Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin? Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Burada yavaş yavaş çoğalarak toplanan sanatçılar Tokatlıyan Han’da başka türlü bir değer buldular; onlar, yüzyılı aşkın zamandır burada var kalmış, içinden çok farklı yaşantılar geçmiş olan bu binanın sürmekte olan yaşamına usulca katılarak bu mekân ile bir bağ, kişisel bir ilişki kurmuşlardı. 'Polifonik bir Bahçe' sergisi ile bu mekan ile kurdukları bağları ve ilişki kurma biçimlerini sundular, Tokatlıyan Han’ı da bu bağlar üzerinden tanıttılar izleyenlere.
Zamanında sergiyi bu programda konuşamadık, o nedenle şimdi serginin küratörü Eda Yiğit ile daha çok bu bina üzerinden; kendisinin ve sanatçıların Tokatlıyan Han ile kurdukları bağı, nasıl ilişkilendiklerini, bu bağın sergiyi nasıl yarattığını, nasıl devam edeceklerini, bu binanın geçmişten gelen ve halen var olan gücünü, etkisini konuşuyoruz. Büyük bir restorasyon ve yeniden işlevlendirme furyası ile karşı karşıya olduğumuz zamanlarda bu özel mekanı böyle sakince korumanın, değerlendirmenin buradaki yaşantıyı sürdürmenin ihtimallerini ele alıyoruz.

Tokatlıyan Han’ın sanatçı sakinleri; ona usulca bağlanarak değerlerini ortaya çıkaranlar: Polifonik Bir Bahçe
2023 yılının başında yaşanan depremlerin üzerinden iki yıl geçmiş olduğu bugünlerde, deprem konusu etrafında kitaplar ardı ardına yayınlanmakta. Bu kitaplardan; yakın zamanda İstos Yayınları'ndan çıkan, Nehna tarafından hazırlanan Deprem Sonrası Antakya: Tanıklıklar, Miras ve Gelecek başlıklı önemli bir tanesini, kitabın editörleri Anna Maria Beylunioğlu ve Jose Rafael Medeiros Coelho ile konuşuyoruz.
Kitapta çok sayıda yazardan; çok farklı ağızlardan, uzmanlık alanlarından kişilerin yorumlarından, en önemlisi Antakyalılardan depremi ve depremin yarattığı durumları okuyoruz. Çok fazla kullanılan ve biraz da tüketilmekte olan tanım; “Antakya’nın çok kültürlü kimliği” nasıl kurulmuş, evveli, aslı neymiş, bugüne nasıl gelmiş, deprem felaketinden nasıl etkilenmiş, kitaptaki yazılar bunları çok farklı yönlerden ele alarak çözümlüyor ve somut bilgilere dönüştürüyor. Kitap, Korku: Tanıklıklar, Endişe: Deprem, Antakya, Toplum ve Umut: Antakyalılık, Tarih ve Miras temalarıyla tanımlanan üç bölümde gruplanmış yazılardan oluşuyor.

Evveli, depremi ve sonrasıyla Antakya ve Antakyalılık kimliğinin çok bakışlı bir manzarası: Deprem Sonrası Antakya: Tanıklıklar, Miras ve Gelecek
Hatay’ın Defne İlçesi’nde yer alan ve depremler sırasında en çok tahrip gören yerlerinden birisi olan Çekmece Mahallesi’nde deprem ertesinde gerçekleştirilen bir katılımcı mimarlık ve planlama projesini konuğumuz Şule Can ile konuşuyoruz. Antakyalıların söz sahibi olduğu bir yeniden inşa sürecinin nasıl başarılabileceğine ilişkin Çekmece Mahallesi katılım çalışmalarından çıkan sonuçları ele alıyoruz.

Defne, Çekmece Mahallesi'nde katılımcı mimarlık ve planlama yoluyla yeniden yapılanma projesi: Mahallelilerin söz sahibi olduğu bir yeniden inşa süreci nasıl başarılabilir?
Türkiye Mimar Mühendis Odalar Birliği Mimarlar Odası ve Gaziantep Kent Konseyi’nin 7 Şubat 2025’te Gaziantep’te düzenlediği “6 ve 20 Şubat Depremlerinin İkinci Yılında Afet ve Mimarlık” başlıklı Arama Konferansı koordinatörü Doç. Dr. Koray Güler ile konferansı ve çalışma gruplarından elde edilen sonuçları konuşuyoruz. Afetlere yaşam alanlarımızı nasıl hazırlayacağız sorusu önümüzdeki en acil gündem maddesi olarak durmaya devam ediyor.

Afet ve Mimarlık: 6 Şubat depremlerinden ne öğrendik
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli 6 ve 20 Şubat 2023 depremleri ardından, iki sene sonra, doğal ve kültürel miras beşiği Hatay’da barınma, kent ve kültürel miras hakları bakımından ne durumda olduğumuzu konuğumuz Dr. Zehra Güngördü ile konuşuyor ve kendisiyle sahadaki uygulamalar barınma, yerinde dönüşüm ve koruma sorunlarına cevap verebilecek mi; yerlerinde yaşamaya çalışanlar açısından mevcut durum nasıl görülüyor; Antakya tarihi merkeze ilişkin yeni askıdan inen koruma amaçlı imar planı ne öneriyor gibi soruları ele alıyoruz.

