Nereye Doğru’da Cengiz Aktar, Ukrayna'ya gönderilen silahlar için menzil sınırının kaldırılmasına, Avrupa Birliği Konseyi'nde onaylanan Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE) kararına, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından yayınlanan barış koruma operasyonlarındaki düşüşü gösteren rapora, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) yayınladığı İsrail'e yapılan ihracat istatistikleri raporuna ve Sudan'da devam eden katliamlara değiniyor.
Nereye Doğru’ya, “Bugün savaş ve barıştan bahsedelim” diyerek başlayan Cengiz Aktar, “Neredeyse kavram haline gelen ‘Terörsüz Türkiye’ diye bir ifade var. Peki, bu terörsüz Türkiye yerine barışçıl veya savaşsız Türkiye desek nasıl olur? Ama biz bunları söylerken her üç coğrafyada - Filistin'de Gazze'de, Ukrayna'da ve Sudan'da - insan oğlu hiç durup dinlenmeden diğerlerini öldürmeye devam ediyor. Gazze soykırımındaki son gelişmelere ayrıntılı olarak bakmadım ama bir yenilik yok. Günde ortalama 30-40-50 - Allah ne verdiyse- vuruyorlar fakat artık onlar da niye vurduklarının da farkında değiller. Tamamen çileden çıkmış, hiçbir anlamı kalmamış bir soykırım cereyan ediyor. Daha çok erkek öldürüyorlar, kadınları daha az öldürüyorlar diye bir istatistik yayınlandı - kim nasıl sayıyorsa - fakat bunun nerede duracağı konusunda da hiçbir tahmin yürütmek mümkün değil. Zira bu zengin Arap ülkeleri Trump ile ne konuştu, Trump onlara ne dedi? Çünkü Trump ikide bir çıkıp ‘Haydi artık sıkıldım’ gibi, ‘Bitirin bunu’ gibi şeyler diyor, biliyorsunuz. Filistin’e de, Ukrayna'ya da aynı şeyi söylüyor,” açıklamasında bulunurken, programına şöyle devam etti.
“Ukrayna'nın menzil sınırı kalktı. Ukrayna savaşının başlangıcından beri Batılılar, verdikleri mühimmat ve silah desteğine - Rusya'da ancak belli yerleri vurabilsinler diye - menzil sınırı getirmişti ve bu menzil sınırını geçtiğimiz hafta sonu kaldırdılar, bu yeni bir aşama demek, ellerindeki o yüksek menzilli silahları istedikleri gibi kullanabilecekler ve İstanbul'da başlayan barış ya da ateşkes görüşmelerinin ikinci görüşme tarihi bile söylenmedi, sadece karşılıklı esir değiş tokuşu yapıldı. Bu arada Rusya'nın kaybettiği asker sayısıyla ilgili tüyler ürpertici bir çalışma yayınlandı; yüz binlerce asker olduğu söylendi. Ukrayna'daki ölü sayısı hakkında da rakamlar var ama hiçbir zaman Rusya'nın kaybettiği asker sayısı kadar değil,” diyen Cengiz Aktar, ardından Security Action for Europe (SAFE) yani Avrupa Güvenlik Eylemi ile ilgili gündemine geçti.
Cengiz Aktar, “Savaş veya barış çerçevesinde Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Güvenlik Eylemi adlı düzenlemeyi dün onayladı. SAFE, ortak tedarik yoluyla savunma sanayisine yatırım yapmak isteyen Avrupa Birliği üye devletlerine - sadece bu 27 ülkeye de değil - destek vermeyi hedefleyen, Avrupa savunmasının teknolojik ve endüstriyel tabanına yönelik acil ve büyük ölçekli yatırımları finanse edecek mali bir araç. Üretim kapasitesini arttırarak gerekli savunma ekipmanını zamanında temin etmek, yetkinlik eksikliklerini gidermek ve Avrupa Birliği'nin genel savunma hazırlığını güçlendirmek istiyorlar. Bu konudan epeydir bahsediyoruz. Avrupa'nın yeni güvenlik ve savunma mimarisi artık ete kemiğe bürünüyor. Ortak kararda 27 Avrupa Birliği ülkesi dışında üç ülkeden daha bahsediliyor ve bir tanesi de Ukrayna. Ukrayna'nın savunma sanayisini baştan itibaren bu araca dahil ediyorlar. Diğerleri de Britanya ve Norveç fakat EFTA ülkeleri dediğimiz Avrupa Birliği ile iktisadi anlaşmaları olan Liechtenstein, İsviçre, Norveç gibi ülkeleri de dahil ediyorlar ve tabii müstakbel adayları, potansiyel adayları da dahil ediyorlar yani Avrupa çapında bir mali araç haline geliyor. Aday dendiğinde de - tabii ister istemez - Türkiye de bunun içine dahil oluyor. Yunanistan ve Kıbrıs bu işten son derece rahatsızdı ama bu karar oy çokluğuyla alındığı için engelleyemediler ve şimdilik yapılabilecek pek bir şey yok. Türkiye'yi bu yeni mimarinin içinden ve mali ve teknik araçlar gibi bütün araçlarından dışlamak pek mümkün gözükmüyor. Ulusal planlar doğrultusunda ve talep