendini belli etmiyor. Serginin ana alanı bu ama "saklı". Ancak bir kapıdan girdiğinizde şahit olabiliyorsunuz. Bunun izahını sorduğumuzda Delier, güncel sanatla cinayet arasında, her ikisinin de olanı örtme ve gizem perdesi barındırma özelliği üzerinden şaşırtıcı bir bağ olduğunu belirtiyor. 15 yıl önce işlenen cinayetin ardından açılan davaya, Göçmen Dayanışma Ağı'yla birlikte müdahil olmak isteyen Delier'in bu talebi mahkeme tarafından, maktulle kan bağı olmadığı gerekçe gösterilerek reddedildiğin işte bu serginin hikâyesi başlıyor. Mahkemenin ret kararını öğrendikten sonra sanatçı, itirazımızı dillendirmek için başka türlü ifade yolları bulmamız gerektiğini, sanatın belki de olanaklarıyla bunun için kullanabileceğini düşünmeye başlamış.
Serginin iki ana işinden birisi olan Kurşun Geçirmez Festus yerleştirmesinin malzemesi kurşun geçirmez kumaş. Çoğunlukla askeri ve güvenlikçi sebeplerle kullanılan bu malzemeyle uzun zaman uğraşmış Delier. En sonunda, kumaşın UV ışıkları (yani güneş) altında kararmaya başladığını fark edince, maddenin barındırdığı kanıt ya da kendi deyimiyle duygulanımsallığın izini bulduğunu söylüyor. Aynı şekilde, serginin bel kemiğini oluşturan ‘’Festus Okey Cinayeti Üzerine Spekülatif Bir Video Deneme’’ isimli işinde de, hukukun dünyayla ve üzerinde yaşayan bizlerle olan ilişkisini, maddenin ve maddi kanıtları barındırdığı, sürekli elimizden kaçacak o ruhsallık boyutunu problematize ediyor. Serginin metninden alıntılarsak: "Cinayetin işlendiği odada bulunan ya da bulunmayan, yakın ve uzak olayların, kişilerin ve nesnelerin rastlantısal ilişkisini araştırıyor. Tanıklığı imkânsız bir tarihi yeniden yazmayı deniyor".
Açık Dergi'de, 19 Ocak günü bir araya geliyor, Burak Delier'le bundan 15 yıl önce gerçekleşen ve halen davası süren cinayete tanıklık etmek hiç mümkün mü, düşünüyoruz. Fetus Okey'le aynı yıl (sadece birkaç ay önce) öldürülen Hrant Dink'i andığımız bugünde, "hukuki süreçler sonlansa bile adalet arayışımız hep sürecek" diyor Burak. Burası belki de geleceğin aralandığı o açıklık.