Hüsnükabul Kayıt Arşivi

-
Aa
+
a
a
a
Programın kayıtlarını buradan dinleyebileceğiniz gibi, podcast kanalına üye olarak farklı podcast uygulamaları aracılığıyla mobil cihazlarınızdan da dinleyebilir, yeni bölümler yayınlandıkça haberdar olabilirsiniz: iTunes / RSS

Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Avrupa'da Yükselen Sığınmacı Karşıtı Politikalar

Son dönemde Avrupa'da göçmenlere yönelik baskılar artıyor. Common Dreams'de yer alan bir raporda, sınır bariyerlerinin doğru bir çözüm olmadığı, asıl sorulması gereken sorunun neden bu kadar çok insanın kaçtığı olduğu vurgulanıyor. Hollanda'da aşırı sağ hükümet, sığınmacı karşıtı bir uygulama başlatarak göçmenlere yönelik yardımları kesiyor. Human Rights Watch (HRW) ise Güney Kıbrıs ve Lübnan'ın Suriyeli mültecileri zorla geri göndermekle suç ortaklığı yaptığını belirten bir rapor yayımladı. Türkiye’de de Suriyeli göçmenler şiddet ve ayrımcılık mağduru olurken, Uygur Müslümanlarına yönelik baskılar da sürüyor. 

Avrupa'da Yükselen Sığınmacı Karşıtı Politikalar
 

Avrupa'da Yükselen Sığınmacı Karşıtı Politikalar

11 Eylül 2024
Manş Denizi'ndeki Trajedi ve Yeni Siyaset Biçiminin Derin Saygısızlığı

Dün Fransa'da 14:30'da Manş Denizi'nde Fransa'dan Birleşik Krallık'a mültecilere taşıyan bir gemi battı. Fransa İçişleri Bakanı, en az 12 kişinin öldüğünü ve iki kişinin de kayıp olduğunu söyledi. Hüsnükabul'de Hannah Arendt'i yeniden hatırlamanın anlamlı olduğunu düşünerek 'ortalıkta derin bir saygısızlık kol geziyor' cümlesine dönüyoruz.

Hannah Arendt'in 1951 tarihli The Origins of Totalitarianism kitabında, bu saygısızlığın yeni bir siyaset biçiminin doğduğu bir anda var olduğu söyleniyor. Yeni bir siyasi söylemle, insanları ve -aynı zamanda- diğer canlıları aşağılamayı amaçlayan güçlü bir siyasi söylemle doğan bu yeni siyaset biçiminin yegane amacı; karşı tarafı reddetmek, inkar etmek ve hatta yok etmektir.

Dolayısıyla programımızın bir alt başlığı olan mültecilerin hak temelli seslerinin yanı sıra şu anda en elzem mesele sadece mültecilerin haklarını talep etmek değil, diğer tüm canlıların; çevrenin, bitkilerin, suyun, ağaçların, martının, güvercinin, tavus kuşunun da hak talep etme hakkını talep etmektir. Dolayısıyla yarınki yayında niyetimiz, hem yakında tanık olduğumuz orman yangınlarını, köpeklerin katledilmesini, hem de mültecilerin hak temelli seslerini eş zamanlı olarak konuşmak.

Manş Denizi'ndeki Trajedi ve Yeni Siyaset Biçiminin Derin Saygısızlığı
 

Manş Denizi'ndeki Trajedi ve Yeni Siyaset Biçiminin Derin Saygısızlığı

04 Eylül 2024
Ayesha Jalal ile Bölünme Sonrası Güney Asya: Tarih, Kimlik ve Sınırlar

Bölünme sonrası ulus-devlet, sınırlar, İslamofobi, toplumsal şiddet, tarih yazımı, kimlik politikaları ve genel olarak Pakistan ve Hindistan'ın bölünmesi üzerine, Pakistan asıllı Amerikalı tarihçi ve akademisyen Ayesha Jalal ile konuşuyoruz.