üzerine 150 milyar euroya kadar uzun vadeli krediler sağlanacak. En az iki ülkenin birlikte çalışması uygun görülüyor ama acil durumlarda askeri teknoloji o ülkede var ise o ülke tek başına bu mali kaynaktan yararlanabilecek. Durum bu, çalışmalar hızla ilerliyor ve 29'unda da Avrupa Birliği'nin resmi gazetesinde yayınlanarak yürürlüğe giriyor. Ne kadar acil olduğunu anlatmak için tarihi söylüyorum çünkü iki aciliyet var; bir tanesi önü tamamen açılan Ukrayna'ya silah desteği ki ABD de buna dahil yani ABD’nin ilk başlardaki ‘Haydi artık barışın’ söylemleri bitti. Hem ABD'den, hem de başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinden Taurus füzeleri verilmeye başlandı. Orada bir hızlanma görülüyor ama bu nereye gider? Yıl içinde veya yılın ikinci yarısında bir ateşkese doğru gider mi? Gidebilir tabii çünkü başta da söylediğim gibi, menzil yasağı kalktı, bu çok önemli yani gidip Rusya’da Vladivostok'u da vurabilecekler,” diyerek savaş ve barış bağlamında son derece endişe verici bir raporla gündemine şöyle devam etti.
“Bu rapor, 29 Mayıs Birleşmiş Milletler Barış Gücü Günü münasebetiyle Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından Pazartesi günü, bütün bu konuştuklarımızı teyit eden ve Birleşmiş Milletler'in barış gücü faaliyetlerine odaklanan bir çalışma yayınlandı. Bulgular şöyle; 2024'te dünya genelinde toplam 61 aktif, çok taraflı barışı koruma operasyonu var. Barış operasyonlarına katılan personel sayısı son 10 yılda %40 azalmış yani 2015 ile 2024 arasında çok taraflı barış operasyonlarına katılan personel sayısında jeopolitik gerilim ve mali yetersizlikler nedeniyle %40'dan fazla düşüş var. Milletin barışa verecek parası yok yani ülkelerin savaşa verecek paraları var, o anlama geliyor tabii. Toplam 61 tane olan barış koruma operasyonlarının yapıldığı ülke sayısı 36. 61 aktif operasyonun 21 tanesi ise Sahra Altı Afrika'sında, Avrupa'da Kosova gibi ülkelerde irili ufaklı 19 operasyon var. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da (MENA bölgesi) 14, ABD'de 4, Asya ve Okyanusya'da da 3 operasyon devam ediyor. Yani az buz değil, yaklaşık 162 bin asker var. 2015 rakamı 162 bin iken, şimdi bu rakam 94-95 bine düşmüş vaziyette. Asker de vermedikleri için barışı korumanın doğrudan etkinliği azalıyor ama bir de Birleşmiş Milletler'den artık bu tip barış koruma operasyonları için karar çıkmıyor yani ortak karar alamıyorlar çünkü barışı tesis edemiyorlar ki korusunlar. Aksine tamamen savaşa yönelik kararlar çıkıyor. Artık paradigma değişikliğinden bahsetmek mümkün. Eskiden Birleşmiş Milletler'in barış operasyonları çok revaçtaydı. Ne savaş, ne barıştı ama hiç olmazsa insanlar, hayvanlar ölmezdi, doğa zarar görmezdi. Şimdi bu bitti. Avrupa Güvenlik Eylemi’nin adı SAFE yani ‘Güvenli’ olsa da tamamen artık savaşa yönelik ya da olumlu yaklaşırsak savaşı bir şekilde engellemeye yönelik bir dünyadayız,” diye belirten Cengiz Aktar’a Ömer Madra da Nesrine Malik’in The Guardian gazetesinde Gazze soykırımıyla ilgili yazdığı makaleden şu alıntıyı yaptı; “Dönüm noktası olması beklenen dönüşler başladı. Artık tepkiler gösteriliyor ama bunun herhangi bir değişiklik yaratacağı konusunda hiçbir belirti görünmüyor, sadece söylemler değişti. Uluslararası hukuk düzeni de çökmüş olduğu için asıl yapılacak olan şeyler yapılmıyor. Avrupa Birliği, İsrail'in toplam ticaretinin üçte birini oluşturuyor. İsrail’e ambargo gelmesi lazım ama hiç ondan bahseden yok. İsrail hükümeti parya hükümeti statüsüne düştü ama hiçbir abluka lafı da geçmiyor. Ortalıkta büyük bir korkaklık ve sessizlik hüküm sürüyor ve hiçbir şey yapılmazsa, bu ahlaki ve siyasi karanlık çağ hepimizi saracaktır.’ “Söylemler bile tam manasıyla değişmedi, öyle ortaya konuşuyor herkes. Bir de şimdilerde özellikle Yahudi kökenli Avrupalı gazeteciler arasında ‘Artık yeter, çok fazla öldürdünüz’ diyen bir ruh ve şuur hali var. Akıl alır gibi değil! İspanya ve İrlanda'nın yaptığını başka bir ülke yapamadı,” diyen Aktar, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) İsrail'e yapılan ihracat istatistikleri raporuyla ilgili gündemine geçti.
