Man-yi Tayfunu’nun bilançosu netleşmeye başladı

-
Aa
+
a
a
a

Filipinler’in Bicol bölgesindeki Catanduanes Adası yakınlarında karaya çıkan Man-yi Tayfunu’nun bilançosu netleşmeye başladı.

Gezegenin Geleceği: 19 Kasım 2024
 

Gezegenin Geleceği: 19 Kasım 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Filipinler’in Bicol bölgesindeki Catanduanes Adası yakınlarında karaya çıkan Man-yi Tayfunu’nun bilançosu netleşmeye başladı. Yerel yetkililerden edinilen bilgilere göre, hızı saatte 185 kilometreye ulaşan rüzgarlara yol açan tayfun nedeniyle ülke genelinde 1.2 milyon kişi evlerinden tahliye edilirken, en az 93 uçuş iptal edildi. Tayfun, birçok bölgede maddi hasara ve elektrik kesintilerine neden oldu. Şiddetli rüzgar, ağaçları yerlerinden sökerken, evlerin çatısı uçtu. Tayfun nedeniyle 26 yerel ve iki uluslararası havaalanının geçici olarak kapatıldığını açıklayan yetkililer, birçok feribot seferinin de askıya alındığını ifade etti. Arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarının ordu ve sahil güvenlik kuvvetleri dahil 36 bin personelin katılımıyla sürdüğü belirtildi. Filipinler Atmosferik, Jeofizik ve Astronomik Hizmetler İdaresi (PAGASA), tayfunun bu gece itibariyle kademeli olarak etkisini yitireceğini açıkladı. PAGASA, hızı saatte 185 kilometreye ulaşan rüzgarlara neden olan Man-yi Tayfunu’nun ‘Süper Tayfun’ kategorisine alındığını açıklamıştı.

COP29’da hayal kırıklığı

COP29’daki iklim finansmanı anlaşmasına ilişkin yavaş ilerleme, çok büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Uzmanlar, Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefine ulaşmak için 2030’a kadar, Çin hariç olmak üzere, gelişmekte olan ülkelere her yıl toplam 1 trilyon doların aktarılması gerektiğini söyledi ancak müzakerelerin ilk haftasında sınırlı ilerleme kaydedildi ve uyum, emisyonların azaltılması ve önceki taahhütlerin yerine getirilmesi konusundaki görüşmeler neredeyse tıkandı. Gelişmiş ülkeler, iklim finansmanı konusunda ayak sürürken, çoğu özellikle iklim felaketlerine maruz kalan gelişmekte olan ülkeler ise giderek umutsuzluğa kapıldı. WWF’nin küresel iklim politikası kıdemli danışmanı Mark Lutes, COP29’un ilk haftasının çok zor geçtiğini söyledi. Lutes, müzakerecilerin muhtemelen ‘çok zor siyasi meseleler’ ortasında kendilerine verilen yetkilere bağlı kalmaları nedeniyle görüşmelerin durduğunu ifade ederken, “Bu zor sorunları çözenler her zaman bakanlar,” dedi. WWF’nin küresel NDC geliştirme lideri Shirley Matheson ise şunları söyledi, “Odada çok fazla hayal kırıklığı, çok fazla endişe var. Tarafların gerçekten bir araya gelip bu sorunu çözmesi gerekiyor.” Umalım biran önce anlaşırlar, yoksa önümüzde Filipinler’de olanlar var.

İklim adaletinin sağlanması için mücadele

Atlas Sarrafoğlu, Seren Anaçoğlu ve Ela Naz Birdal, Türkiye’nin Paris Anlaşması kapsamında 13 Nisan 2023 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne sunmuş olduğu iklim hedefinin yetersiz olması nedeniyle hukuki yollara başvurarak gelecek haklarının korunması için dava açmışlardı. Türkiye’nin taraf olduğu Paris İklim Anlaşması kapsamında, küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlama hedefine uygun olarak bir Ulusal Katkı Beyanı (NDC) belirlemesi gerekiyordu. Türkiye’nin taahhüt ettiği NDC, Paris Anlaşması hedefleri ile uyumlu ve güçlü olmadığından açılan dava, Danıştay tarafından iç hukukta bağlayıcı, icra edilebilir bir idari karar niteliğinde olmadığı gerekçesi ile reddedildi. Dava avukatı Deniz Bayram, bu kararın Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı anayasal ve uluslararası yükümlülüklerine aykırı olduğunu belirtti. Reddin ardından, Türkiye’nin ilk iklim davasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan genç iklim aktivistlerinden hukuk öğrencisi Seren Anaçoğlu, süreci şöyle yorumladı, “Davamızın Anayasa Mahkemesi’ne taşınması, sadece hukuki bir süreç değil, iklim adaletinin sağlanması için verilen bir mücadele. İklim krizinin yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kalan gençler olarak bizler, Türkiye’nin belirlediği yetersiz iklim hedeflerinin geleceğimizi tehlikeye atacağını görüyoruz. Türkiye’nin 13 Kasım’da COP29’da açıkladığı 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi, kömürden çıkışa dair net bir plan sunmuyor ve emisyon azaltım hedefleri Paris Anlaşması’nın 1,5 °C hedefiyle uyumlu değil. Sadece uygulanmayan vaatlerle değil, etkili ve acil adımlarla desteklenen bir politika değişikliği olması gerektiğine inanıyoruz. İklim krizi, yalnızca çevreyle ilgili bir sorun değil, insan haklarını doğrudan etkileyen küresel bir kriz. Yenilenebilir enerjiye geçiş hızlandırılmadan, emisyonlar kararlı bir şekilde azaltılmadan ve fosil yakıtlardan çıkış sağlanmadan bu krizi aşmak mümkün değil. Anayasa Mahkemesi’nden beklentimiz, geleceğimizi tehdit eden bu sorun karşısında anayasal haklarımızın korunmasını sağlamak ve Türkiye’nin uluslararası taahhütlerini yerine getirmesini teşvik etmek.”

Uzungöl için ‘Çevre Düzenlemesi ve Altyapı Yenilenmesi Projesi’ hayata geçirildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Trabzon'un Çaykara ilçesindeki Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yer alan Uzungöl'ün çevresindeki kaçak ve çarpık yapılaşmaya neden olan binaları yıkarak, bölgenin yeşil alan vasfının korunmasını sağlayacak. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Uzungöl için ‘Çevre Düzenlemesi ve Altyapı Yenilenmesi Projesi’ hayata geçirildi. Proje kapsamında, Türkiye'deki 19 Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer alan, aynı zamanda Doğal Sit Alanı ve Tabiat Parkı statüsünde olan Uzungöl'ün kanalizasyon ve elektrik altyapısı güçlendirildiği ifade edildi. Göl kenarındaki doğal yürüyüş yollarının korunduğu projenin ikinci etabı kapsamında ise Uzungöl'ün etrafındaki kaçak ve çarpık yapılar yıkılacağı belirtildi. Sosyal medya platformu X üzerinden paylaşım yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Karadeniz'in incisi Uzungöl'ün etrafındaki görüntü kirliliği oluşturan ruhsatsız yapıları kaldırıyor, yeşil alanları artırıyoruz. Yemyeşil doğasıyla Uzungölümüzü, gelecek nesillere eşsiz güzelliğiyle bırakacağız," dedi.