
'Look at this stranger'
Bugün James Baldwin'in 'Look at this stranger' senaryosu yeniden aklıma geliyor. Burada 'risk' tam olarak (ayakların altındaki yabancı yüzünü) temsil ediyor. Bu senaryoda yabancı çıplak bir hayatı temsil etmiyor, 'yüklü hayat' fikriyle önemli ölçüde yan yana getiriyor. Bu nedenle, ayakların altındaki yüz bugün bizi 'güvenlik' ve 'koruma' arasındaki ayrımı yeniden düşünmeye sevk ediyor.
Ölüm, kayıp, korku, risk, kırılganlık, derin boşluk- yakın karşılaşmaların iyi yaşam için test alanları olduğuna inanıyorum. Ölüm, bu mecazi anlamda, yaralanma ve adaletsizlik karşısında 'ironik bir azim' etik olarak duruyor. Emanuel Levinas, 'ölüm-yaşam metaforu' dediği şeye atıfta bulunarak, '[Komşunun] yaşamından sorumlu olduğumuz için zaten ölümde [Öteki] ile birlikteyiz' diye yazar. Ölüm-yaşamın yan yana yakınlığı, mevcut tarihimizin gündelik acil durumlarında - göç, iklim değişikliği, ırksal ölümler, hedef alınan terör - tekrarlanmakta ve eleştirel düşünme yöntemimizi ve cesaretimizi ciddi şekilde sınıyor.