“Merkezi Cenevre’de olan UNCTAD, zengin olmayan ülkelerin ticaret istatistiklerine bakan bir Birleşmiş Milletler kuruluşudur. UNCTAD tarafından yapılan, Birleşmiş Milletler Ticaret Veri tabanına göre İsrail'e yapılan ihracat istatistikleri El Cezire'de yayınlandı. Birinci Çin, 19 milyar; ikinci ABD, 9,5 milyar; üçüncü Almanya, 5,6 milyar; dördüncü İtalya, 3.6 milyar - unlar taze istatistikler - ; beşinci Türkiye, 2.8 milyar; altıncı Rusya, 2.3 milyar diye gidiyor. Rakama boğmayayım ama Rusya'dan sonra Fransa, Güney Kore, Hindistan, İspanya, Birleşik Krallık, Japonya, Hollanda, Vietnam ve İsviçre geliyor. Nasıl? Bir yandan savaş, bir yandan ticaret. Savaş değil, soykırım tabii!” diye belirttiğinde Ömer Madra da, “Evet, soykırım ve Türkiye'nin de çok yakın bağlantıları devam ediyor. Beşinci sırada olması da çok çarpıcı bir gerçek,” yorumunu yaptı. Aktar, “Birleşmiş Milletler ticaret veri tabanına (UNCTAD) herkes girip bakabilir, açık bilgi. Vakti zamanında eski bakanlardan birisi ‘Tamam, biliyoruz, çok kötü şeyler oluyor ama ticaretten de epey para kazanıyoruz, bundan vazgeçemeyiz’ demişti. Çin'in durumu da çok ilginç. Çin bir taraftan ‘Gazze Filistin'dir, Filistin Gazze'dir’ diyor, bir takım girişimlerde de bulunuyor. Bir sene kadar önce bütün Filistinli farklı grupları bir araya getirdiler. Bundan pek bir şey çıkmadı ama en azından Çin Dış İşleri Bakanı İsrail'in yaptıkları konusunda sık sık beyanatta bulunuyordu ama bir bakıyorsun Çin, 19 milyarla İsrail’e ihracatta birinci sırada yani ABD'den iki misli ihracat yapıyor. İsrail'in 2024'te toplam ithalatı 91.5 milyarmış. Küçücük bir memleketten bahsediyoruz sonuçta. Dolayısıyla savaşa ve kimi yerlerde de soykırıma son hızla devam,” diyen Aktar, “Keşke benzer istatistikler Sudan için de çıksa,” diyerek Sudan gündemine geçti.
“Sudan'da Arap Emirlikleri ve Rusya başı çekiyor ve Türkiye orada da var. Ankara, Hartum hükümetini destekliyor ama buna mukabil Hızlı destek güçlerini (Cancavidler) de Arap Emirlikleri ve Rusya destekliyor. Sürekli katliam yapıyorlar,” diye belirten Cengiz Aktar’a Ömer Madra, “Büyük ve sessizce geçiştirilen muazzam bir katliam devam ediyor,” yorumunu yaptı. “Gazze, Ukrayna ve Sudan; artık bu üçlüyü birlikte zikretmek lazım çünkü Sudan hep unutuluyor. Sudan çok büyük bir ülke; 14 milyon kişi yerinden, yurdundan oldu. Savaş ve barış temasından şimdilik benden bu kadar,” diyerek bu haftalık gündemini tamamladı.