
Almanya AfD ve Yeni Siyasi Kaymalar: “Demokrasinin alacakaranlığına tanık oluyoruz”
Göç Araştırmaları Vakfı bünyesindeki Türk Diasporası Araştırmaları Merkezi (TÜDAM) Araştırmacısı Haydar Haluk Ceylan tarafından hazırlanan 'Popülizm Aşırı Sağ: AfD’nin (Almanya için alternatif parti) Göçmen Karşıtı Stratejileri ve Söylemleri' başlıklı analiz yayımlandı. Bu analizde, 23 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşecek olan Almanya Federal Meclis seçimleri öncesinde Almanya’da aşırı sağın yükselen aktörlerinden Almanya için Alternatif (AfD) partisinin göçmen karşıtı politikaları ve söylemleri detaylı bir şekilde incelenmektedir.
Almanya'da son seçimlerde parti liderleri göçe karşı birleşti. Sahra Wagenknecht (Sahra Wagenknecht Birliği) Alman sol partisi de buna dahil. Bu aslında bizim sık sık konuştuğumuz, yeni bir siyasetin göstergesi. Bu yeni siyaset biçimi açıklamak kolay değil. Örneğin Sahra şöyle bir yarın hedefliyor; “Daha cömert emekli maaşları ve asgari ücretin artırılmasından iklim koruma önlemlerinin kısıtlanması ve iltica düzenlemelerinin sertleştirilmesine kadar her konuda kampanya yürüten bu parti, hem sol hem de sağ politikaları bir araya getirerek siyasi manzaradaki bir boşluğu dolduruyor olarak tanımlanıyor.”
Bu cömertlik, 'iklim' koruma önlemlerini kısıtlayarak ve 'iltica' düzenlemeleri sıkılaştırarak boşluğu doldurmayı amaçlıyor - ekonomik boşluğu doldurmayı amaçlıyor.
Tarık Ali'nin You Can’t Please All (Herkesi Memnun Edemezsiniz) adlı otobiyografik kitabında söylediklerini burada tekrarlamak istiyorum.
Şu anda tanık olduğumuz bu 'berbat zamanlar' daha önce hiç yaşanmamıştır. Tarih artık tekrar etmiyor.
“Avrupa’nın siyasi partilerde bu tür kaymalar, bariz kaymalar, yer değiştirmeler apaçık bir ikiyüzlülüktür. Avrupa genelinde bu apaçık ikiyüzlülük artık çok yaygın. Artık 'hem merkez sol, hem de merkez sağ tamamen ikiyüzlü bir şekilde aşırı sağ ile yan yana duruyor.'
Tarık Ali, aşırı sağ ve aşırı sol hakkında çok fazla endişelenmek yerine, aşırı merkeze daha fazla odaklanmamız gerektiğini söylüyor: Bu uyarı Avrupa'da demokrasinin gerilemesi ve Alman hegemonyası hakkında işaret ediyor.
Wagenknecht'in görüşleri, sol eğilimli ekonomi, göçmen karşıtı söylem ve ABD'ye şüphe ve Rusya'ya süregelen desteğe dayalı bir dış politikanın eklektik bir karışımıydı. Yıllarca eski Doğu Alman Komünist Partisi'nden doğan Die Linke'nin (Sol) yüzü olan Wagenknecht, geleneksel siyasetle ilgili hayal kırıklığını sık sık dile getirmiştir.
Die Linke, hatırlayacağınız üzere, Almanya'da yaşayan Yahudileri korumaktan bahsederken, Yahudilerden daha fazla ayrımcılığa ve saldırıya uğrayan Müslümanları antisemitizmi arttırmakla uyarıyordu. Ancak Sahr Wagenknecht için durum artık böyle değil. Cömert bir ekonomi için farklı bir çizgi izliyor. AFD'ninkinden farklı olmayan bir çizgi...
Bunu nasıl açıklayabiliriz? Bence bunu bir mesele haline getirmeliyiz? Bu ikiyüzlülüğün, bu siyasi eylemin arkasındaki nedenler veya kaygılar nelerdir?