Şimdinin tanınabilirliğine meydan okumak

-
Aa
+
a
a
a
Açık radyo
 

Şimdinin tanınabilirliğine meydan okumak

Benim her zaman radyo şenliklerinde aklıma gelen bir şahsiyet oluyor; Almanya'nın Berlin şehrinde doğmuş, babası Emil Benjamin ve annesi Pauline Benjamin olan Walter Benedix Schönflies Benjamin yani bildiğimiz Walter Benjamin.

Walter Benjamin, Tarih Kavramı Üzerine Tezler'i 1942 yılında yayınlanmış. Ahmet Cemal tarafından 1969 yılında çevrilmiş bir çalışmadan bir alıntıyla başlamak istiyorum; “Her şimdiki zaman kendisiyle eşzamanlı olan imgeler tarafından belirlenir, her ‘şimdiki an’ tikel tanınabilirliğin şimdisidir” (Benjamin, W. 1969 [1942]: 50-51).

Walter Benjamin bir sürgündü. 1933-45 yılları arasında Nazi dönemine ve Holokost'a tanıklık etti. 1940 yılında Almanya'dan kaçtı ve Portbou, İspanya ve Fransa sınırında trajik ve çaresizce intihar etti.

Yukarıda okuduğum alıntıda Walter Benjamin, ‘şimdiki zamanın tanınabilirliği’ üzerinde ısrar ediyor. Şimdi ve burada olanın tanınabilirliği konusunda ısrar ediyor, şimdiki zamanın tanınabilir olması mümkün mü diye soruyor. 

Bence bu yaşadığımız şimdiki zamanda, tanık olduğumuz 'bütün' felaketlerin tanınmasının bir sorumluluk olarak omuzlarımızda durduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bunu görmezden gelemeyiz ve gerçekliğini de inkâr edemeyiz.

Şöyle söyleyeyim: Apaçık Radyo tam olarak, bu şimdiki zamana meydan okuyor ve eş zamanlı dünyada olup bitenlere tanıklık ediyor - bu hiç kolay değil. 

Burası sadece bir öykü ya da hikâye anlatımı yeri değil; burası sadece bir bilgi aktarımı yeri de değil; burada meselenin boyutunu, derinliğini, karmaşıklığını tam anlamıyla aktarma yeridir. Bu tam anlamıyla aktarma yeri kolektik bir çabayla gerçekleşiyor yani burada anlatılan ya da seslendiren şeyler, hikayeler, bu hikâyenin gerçekliğini inkâr etmemesi için çaba sarf ediyor. 

Ya da en azından birbirimizi kolumuzdan tutup - bak, aklını başına topla, dünyanın halini unutma- diyoruz ve yaşadığımız bu hayat yani bu hayatı yaşarken, günlerimizi geçirirken, konuştuğumuz şeylerin hassasiyetlerini ve duyarlılıklarını taşıyoruz. Dolayısıyla ona göre yaşıyoruz, buna göre yemek yiyoruz, ona göre uyuyoruz, buna göre konuşuyoruz ve nihayet buna göre harekete geliyoruz.

Bu yüzden her seferinde kendimize bir çeki düzen veriyoruz. Tam da birbirimizin kollarından tutup - bak, kendine gel, dünyanın halini unutma - diyerek, hatırlatarak, birbirimizi sarsarak, bu şimdinin tanınabilirliği üzerinde durmaya çalışıyoruz.

Apaçık Radyo da tam olarak Walter Benjamín'in ifade ettiği şimdinin tanınabilirliğine meydan okuyor.