Depremden iki yıl sonra Hatay barınma, kent ve kültürel miras hakları bakımından ne durumda?
Konuklarımız Antakya Performative Collective’den Melisa Kurtuluş ve davetli sanatçılardan Murat Germen ile Antakya Performative Collective ve Janus Artzine’in bir araya gelerek yürüttükleri projenin Antakya’da açılan 'Sıfır Noktasında Sanat' başlıklı sergisini, sergi için yaptıkları çalışmaları, veri toplamanın ve iş birlikleri ile çalışmanın ve dayanışmanın önemini konuşuyoruz.
VAHA tarafından desteklenen bu projenin amacı, Antakyalıların deprem sonrası iyileşme sürecine sanat yoluyla katkıda bulunmaktı.

6 Şubat Depreminin ikinci yılında, 'Sıfır Noktasında Sanat'ta birleşmek!
Konuğumuz ICOMOS- ISCoAH Komite Başkanı Gai Jorayev ile Ay’ın World Monuments Fund'ın 2025 World Monuments Watch listesine alınması vesilesiyle aya ayak basmış insanların geride bıraktıkları fiziki izlerin tam olarak neler olduğunu ve bunların neden insanlığın somut ve somut olmayan kültürel mirasının bir parçası olarak görülmeleri gerektiği konuşuyoruz.

Ay’ı Takipteyiz: Kültürel miras gündemi uzaya açıldı
“Antakya Tarihi Şehri” World Monuments Fund (WMF) -Dünya Anıtlar Fonu’nun, World Monuments Watch (WMW)- Dünya Anıtları İzleme/Takip 2025 Listesi’ne dünyanın dört bir yanından seçilen 25 kültürel miras alanı arasında yer aldı. Bu listeye ilk kez dünya dışından bir yer, gökteki Ay da girdi. Bu akşam, Antakya’yı WMW listesine aday gösteren Yavuz Özkaya ve Buse Ceren Gül ile konuşuyoruz. 1965’ten beri dünya kültürel mirasının korunması için çalışan, bu amaçla kaynak oluşturan WMF, 1996’dan beri yürüttüğü WMW programıyla da dünyanın dört bir yanında çeşitli tehditlerle ve sorunlarla karşılaşan kültürel miras alanlarının bilinirliklerinin artması ve korunmalarına yönelik kaynaklar oluşturulmasını destekliyor. WMF, 1996’dan bu yana WMW Listesine giren 350 kadar projeye doğrudan 120 milyon dolardan fazla katkıda bulunmuş. Konuklarımızla tarihi dokusunun ve kültür varlıklarının neredeyse yüzde doksanının deprem ve ardından gelen ‘temizlik’ hareketi sonucu yıkılmış olan Antakya şehri için bu Listede yer almanın tarihi kentsel kimlik ve kültür mirası için etkisinin ne olacağını konuşuyoruz.

World Monuments Watch 2025 Listesi: Yıkılmış Antakya için yeni bir nefes
Bu akşam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi’nin rekonstrüksiyon kararını konuşuyoruz. Türkiye’de, özellikle de İstanbul’da son 20 yıldır bir nedenle yok olmuş “tarihi” yapıların rekonstrüksiyonu projelerinin çoğalmakta olduğunu görüyoruz. Bu durum aynı yıllarda ortaya koyulan büyük “inşaat” harekatının uzantısı olarak rekonstrüksiyon kavramının içerdiği “konstrüksiyon/inşaat” eylemine tarihi bağlamda da yer açmanın bir yolu mu sorusunu akla getiriyor.
Bu konu bizi bu programa başladığımız ilk yayınımıza götürüyor; 3 Kasım 2020’de “Rekonstrüksiyon” kavramını tartışarak başlamıştık. Konuğumuz bu konuyu Arkitera’da yayınlanan yazısıyla bütün boyutlarıyla değerlendirmiş olan koruma mimarı Barış Altan ile Karaköy, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi üzerinden bu konuyu yeniden konuşacağız: Rekonstrüksiyon nedir, kültür varlıklarını koruma ilkeleri içinde yeri nedir, hangi koşullarda kabul edilebilir bir yöntemdir, tarihi ve kentsel bağlamını yitirmiş bir yapı yeniden inşa edilince “tarihi” olabilir mi, rekonstrüksiyon kararları neye dayanarak alınıyor sorularını ele alacağız.

Tarihi canlandırma adına bir inşaat daha mı? Karaköy Camii ile rekonstrüksiyon sorunsalı yeniden...
Ekim ayından bu yana Marmara Denizi’nin çeşitli yerlerinde müsilaj tekrar görülmeye başlandı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında oluşturulan Bilim ve Teknik Kurulu’nu geçtiğimiz günlerde acil toplantıya çağırdı. Toplantıda 'alternatif çözümler' kısmında sunum yapan Doç. Dr. Ahsen Yüksek’e sorduk: Denizin karşı karşıya olduğu ekolojik felaket karşısında atılması gereken en acil “alternatif” çözüm öneriniz nedir?

“Müsilaj ile küçük balıkların aşırı avlanması arasında ilişki var!"