Ayesha Jalal ile Bölünme Sonrası Güney Asya: Tarih, Kimlik ve Sınırlar
 

Ayesha Jalal ile Bölünme Sonrası Güney Asya: Tarih, Kimlik ve Sınırlar

28 Ağustos 2024
Hint Alt Kıtasının Bölünmesi: Görünmez Şiddetin Gölgesinde Tarih ve Günümüz Yansımaları

Konuğumuz Mahmut Hasan Naim ile Bangladeş'teki son öğrenci hareketleri; Pakistan, Hindistan ve Bangladeş'teki bölünme ve İslamofobi (toplumsal şiddet) hakkında konuşuyoruz.

Hint Alt Kıtasının Bölünmesi: Görünmez Şiddetin Gölgesinde Tarih ve Günümüz Yansımaları
 

Hint Alt Kıtasının Bölünmesi: Görünmez Şiddetin Gölgesinde Tarih ve Günümüz Yansımaları

21 Ağustos 2024
Avrupa Birliği sınır ihlalleri ve Birleşik Krallık'ta artan İslamofobya

Birleşik Krallık'ta sonu gelmeyen beyaz üstünlüğü, takıntılı İslamofobi ve Müslümanlara yönelik hedef göstermeler artıyor. Bir diğer yandan 'Türkiye’de Göçmen Kadınlar ve Kadına Yönelik Şiddet' başlıklı rapor kamuoyu ile paylaşıldı. 

Avrupa Birliği sınır ihlalleri ve Birleşik Krallık'ta artan İslamofobya
 

Avrupa Birliği sınır ihlalleri ve Birleşik Krallık'ta artan İslamofobya

14 Ağustos 2024
Bir Dönemin Tanıklığı: İklim felaketlerinden hayvan haklarına ve insanlık dramına

Hem iklim felaketinden, hem de insanlıktan utandığımız böyle bir dönemden, kelimelerin tükendiği bir zamandan geçiyoruz. Fakat her zaman aklımda Edgar Morenin'in dediği sözler geliyor, "Böyle bir zamanda cesaretimizi toplamak, 'aptal yerine konmadan tanıklık etmek' ve seslendirmek etik sorumluluğumuzdur..."

Bir Dönemin Tanıklığı: İklim felaketlerinden hayvan haklarına ve insanlık dramına
 

Bir Dönemin Tanıklığı: İklim felaketlerinden hayvan haklarına ve insanlık dramına

31 Temmuz 2024
Burası benim de evim

"Gerçekten merak ediyorum, bu ülkede benim varlığım ne olduğunu gerçekten merak ediyorum. Benim burada geleceğim nedir? Kendimi buradaki durumumla ne kadar kesin bir şekilde bağdaştıracağım ve burada olduğumu ve burada olmanın, hayatımda olabileceğim başka hiçbir yerde olamayacağım anlamına geldiğini düşünmeyen acımasız çoğunluğa nasıl anlatacağım? Ben başka hiç bir yere var olamam. Burası benim de evim. Burayı ben de dert ediniyorum. Ben şu an bu ülkedeyim ve gerçek bu."

Kayseri'de yaşanan son olaydan sonra 3 bine yakın Suriyeli işçi şehri terk etti. Yeni Şafak'ın saha araştırmasına göre böyle. Bunu yarınki yayınımızda konuşacağız. 

Ayrıca ABD'deki son seçimler hakkında da konuşmak istiyoruz. “Nermeen Shaikh'in Democracy Now!'da Maria Hinojosia ile yaptığı “Trump ‘Birlik’ Konuşmasında Göçmenleri Şeytanlaştırıyor, Yalanlar Yayıyor ve Otoriterliği Kucaklıyor!' adlı röportajına da değinmek istiyoruz. 

Son olarak Bangladeş'teki son öğrenci protestoları hakkında da konuşuyoruz. Ailem - hem annem tarafı, hem de babam tarafı - aslen Bangladeşliyiz. 1947'de Kalküta'dan Pakistan'a göç ettik. Bu protestolar bana şahsen o dönemi hatırlatıyor. Zamanımız elverirse, programımızda bu konuya da değinmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. 

Burası benim de evim
 

Burası benim de evim

24 Temmuz 2024
"Nasıl yaşadığımı bilmiyorum."

Kaygı, endişe ve yalnızlık gerçek; bu benim yarattığım bir paranoya değil, bu bir hastalık değil. Bu gerçek bir durum.. 

"Nasıl yaşadığımı bilmiyorum."
 

