Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin? Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Yukarı Dicle Vadisi Somut Olmayan Kültürel Mirasını Koruma ve Farkındalık Yaratma Projesi'ni koordinatörü Esra Ekşi’den dinliyoruz.

Yukarı Dicle Vadisi Projesi
UNESCO tarafından onaylanan ve aralarında Türkiye’nin de olduğu 131 ülke tarafından kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi'ni ele alıyoruz.

Somut olmayan kültürel miras
Türkiye'nin Arkeolojik Varlıklarının Korunması başlıklı, kısa adıyla SARAT projesi, arkeolojik varlıkların korunması ve kurtarılması için sertifikalı online eğitim, toplumun arkeoloji ile ilişkisi üzerine Türkiye'de ülke çapında ilk kamuoyu araştırması, yerelde paydaşlarla arkeoloji toplantıları gibi faaliyetleri gerçekleştirmiş ödüllü bir proje. Koordinatöre Dr. Gül Pulhan ile konuştuk.

SARAT Projesi
Kültür mirası ve koruma konularında 2020 yılında Türkiye’de neler yaşandı, uluslararası miras ve koruma örgütleri neleri tartıştılar, şubat - mart ayı itibarıyla bütün ülkelerde görülmeye başlanan COVID-19 salgını karşısında miras alanları ve varlıklarının karşısına ne gibi riskler çıkmaya başladı?

2020 yılı değerlendirmesi
Haliç Tersanelerini ele aldığımız programımızdan devamla bu hafta konuğumuz Behiç Ak ile İstanbul'un vapurlarını konuşuyoruz. Behiç Ak, 2005 yılında başlatılan “Vapurları Vermiyoruz” kampanyasından beri bu yönde çalışıyor. Behiç Ak, o zamandan bugüne neler olduğunu, günümüzdeki durumu aktarırken indirgenmiş de olsa hala işleyen bu sistemin korunarak, sürdürülmesi; varolan köklü geleneğe yaslanarak ileriye taşınması için neler yapılabilir, ne yapılmalıdır bunları tartışıyor ve deniz ulaşımının kamusal bir hizmet olarak önemini de vurguluyor.

İstanbul'un vapurları
Konuğumuz Doç. Dr. Gül Köksal ile şehrimizde sürmekte olan ”büyük” projelerden biri, Haliç Tersanelerinde yapılmak istenen dönüşüm üzerine konuşuyoruz. Gül Köksal, Haliç Tersanelerinin tarihini ve gerek Haliç'in gerekse de İstanbul'un kimliği açısından önemini anlatıyor ve bu "büyük proje" ortaya çıktığı günden beri sakıncalarını ortaya koyan ve durdurulması için uğraşan Haliç Dayanışması'nın temel argümanlarını aktarıyor.

Haliç Tersaneleri'nde neler oluyor?
Kentsel sit alanı ilan edilen yerlerin korunması için planlama ve yönetim araçlarının yasal dayanağını 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu sağlamıştır. Ancak 2005 yılında 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması”başlıklı bir yasa çıkarılarak 2863 ile ve mevcut koruma yaklaşımları ile uyuşmayan, kentsel sit alanlarını korumadan ziyade yenilemeye açarak ekonomik değerlerini önceleyen bir düzenleme getirilmiştir. Bu programda 5366 “kentsel dönüşüm” yasasının kentsel sit alanlarını neye dönüştürdüğünü, bu yasanın kullanıldığı Sulukule, Tarlabaşı, Fener, Balat, Süleymaniye gibi mahallerde yaşananlar üzerinden değerlendiriyoruz.

Kentsel sitler neye “dönüşüyor”?
Türkiye’de kültür mirası olarak nelerin korunacağına ilişkin kararları Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları karar veriyor. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile teşkil edilen, kısa adı ile Koruma Kurullarının, görevlerinin ve sorumluluklarının neler olduğunu ve bu kurullarda karar verenlerin kimler olduğunu, nasıl atandıklarını, kararların nasıl alındığını ele alıyoruz.

Kültürel miras yasaları koruma kurumlarını nasıl tanımlıyor?
Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu yapılanmasının nasıl ortaya çıktığını, bu kurulların bölgesel ölçekte kurulmalarını 1983 yılında yasalaştıran 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun, öncülü olan 1973 tarihli Eski Eserler Kanunu'ndan ne bakımdan farklılıklar taşıdığını, bu kanunlardaki koruma kapsam ve yaklaşımının ne olduğunu değerlendiriyoruz.

Asar-ı Atika’dan Kültürel Mirasa
Dünyada, çatışmalar, ayrışmalar, göç hareketleri, kimlikçi politikalar çoğaldıkça ve bugün içinde olduğumuz iklim krizi ortamında; ortak miras kavramının önemine işaret eden insiyatiflerin sayısı artıyor. Kültürel mirasa hepimizin ortak mirası olarak bakabilmek; birliği güçlendirmenin, farklı kültürlerin bir arada var olmayı sürdürmelerinin, barışın iyi bir aracı, uzlaştırıcı bir zemini olarak görülüyor. 2018 Avrupa Kültürel Miras Yılı’nın teması ; “Ortak/Paylaşılan Miras- Ortak/Paylaşılan Değerler” idi. ICOMOS(Dünya Anıtlar ve Sitler Konseyi)’nin 2020 yılında Dünya Anıtlar ve Sitler Günü teması ise “Paylaşılan/OrtakKültürler, Paylaşılan/OrtakMiras, Paylaşılan/OrtakSorumluluk” olarak tanımlanmıştı. UNESCO 1972 yılında Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi ile kültürel ve doğal varlıkların miras olarak tüm insanlığa ait olduğunu söylüyordu. Bu programda bu temaları ele alıyor ve Ortak Kültürel Miras kavramını açıyoruz.

Ortak miras kavramı