Gazeteci Metin Yoksu’ya bağlanıyor, Malatya ve Adıyaman'daki son durumu dinliyoruz.
(Bu bir transkripsiyondur. Metnin son hali değildir.)
Metin Yoksu, depremin gerçekleştiği gün Batman’da olduğunu, ailesini güvenli bir bölgeye aldıktan sonra Malatya’ya doğru yola çıktığını paylaştı. Malatya’da deprem sebebiyle yıkılan bina sayısının diğer illere göre daha az olduğunu ancak sayının görece daha az olmasının etkiyi değiştirmediğini ekledi. Sivas ve İnönü Caddesi’nde ilk depremle birlikte çok fazla yıkım gerçekleştiğini, ikinci depremde hasar alan binaların da yıkıldığını söyledi. Malatya’da ve Adıyaman’da insanların ortak tepkiler verdiğini, gönüllü çalışmaları dışında organize bir çalışmanın olmamasından isyan ettiklerini paylaştı.
Yoksu, Malatya’nın depremin ertesi akşamı yoğun bir kar yağışıyla yüz yüze geldiğini ve kar yağışının kesilmesini ardından -10 dereceyi bulan soğuklarla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. İnsanların ilk gün enkaz altındaki yakınlarını düşündüğünü ancak daha sonra soğuktan çok etkilendiğini ve kendi imkânlarıyla oluşturdukları naylon çadırlarda kaldıklarını aktardı. Yoksu, bu çadırlarda kalan insanlara insanlarla görüştüğünde, depremzedelerin kendilerini riske atarak hasarlı evlerinden battaniyeler aldığını ve geceyi uykusuz, çocuklarını ısıtmaya çalışarak geçirdiklerini aktardı.
Depremden etkilenen tüm illerde olduğu gibi Malatya’da arama kurtarma çalışmalarının yetersiz olduğunu paylaşan Yoksu, çalışmaların büyük bir çoğunluğunu gönüllü ekiplerin yürüttüğünü iletti. Battal Gazi Caddesi üzerindeki Mehmet Buruk Apartmanı’nda Amasya’dan gelen işçilerin, Atatürk Üniversitesi’nden gelen gönüllerin çalışma yürüttüklerini aktardı. AFAD gönüllerinin, AFAD yetkililerinden teknik yönlendirme beklediklerini ve organizasyonun doğru yürütülmemesi sebebiyle yapacakları müdahaleler noktasında zorlandıklarını paylaştı.
İnsanların enkazların başında bir umut beklediğini, buradan ayrılırlarsa hiçbir müdahale gerçekleşmesinden korktuklarını aktardı. Yoksu, aynı zamanda pek çok depremzedenin sosyal medya üzerinden dikkat çekerek yakınları için çalışma yapılmasını sağlamaya çalıştığını da sözlerine ekledi.
Malatya’daki Avşar Otel medyada dikkati üzerine çekmişti. Bunun üzerine kendisine otelin durumuyla ilgili yöneltilen soruya Aksu şu cevabı verdi:
Yalnızca bir kez önünden geçtim. Gördüğüm kadarıyla orada ciddi bir çalışma yürütülüyordu. Elimden geldiğince kimsenin olmadığı yerlere gitmeye çalışıyorum. İnsanlar bizi gördükleri yerde ‘Herkes bulvarda, arka sokaklarda kimse yok. Ne olur oralara gidin’ diye yalvarıyor. Bu yüzden elimizden geldiğince görünmeyen yerlere ulaşmaya çalışıyoruz.
Adıyaman’daki durumunun sorulması üzerine Yoksu, karşılaştığı manzarayı ve dinlediği hikâyeleri şöyle aktardı:
Şu anda bir enkazın karşısındayım. Etrafıma baktığımda profesyonel bir ekibin olmadığını görüyorum. Bir kepçe var ve aileler enkazı kaldırmaya çalışıyorlar. Canlı birine değilse de cenazelerine ulaşmaya çalışıyorlar. Adıyaman’ın girişindeki Site Mahallesi’ndeyim. Yenice Ailesi’ni paylaşmak isterim. Aile apartmanlarının yıkılmasıyla 23 kişilik aileden yalnızca 7 kişi sağ kaldı. Kurtulanlar depremin ardından enkazın yanına geldiklerini, akrabalarının seslerini duyduklarini hatta onlarla sohbet ettiklerini aktardı. Fakat 10 saat boyunca kimsenin yardıma gelmediğini, konuşabildikleri ve hatta morallerini yüksek tutmak için sohbet ettikleri yakınlarından ikinci depremden sonra bir daha ses almadıklarını paylaştılar. Yenice Ailesi’nin hikâyesini paylaşmak istedim çünkü bu hikâye aslında tüm depremzedelerin hikâyesi.
Metin Yoksu’yla görüşürken karşısında bulunduğu enkazda kepçe durdu. İnsanlar enkazdan bir ses gelmesini bekledi ancak ne yazık ki sessizliği bölecek herhangi bir insan sesi duyulmadı.
