Eksik Mecaz Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
İnsan dışı varlıklarla kurulan ilişkiyi yeniden mitik anlatılara dönerek göstermeye devam ediyor ve Ovid’in Dönüşümler’inden Orta Çağ hikayelerine dolaşan mitik figürleri, yas ve ölümün sembolü selvi ağacını, Narcissos’un Nergis çiçeğinde hayat bulan (kendine) hayranlığını konuşuyoruz.

Narcissos'un Bakışı
Konuğumuz Apaçaçık Radyo programcısı ve akademisyen Deniz Gündoğan İbrişim ile sohbetimize devam ediyoruz. Çağdaş Kenya edebiyatının öne çıkan romanı Yusufçuk Denizi'ni ekosömürgesizleştirme ekseninde tartışırken İbrişim'in yeniden kavramsallaştırdığı slow wit(h)nessing / yavaş birlikte tanıklığın ne olduğunu, yeryüzünü, doğayı ve insan dışı varlıkları kuşatan yeni bir tanıklık ve varoluş halini konuşuyoruz.

Yavaş birlikte tanıklık
Konuğumuz Apaçık Radyo'da Ekokozmopolitan'ı hazırlayıp sunan akademisyen Deniz Gündoğan İbrişim ile çağdaş Kenyalı yazar Yvonne Adhiambo Owuor’un The Dragonfly Sea (2019) adlı romanını “eko-sömürgesizleştirme” çerçevesinde ele alıyoruz. Dividual/bölünebilir benlik kavramını denizin hafızası ile birlikte düşündüğü çalışmasından hareket ile İbrişim'in açtığı ufuktan ilerleyerek yeryüzünün ve denizlerin gördüğü şiddetle yüzleşen kahramanın yolculuğuna eşlik ediyoruz.

Yusufçuk Denizi
Ursula K. Le Guin'in dünyasındaki insan dışı varlıkları, dönüşüm ve doğa vurgusunu Yerdeniz Büyücüsü romanı üzerinden konuşuyor; Le Guin'in tahayyül ettiği kurmaca evrenin incelikleriyle bildik kahramanın yolculuğu hikayesini nasıl dönüştürdüğünü tartışıyoruz.

Yerdeniz'de Dolaşmak
Ursula K. Le Guin'in "Kadın Kocasını Anlatıyor" öyküsünden yola çıkarak dönüşümleri, kurt adam mitolojisini konuşurken, insandan gayrının varoluş koşullarını düşünmeye devam ediyoruz.

İnsan-kurt
Bilge Karasu'nun Göçmüş Kediler Bahçesi kitabındaki insan dışı varlıklar etrafında sürdürdüğümüz tartışmayı Yengece Övgü ve Alsemender masalları ile tamamlıyoruz. İnsanın, hayvanın ve bitkinin birbirine dolandığı bu masallar dünyasında insan ve insan dışını eşit bir zeminde kavramanın, insandan gayrının gözüne bürünmenin anlamını sorguluyoruz.

Alsemender
Bilge Karasu'nun Göçmüş Kediler Bahçesi kitabındaki masalları insan ile insan dışının kesişimi üzerinden konuşmaya devam ediyor; insanın bir başkasını anlama çabasının yazınsal düzlemde onun yerine geçmeyi denemesiyle mümkün olup olmayacağını tartışıyoruz.

Kulak Verdim Kirpiliğime
Göçmüş Kediler Bahçesi’ndeki gezintimizi sürdürüyoruz ve Bilge Karasu’nun 'Avından El Alan' ve 'Korkusuz Kirpiye Övgü' öykülerindeki hayvanlardan insanhayvanlara dolaşık ölümdirimi, hayvanın yerine geçmenin anlamını konuşuyoruz.

Korkusuz Kirpi
İsyanını alışageldik dili ve yazma biçimlerini bozguna uğratarak gösteren Bilge Karasu’nun Göçmüş Kediler Bahçesi kitabını konuşuyoruz. İçinden geçtiğimiz zorlu dönemde edebiyatın eleştirelliğine, isyankar sesine ve aynı zamanda sağaltıcı gücüne çok ihtiyacımız var. İnsanla ve insan dışı varlıklarla kurduğumuz ilişkinin metaforik göstereni olarak 'Avından El Alan' öyküsünün okurunu felsefi düzlemde iktidar ilişkisini düşünmeye nasıl davet ettiğini, dilin ve yazının iyileştiriciliğini nasıl somutladığını tartışıyoruz.

Avından El Almak
Konuğumuz Ergun Kocabıyık ile dolaylı hayvan olarak insanı konuşmaya devam ediyoruz.
Doğum mitlerinde karşımıza çıkan topraktan, tohumlardan, ağaçlardan büyüyen insan gibi doğaya bağlanma arzusunun tezahürlerini; hayvan atalara soyunu bağlama gibi hayvan türlerinin metaforlaştırılma biçimlerini, insanın yüceleşme arzusunun temsili olarak hayvan olmayan hayvanları ele alıyor, türler arası geçişin mümkünlüğü ile türcülüğün yanyanalığını tartışıyoruz.

Türler Arası Geçişler