Kültürel Miras ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?'de Asu Aksoy ve Burçin Altınsay, modern dönemin kamuya mal olmuş mimari eserlerinden Antalya Arkeoloji Müzesi'nin tepeden gelen bir kararla yıkılmak istenmesini Antalya Kültürel Miras Derneği üyelerinden arkeolog Gökhan Tiryaki ve gazeteci Yusuf Yavuz ile konuşuyorlar.
Son zamanlarda sık rastladığımız bir durum yine karşımızda; modern dönemin kamuya mal olmuş mimari eserleri çeşitli gerekçelerle yıkılarak yerlerine daha büyük yapılar yapılıyor. Bu eserlerin korunması için mücadele ediliyor ama ne yazık ki çoğu durumda bu çabalar boşa çıkarılıyor ve modern mimarinin özel örnekleri olan bu yapıları kaybediyoruz. İstanbul Kadıköy’deki Reks Sineması en yakın örnek; İzmir Büyükşehir Belediye Binası, Bursa Merkez Bankası ve daha önce Ankara’da İller Bankası, Ankara tenis kulübü hepsi yeni rant projeleri için yıkıldılar.
Benzeri yıkım tehdidi ile şimdi Antalya Arkeoloji Müzesi karşı karşıya. Geçtiğimiz günlerde Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz'ün katılımıyla Antalya Müzesi'nde yapılan bir lansman toplantısında bakanlığın düşündüğü yeni arkeoloji müze binası tanıtıldı. Toplantıya, basın kuruluşları ve gazeteciler dışında sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve koruma örgütlerinin ve uzmanlarının çağrılmadığını ve basın tarafından aktarılanlardan Bakanlığın mevcut yapının yıkılarak yerine yeni bir proje ile yeni bir yapının yapılmasına karar vermiş olduğunu anlıyoruz. Sebep olarak, yapının depreme karşı strüktürel olarak dayanıksız olduğu ve yapı güçlendirilse bile müzenin ihtiyaçlarını karşılamayacağı söylenmiş.

ANKA-Antalya Kültürel Miras Derneği, 27 Mart 2025 tarihinde Antalya Bölge Koruma Kurulu’na bu yapının korunması için başvuruda bulundular ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarına çağrı yaptılar. Ardından DOCOMOMO, mevcut yapının korunması gerekli kültür varlığı olarak tescili için başvuruda bulundu. Yapılan her iki başvuru da bu yapının özgün yapım teknikleri, mimari tasarım değerlerini, kentsel bağlamla ilişkilerini, çevresi ve doğa ile ilişkilerini ve toplumsal önemini çok kapsamlı biçimde açıklıyor ve yapının güçlendirilerek deprem afetine dirençli hale getirebileceğinin altını çiziyor.

Yapının yıkılmadan korunması için uğraş veren Antalya Kültürel Miras Derneği üyelerinden arkeolog Gökhan Tiryaki ve bu çabaları yazılarıyla destekleyen gazeteci Yusuf Yavuz ile bir araya geliyorız. Kendileriyle bu bina neden yıkılmak isteniyor, buna karşılık neden korunmalıdır, korunmaya değer yönleri nelerdir, binanın koruma altına alınması için neler yapıldı, sonuçlar nedir, bu konuları ele alıyoruz.
Antalya Arkeoloji Müzesi, o zaman “Antalya Bölge Müzesi” olarak 1964’te yarışma ile projesi elde edilmiş ilk müze kompleksi, dönemin turizm planlamalarının ve müzeleri çoğaltma, yaygınlaştırma hedeflerinin de örneği. Yarışmayı birincilikle kazanan bu projenin mimarları Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler. Döneminin özgün ve değerli bir mimari eseri olan bu müze korumaya değerli bir kültür varlığı olarak görülmemekte ve 'sağlam değil ve yetersiz' gibi gerekçelerle kolaylıkla gözden çıkarılmakta; yapıyı koruyarak, güçlendirerek var olan sorunlarına çözüm üretmek yerine yıkıp yeniden yapma politikası uygulanmakta. Konunun bir diğer yüzünde de şu var; 1964 yılında açık bir yarışma ile elde edilmiş bir yapı yerine bugün tartışılmadan; ne uzmanlara, ne de halka danışılmadan Bakanlığın kapalı bir süreç içinde aldığı bir kararla yeni bir müze yapısı için proje yaptırılıyor olması.