"Nasıl yaşadığımı bilmiyorum."

17 Temmuz 2024
Doğruyu söylememek, Doğruyu saklamak, Doğru olanı ortadan kaldırmak: Demokrasinin Kırılganlığı ve Göçmen hak ihlalleri üzerine değerlendirme

Yale Üniversitesi'nden tarihçi Timothy Snyder, The American Abyss adlı makalede, "doğruyu söylememek" (not telling the truth), doğru olanı saklamak, doğru olanı susturmak, doğru olanı inkar etmek gibi tüm bu meselelerin demokrasinin kırılganlığına (fragility of democracy) işaret ettiğini söylüyor. Yarınki yayında niyetim bu "doğruyu söylememe" durumunu ele almak olacak çünkü korku, güven ve "nefretin" yaygın olduğu yer olduğunu seziyorum. Burada en temel ama en elzem soru doğru olanı nasıl konuşabileceğimizi sormak gibi görünüyor. Dolayısıyla başından beri sorduğum soru, tüm bu meseleler hakkında nasıl konuşabiliriz? Konuşmanın ihtimallerimiz nedir? Yarın aynı zamanda bir konuğumuz olacak, Üveys Hummus. Üveys ile geçen hafta 20 Haziran Mülteciler Günü'nün ilk basın açıklamasında beraberdik. Dolayısıyla yarın Üveys  ile GGM'deki hak ihlalleri, eğitim hakkı ve çocuk işçi hakları konularına odaklanmaya çalışacağız. Son olarak, eğer zaman izin verirse, Sudan'daki son durumu daha açıklayıcı bir şekilde ele almak istiyorum. Şu anda Sudan'da 143 bin kişi yerinden edilmiş durumda. Sessizliğin en hakim olduğu bir yer...

Doğruyu söylememek, Doğruyu saklamak, Doğru olanı ortadan kaldırmak: Demokrasinin Kırılganlığı ve Göçmen hak ihlalleri üzerine değerlendirme
 

Doğruyu söylememek, Doğruyu saklamak, Doğru olanı ortadan kaldırmak: Demokrasinin Kırılganlığı ve Göçmen hak ihlalleri üzerine değerlendirme

26 Haziran 2024
Apaçık Bir Kayma: Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Göçmen Karşıtı Milliyetçiler Avrupa Çapında Zemin Kazanıyor

Dün gece Libya'da 12 sığınmacı Akdeniz'de - uluslararası sularda - boğularak hayatlarını yitirdi. Akdeniz, artık rutin olarak göçmenler için bir mezarlık haline geldi. Hatırlayacağınız üzere Hannah Arendt, Kötülüğün Sıradanlığı adlı kitabında bu tür kötülüklerin 'rutin' hale geldiğini söylerdi. Böylesi her gün yaşanan ölümler artık kötülüğü sıradanlaştırıyor, ölümü sıradanlaştırıyor, rutin haline getiriyor. Öyle ki artık onu görmüyoruz... 

Avrupa Parlamentosu'nda seçimler yapılırken, aşırı sağın bu konulara göz yumması hem insan haklarının, hem de somut olmayan varlıkların yok edilmesine yol açıyor. Burada Avrupa Parlamentosu seçimlerinin neoliberal sisteme - görünmez sistem - çok doğrudan işaret ettiğini görüyorum. 

Ahmet İnsel'in Ufuk Turu programında Ömer Madra'nın söylediğine çok benziyor: "Bu şekilde devam ederse, hepimizi etkileyecek."

Yarın ayrıca, üç yayından bu yana yapmaya - yön vermeye - çalıştığımız iklim mültecileri kavramı üzerine bir tartışma alanı yaratmaya çalışacağız: 2021 ve 2023'te Zürih Üniversitesi ve UNHCR tarafından yazılmış raporları, 'mitler' ve 'gerçekler' başlıkları altında aramızda tartışacağız.

Apaçık Bir Kayma: Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Göçmen Karşıtı Milliyetçiler Avrupa Çapında Zemin Kazanıyor
 

Apaçık Bir Kayma: Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Göçmen Karşıtı Milliyetçiler Avrupa Çapında Zemin Kazanıyor

12 Haziran 2024